BIST 100 9.602,17 %-2,09 Dolar 36,41 %0,38 Euro 38,14 %-0,05 Altın Gram 3.438,14 %0,27 Brent Petrol 74,42 %-2,68 Bitcoin 96.248,63 %0,97
,

Polise 'kafa atmaya çalışırken kelepçelenen' başvurucuya red kararı

Anayasa Mahkemesi, polis merkezinde kötü muameleye maruz kalınması ile olaya ilişkin olarak etkili bir ceza soruşturması yürütülmemesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasını haksız buldu.

Polise 'kafa atmaya çalışırken kelepçelenen' başvurucuya red kararı

Başvurucunun polis merkezine getirildiği sırada herhangi bir yaralanması yokken polis merkezinde fiziksel şiddete maruz kaldığı iddiası bakımından soruşturma dosyası incelendiğinde güvenlik güçlerine tekme ve kafa atarak saldırmaya çalıştığı için başvurucuya kademeli olarak güç kullanıldığı, ayrıca kendisine ve güvenlik güçlerine zarar vermesini önlemek için kelepçe takıldığı anlaşılmıştır. Kamera kayıtlarında da başvurucunun alkollün etkisiyle saldırgan tavırlar sergilediği görülmüştür. Başvurucunun bu agresif tavrı nedeniyle kolluk görevlilerinin başvurucuyu kontrol altına almaya çalışması, bu amaçla güç kullanması, başvurucunun kendisine ve çevresine zarar vermemesi için güvenlik kaygısıyla kelepçeli olarak tutulmasında bir sorun görülmemiştir.

Diğer yandan başvurucuda meydana gelen yaraların niteliği dikkate alınarak güvenlik güçlerinin kullandığı gücün orantısız olduğu sonucuna ulaşılmasının mümkün olmadığı değerlendirilmiştir.

İkinci olarak başvurucu; ellerinin arkadan kelepçelenerek polis merkezinin koridorunda dakikalarca yerde bekletildiğini, bu süre zarfında da güvenlik güçleri tarafından tartaklanıp tokatlandığını, sonrasında nezarethaneye alınarak burada da dakikalarca yüzüstü yerde bırakıldığını iddia etmektedir. Başvurucunun soruşturma kapsamındaki beyanlarında bu iddiasını dile getirdiğine dair bir bilgiye rastlanmamıştır.

Olayın gerçekleşme şartları bir bütün olarak değerlendirildiğinde soruşturma sonucunda verilen kovuşturmasızlık kararındaki değerlendirmeden ayrılmayı gerektirecek bir husus bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

BİRİNCİ BÖLÜM

KARAR

(Başvuru Numarası: 2019/11805)

Karar Tarihi: 8/2/2023

BİRİNCİ BÖLÜM

KARAR

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, polis merkezinde kötü muameleye maruz kalınması ile olaya ilişkin olarak etkili bir ceza soruşturması yürütülmemesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 28/3/2019 tarihinde yapılmıştır.

3. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu 26/7/2018 tarihinde saat 01.10 sıralarında alkollü şekilde araç kullanırken trafik kazası yapmıştır. Olay yerine gelen güvenlik güçleri tarafından hazırlanan 26/7/2018 tarihli Olay Tutanağı'nda; alkollü olan başvurucunun polis merkezine götürülmesi sırasında hakaret etmesi ve saldırgan hareketlerde bulunması üzerine zor kullanarak ekip aracının nezarethane bölümüne konulduğu, polis merkezinin bahçesinde de taşkınlık yapmaya devam ettiği, görevli polislere saldırırken alkollü olduğundan dengesini kaybederek birçok kez yere düştüğü, oturma banklarına çarptığı, ağız ve dudaklarından yaralandığı, boyun kısmında kolyeden, oturma banklarına çarpmaktan, yere düşmekten dolayı kızarıklık ve çizikler meydana geldiği, polis merkezindeki görevlilere tekme ve kafa atarak saldırmaya ve hakaret etmeye devam etmesi üzerine başvurucuya karşı kademeli güç kullanıldığı, kendisine ve görevli polislere zarar vermesini önlemek amacıyla başvurucuya kelepçe takıldığı, sağlık raporunun temini sonrasında başvurucunun görevli memurlara saldırmaya ve hakaret etmeye devam ettiği, savcılık talimatıyla nezarethaneye konulduğu ifade edilmiştir.

