,

Hapishanelerin aşırı dolu olması memurların tayinini de zora sokuyor

KDK, ceza infaz kurumunda çalışmakta iken ailevi nedenlerden dolayı tayin isteyen memurun talebinin 'ceza infaz kurumlarının kapasitesinin üzerinde dolu olması' gerekçesiyle reddine ilişkin CTE Genel Müdürlüğü savunmasını haklı buldu.

Hapishanelerin aşırı dolu olması memurların tayinini de zora sokuyor

Birçok ceza infaz kurumunda kapasitelerinin üstünde hükümlü ve tutuklu barındırıldığından, nakil taleplerinin incelenmesinde; kurumun kapasitesi, güvenliği ve hangi suç türüne ait odaların bulunduğu, kişilerin can güvenliğine ilişkin olarak, talepte bulunanın hasım olarak bildirdiği bir kişinin talep ettiği kurumda bulunup bulunmadığı gibi hususlar göz önünde bulundurulduğundan, her talebin uygun değerlendirilemediği,

Adı geçenin, isteğe bağlı naklini talep ettiği; Sakarya 2 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu kapasitesinin 1322, mevcudunun 1026, doluluk oranının %78, Sakarya 1 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu kapasitesinin 1670, mevcudunun 1426, doluluk oranının %85 olduğu, Sakarya 1 