6. Başvurucunun müdafi talep etmemesi üzerine müdafisiz olarak, şüpheli sıfatıyla kolluk nezdinde alınan 26/7/2018 tarihli şüpheli ifadesinin ilgili kısmı şöyledir:

"... Ben kaza yerinden iken polisler geldiler. Burda polislerle aramızda bir tartışma geçti. Olay esnasında geçen konuşmaları hatırlamıyorum. Beni hastaneye götürdüler. Olay yerinde polisler beni zorla yaka paça aldılar. Kimseye vurmadım. Hastaneden polis merkezine geldim. Beni nezarethaneye koydular, Polis merkezinde veya dışarıda bana bir polisin vurduğunu hatırlıyorum. Ama yüzünü hatırlamıyorum. Gece nezarette kaldım. ... Beni darp eden polisden davacı ve şikayetçiyim..."

7. Başvurucu; Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığına (Cumhuriyet Başsavcılığı) 27/7/2018 tarihinde şikâyet dilekçesi sunarak hastanedeki işlemlerin bitmesinden sonra arabada ya da başka bir yerde, güvenlik güçlerinin fiziksel şiddetine maruz kaldığını, uyandığında nezarethanede kanlı bir şekilde, yüzüstü yatmakta olduğunu, güvenlik güçlerinin babasına da fiziksel şiddet uyguladığını, hakkında gözaltı kararı bulunmadan sabaha kadar gözaltında tutulduğunu iddia ederek polis merkezindeki kamera kayıtlarının incelenmesini talep etmiştir.

8. Başvurucunun vekil olmaksızın, Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde alınan 27/7/2018 tarihli müşteki ifadesinin ilgili kısmı şöyledir:

"... Karakoluna götürdüler, ben alkollü olduğum için olayı hatırlamıyorum, küfür mü ettiğimi dahi hatırlamıyorum, polisler beni polis aracında veya karakolda darp ettiler, ancak nerede darp ettiklerini tam olarak hatırlamıyorum çünkü alkollüydüm, daha sonra beni Bölge Eğitim Araştırma Hastanesine alkolün etkisinden kurtulmam için götürdüler, orada serum taktılar, kan aldılar, gece nezarethanede kaldım, gece bir ara nezarethanede uyandım yüzümden kan akmış, betona gelmiş, o arada ben tekrar uyuya kalmışım, sabahleyin uyandığımda ifademi aldılar, daha sonra hastaneye darp raporunu aldırmaya götürdüler, darp raporu alındı şu anda Gölbaşı Polis Merkezi Amirliğindedir, babam ve arkadaşım beni kurtarmaya çalışırken onları da darp etmişler, hakkımda gözaltı kararı dahi olmadığı halde beni gözaltına almışlar, sonuç olarak, beni darp eden Gölbaşı Polis Merkezi Amirliğinde bulunan polis memurlarından şikayetçiyim, cezalandırılmalarını talep ediyorum, kamera kayıtlarının incelenmesini istiyorum..."

9. Başvurucunun müdafisiz olarak, müşteki/şüpheli sıfatıyla Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde alınan 7/11/2018 tarihli ifadesi "... Alkollü olduğum için hatırlamıyorum ama beni karakola götürmüşler. Nezarethane de uyandığımda yüzümden kanlar aktığını gördüm. Uyandıktan sonra karakolda ifadem alındı. Darp raporu alınması için hastaneye gittik. Beni darp eden polis memurlarından davacı ve şikayetçiyim..." şeklindedir.

10. Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesince başvurucu hakkında düzenlenen 26/7/2018 tarihli (saat 02.57) genel adli muayene raporunda -geçici rapor olduğu belirtilmiştir- "Hasta detaylı muayeneyi ve tedaviyi kabul etmedi. Sol el ayasında bir kaç adet abrazyon [sıyrık], sağ skm [anlaşılamadı] arkasında 3-4 adet abrazyon, sağ dizde eskiye ait skar dokusu. Sol dizini açmadı. Karın ve göğüs travması olmadığını belirtti..." tespitleri yer almaktadır. Raporun öykü kısmında "araç içi trafik kazası" yazmaktadır.

11. Palandöken Devlet Hastanesince başvurucu hakkında düzenlenen 26/7/2018 tarihli (saat 10.06) genel adli muayene raporunda -kesin rapor olduğu belirtilmiştir- "Dudakta iç ve dış kısımda 0,5 cm kesi, alında 1 cm şişlik, sağ yanak üzerinde 2 cm kızarıklık, sağ boyunda 3 adet 5 cm cilt sıyrığı kızarıklık, sağ ve sol dizde 3 cm cilt sıyrığı kızarıklık mevcut... BTM ile giderilebilir." tespitleri yer almaktadır.

12. Yakutiye İlçe Emniyet Müdürlüğü (İlçe Emniyet Müdürlüğü) başvurucu hakkında görevi yaptırmamak için direnme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından fezleke hazırlamıştır. Bu kapsamda İlçe Emniyet Müdürlüğü; polis memurlarının şikâyetçi olarak, polis merkezinde bulunan bazı kolluk görevlilerinin ise tanık olarak beyanlarını almıştır.

13. İlçe Emniyet Müdürlüğü, belirtilen suçlara dair yürütülen soruşturmaya esas olduğunu belirterek olay günü görev yapan polislerin listesinin iletilmesini Erzurum İl Emniyet Müdürlüğünden talep etmiştir. Liste 8/8/2018 tarihinde iletilmiştir.

14. Cumhuriyet Başsavcılığınca 17/8/2018 tarihinde görevlendirilen, Adalet Komisyonu Bilirkişi Listesi'nde yer alan bir bilirkişi tarafından hazırlanan 22/10/2018 tarihli bilirkişi raporunun ilgili kısmı şöyledir:

"...

1-... PMA ÖN BAHÇE GİRİŞİ ... 2 saatlik video kaydının incelenmesinde; video kaydının ... şüpheli şahıs elleri arkadan kelepçeli bir şekilde iki tanesi resmi bir tanesi sivil kıyafetli polis memuru eşliğinde karakola giriş yaparken görülmektedir...

2-... TRAFİK POLİSİ KAMERA... video kaydının incelenmesinden... şüpheli şahıs polis memurlarına tekme atıp küfürler ederken görülmekte bunun üzerine polis memurları şüpheli şahsı karakola götürürken görüntülenmiştir. Video kaydında bulunan ses dökümü aşağıdaki gibidir ;

Polis Memuru : Şimdi bir sakin , Furkan bak şimdi,

Şüpheli Şahıs : Aç lan kollarımı g... (Bu esnada görevli polis memurlarına tekme atar)

Polis Memuru : Bak tekme atacaksan işlem yapacağız sana, Alın götürün şunu.

Şüpheli Şahıs :Aç lan kollarımı g...

Polis Memuru : Sen dışarı çık.

Şüpheli Şahsın Yakını : Öyle dışarı mışarı çık yok.

3-...PMA GİRİŞ... video kaydının incelenmesinde... şüpheli şahıs karakola polis memurlarının eşliğinde giriş yaparken görülüyor, Polis memurları şüpheli kişiyi önce sandalyelere oturtuyor daha sonra ise yere yatırıyorlar, şüpheli şahıs bir müddet yerde kaldıktan sonra polis memurları tekrardan sandalyeye oturtup ellerini çözerken görüntüleniyor. Devamında şüpheli şahıs polis eşliğinde ifade odası olduğu düşünülen odaya alınırken görüntüleniyor ve sonra da ifade odası olduğu düşünülen yerden çıkartılırken görülüyor...

4-...PMA NEZARET ... video kaydının incelenmesinde... şüpheli şahıs nezarate polis memurları eşliğinde giriş yaparken görüntülenmekte polis memurları şüpheli kişiyi yüzü koyun bir şekilde yere yatırıyor şüpheli 25 dakika bu şekilde yerde yattıktan sonra kendi imkanlarıyla ayağa kalkıyor ve görevli memurlar tarafından nezaretten çıkarılıp bir yere götürülüyor. Çıkış işleminden 1 saat kadar sonra şüpheli şahıs elleri açık bir şekilde nezarete geri getiriliyor ve şüpheli şahıs nezarethanede uyumaya başlıyor. Yaklaşık 5 buçuk saat kadar uyuduktan soma uyanıp görüntülerde görüldüğü üzere lavabo olduğu düşünülen bir yere gidiyor ve geri döndükten sonra kıyafetlerini giyip nezarethaneden polisle beraber çıkıyor..."

15. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 13/11/2018 tarihinde talep edilmesi üzerine başvurucunun babası H.D.nin 7/1/2019 tarihinde müşteki olarak beyanı kolluk nezdinde alınmıştır.

16. Başvurucu vekili, sunduğu 30/11/2018 tarihli dilekçeyle başvurucunun saat 01.55 sıralarında polis merkezine getirildiği andan sabaha kadar fiziksel şiddete uğrama, ağır hakaretlere muhatap olma şeklinde kötü muameleye maruz kaldığını ileri sürmüştür. Dilekçede; kamera kayıtlarından üzerinde "pma giriş" yazanda, başvurucunun tartaklanarak koridorda elleri arkadan kelepçelenmiş olarak yüzüstü yere yatırıldığının, 15 dakika bu şekilde tutulduğunun, "pma nezaret" başlıklı videoda elleri arkadan kelepçelenmiş vaziyette nezarethanede tutulduğunun, hakarete maruz kaldığının ve yüzünden yere bulaşan kanların temizlenmesi için temizlikçi çağırıldığının görüldüğünü belirtmiştir. Ayrıca başvurucunun polis merkezine girmeden önce herhangi bir yaralanmasının olmadığını, raporda tespit edilen yaralanmaların polis merkezinde meydana geldiğinin açık olduğunu, nezarethaneden her çıkışında daha fazla yara ve morlukla geri dönen başvurucuya kameraların görmediği alanlarda kötü muamele yapıldığını, başvurucunun yaralanmalarına polislerin "Yere düştü, kafasını çarptı, boynundaki kolye çizdi." gibi saçma açıklamalar getirdiğini, hakkında gözaltı kararı olmadığı hâlde başvurucunun keyfî olarak gözaltında tutulduğunu ileri sürmüştür.

17. Cumhuriyet Başsavcılığı, başvurucu hakkında kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret, görevi yaptırmamak için direnme, alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma suçlarından 4/2/2019 tarihinde dava açmıştır.

18. Erzurum 2. Asliye Ceza Mahkemesi, başvurucunun kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından cezalandırılmasına ancak hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiştir. Kararda başvurucunun alkollü olduğunu kabul ettiği, kolluk görevlilerince düzenlenen tutanak ve tarafların beyanları uyarınca başvurucunun polis memurlarına sövdüğü ve alkolmetreyi üflemeyi reddettiği hususlarına dayanılmıştır. Karar, itiraz edilmeden kesinleşmiştir.

19. Cumhuriyet Başsavcılığı 4/2/2019 tarihinde yedi polis hakkında görevi kötüye kullanma ve kasten yaralama suçlarından ek kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Gerekçenin ilgili kısmı şöyledir:

"...

Karakolun bahçesini ve binanın içini gösterir kamera kayıtları bilirkişi tarafından incelendiğinde müşteki Muhammet Furkan'a yönelik bir eylem olmadığı, müşteki Muhammet Furkan'ın şüphelilere direndiği, şüphelilerin müşteki Muhammet Furkan'ı direndiği için yere yatırdıklarının tespit edildiği,

Dosya kapsamında müşteki beyanları, kamera görüntüleri, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde şüphelilerin müşteki Muhammet Furkan'a taşkınlık çıkarması üzerine müdahale ettikleri ve olayın büyümemesi adına orantılı olarak güç kullandıkları, şüphelilerin kanundan doğan görevi yerine getirdikleri, şüphelilerin yaralama boyutuna varan eylemlerinin bulunduğuna dair dosyada müşteki iddiası dışında başkaca bir delilin bulunmadığı, bu durumun kamera görüntüleri, bilirkişi raporuyla sabit olduğu ayrıca şüphelilerin PVSK kanunundan doğan yetkiyi kullanarak orantılı güç uyguladıklarından somut olayda kanundan doğan hukuka uygunluk nedeninin de bulunduğu, bu kapsamda şüphelilerin yaralama kastının ve buna yönelik eylemlerinin bulunmadığının değerlendirildiği, açıklanan nedenlerle şüpheliler açısından kasten yaralama ve görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin yasal unsurların oluşmadığı anlaşılmakla..."

20. Başvurucu ek kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz etmiştir. İtiraz dilekçesinde "trafik polis kamera" isimli kayıttaki görüntülerde yer alan taşkınlıklarının kendisine uygulanan kötü muameleden kaynaklandığını, yaptıklarının bilincinde olmadığı hâlde tartaklanması üzerine tepkisel davrandığını, hakaret ettiği için kendisine kelepçe takılmasının uygun olmadığını, "pma giriş" isimli videoda bir polis memurunun yerde yatarken kendisini cep telefonuyla kayda aldığı göründüğü hâlde bu kaydın soruşturma dosyasına eklenmeyip sadece lehe olan kayıtların eklendiğini, delillerin karartıldığını, kayıtlarda elleri arkadan kelepçeli olarak koridorda 15 dakika boyunca yatırıldığının görüldüğünü ve bu süre boyunca ara ara tartaklanıp tokatlandığını, yine "pma nezaret" isimli videoda görüldüğü üzere elleri arkada kelepçelenerek nezarethanede yerde yüzüstü 25 dakika bırakıldığını, bu hususların da bilirkişi raporunda bildirildiğini belirtmiştir.

21. Başvurucu itiraz dilekçesinde ayrıca polis merkezine girerken yarası olmadığı hâlde çıktığında vücudunda darbeye bağlı hasarlar meydana geldiğini, bu tespitleri içeren sağlık raporuna rağmen Cumhuriyet Başsavcılığının "şüphelilerin yaralama boyutuna varan eylemlerinin bulunduğuna dair dosyada müşteki iddiası dışında başkaca delil bulunmadığı" gerekçesiyle sağlık raporunu gözardı ederek kovuşturmasızlık kararı verdiğini, alt dudağında kesi, alnında şişlik, sağ yanağının üzerinde 2 cm'lik kızarıklık olduğunu, iddia edildiği gibi düşerken yüzünü banka vurmuş olsaydı yüzünün tek bir yerinde yara izi olacağını oysa yüzünün farklı yerlerinde yaralar olduğunu, kolyenin yapamayacağı kadar derin ve uzun cilt sıyrıklarının bulunduğunu ileri sürmüştür.

22. Cumhuriyet Başsavcılığı, ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara başvurucu tarafından itiraz edildiğinden 25/2/2019 tarihinde Mahkemede görülmekte olan yargılama dosyasının incelenmek üzere iletilmesini talep etmiştir. Cumhuriyet Başsavcılığı, iletilen dosyayı inceledikten sonra Mahkemeye iade etmiştir.

23. Erzurum 1. Sulh Ceza Hâkimliği 27/2/2019 tarihinde itirazı reddedilmiştir.

24. Ret kararı başvurucuya 1/3/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup başvurucu 28/3/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

25. İlgili ulusal hukuk için bkz. Vedat Şorli ve Bilal Şorli, B. No: 2014/10459, 13/7/2016, §§ 64-67, 69; Murat Ulusoy, B. No: 2018/2652, 13/1/2022, §§ 34, 36.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

26. Anayasa Mahkemesinin 8/2/2023 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

27. Başvurucu; polis merkezine getirildiği sırada herhangi bir yaralanması yokken polis merkezinde fiziksel şiddete maruz kaldığını, elleri arkadan kelepçelenerek polis merkezinin koridorunda yaklaşık 15 dakika boyunca yüzüstü bırakıldığını, bu süre içinde de güvenlik güçleri tarafından tartaklanıp tokatlandığını, sonrasında alındığı nezarethanede 25 dakika boyunca yüzüstü yerde bırakıldığını ileri sürmüştür. Başvurucu; bu görüntülere rağmen kendisini koridorda ve nezarethanede ellerini arkadan kelepçeleyerek yerde yatıran polis memurlarının kimliklerinin adli makamlarca araştırılmadığını, kamera kayıtlarındaki ve sağlık raporundaki bulgulara rağmen kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı yaptığı itirazın ise yeterince incelenmeden reddedildiğini belirterek kötü muamele yasağının maddi ve usul boyutlarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu, kamera görüntülerini içeren CD'yi başvurusu ekinde sunmuştur.

B. Değerlendirme

28. Anayasa’nın "Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı" kenar başlıklı 17. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

"Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.”

29. Anayasa’nın "Devletin temel amaç ve görevleri " kenar başlıklı 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “Devletin temel amaç ve görevleri, … Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”

30. Herkesin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında insan onurunun korunması amaçlanmıştır. Üçüncü fıkrasında da kimseye işkence ve eziyet yapılamayacağı, kimsenin insan haysiyetiyle bağdaşmayan ceza veya muameleye tabi tutulamayacağı hüküm altına alınmıştır.

31. Mağdurları küçük düşürebilecek ve utandırabilecek şekilde kendilerinde korku, küçültülme, elem ve aşağılanma duygusu uyandıran veya mağduru kendi iradesine ve vicdanına aykırı bir şekilde hareket etmeye sürükleyen, aşağılayıcı nitelikteki daha hafif muamelelerin ise insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele veya ceza olarak tanımlanması mümkündür (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 22). Burada eziyetten farklı olarak kişi üzerinde uygulanan muamele, fiziksel ya da ruhsal acıdan öte küçük düşürücü veya alçaltıcı bir etki oluşturmaktadır (Cezmi Demir ve diğerleri, B. No: 2013/293, 17/7/2014, § 89). Bir muamelenin bu kavramlardan hangisini oluşturduğunun belirlenebilmesi için her somut olay kendi özel koşulları içinde değerlendirilmelidir (Cezmi Demir ve diğerleri, § 90).

32. Kolluk görevlileri, görevlerini yaparken direnişle karşılaşmaları hâlinde bu direnişi kırmak amacıyla ve direnişi kıracak ölçüde zor kullanmaya yetkilidir. Fiilî bir saldırının varlığı hâlinde kolluk görevlileri ayrıca meşru savunma kapsamında zor kullanma yetkisine sahiptir. Ancak zor kullanımı yalnızca zorunlu hâllerde başvurulabilecek bir yol olduğu gibi başvurulacak güç, ölçülü ve kademeli olmalıdır (Arif Haldun Soygür, B. No: 2013/2659, 15/10/2015, § 51).

33. Devletin kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkı kapsamında sahip olduğu pozitif yükümlülüğün usule ilişkin boyutu çerçevesinde devlet, doğal olmayan her türlü fiziksel ve ruhsal saldırı olayının sorumlularının belirlenmesini ve gerekiyorsa cezalandırılmasını sağlayabilecek etkili resmî bir soruşturma yürütmek durumundadır (Cezmi Demir ve diğerleri, § 110).

34. Yürütülen ceza soruşturmalarının amacı, kişinin maddi ve manevi varlığını koruyan mevzuat hükümlerinin etkili bir şekilde uygulanmasını, sorumluların ölüm ya da yaralama olayına ilişkin hesap vermelerini sağlamaktır. Bu, bir sonuç yükümlülüğü değil uygun araçların kullanılması yükümlülüğüdür (Cezmi Demir ve diğerleri, § 127).

35. Başvurucunun polis merkezine getirildiği sırada herhangi bir yaralanması yokken polis merkezinde fiziksel şiddete maruz kaldığı iddiası bakımından soruşturma dosyası incelendiğinde güvenlik güçlerine tekme ve kafa atarak saldırmaya çalıştığı için başvurucuya kademeli olarak güç kullanıldığı, ayrıca kendisine ve güvenlik güçlerine zarar vermesini önlemek için kelepçe takıldığı anlaşılmıştır. Kamera kayıtlarında da başvurucunun alkollün etkisiyle saldırgan tavırlar sergilediği görülmüştür. Başvurucunun bu agresif tavrı nedeniyle kolluk görevlilerinin başvurucuyu kontrol altına almaya çalışması, bu amaçla güç kullanması, başvurucunun kendisine ve çevresine zarar vermemesi için güvenlik kaygısıyla kelepçeli olarak tutulmasında bir sorun görülmemiştir.

36. Diğer yandan başvurucuda meydana gelen yaraların niteliği dikkate alınarak güvenlik güçlerinin kullandığı gücün orantısız olduğu sonucuna ulaşılmasının mümkün olmadığı değerlendirilmiştir.

37. İkinci olarak başvurucu; ellerinin arkadan kelepçelenerek polis merkezinin koridorunda dakikalarca yerde bekletildiğini, bu süre zarfında da güvenlik güçleri tarafından tartaklanıp tokatlandığını, sonrasında nezarethaneye alınarak burada da dakikalarca yüzüstü yerde bırakıldığını iddia etmektedir. Başvurucunun soruşturma kapsamındaki beyanlarında bu iddiasını dile getirdiğine dair bir bilgiye rastlanmamıştır (bkz. §§ 6, 8, 9).

38. Olayın gerçekleşme şartları bir bütün olarak değerlendirildiğinde soruşturma sonucunda verilen kovuşturmasızlık kararındaki değerlendirmeden ayrılmayı gerektirecek bir husus bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

39. Açıklanan gerekçelerle kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,

C. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 8/2/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Kaynak : Gazete Memur

İlişkili Haberler

Manşetler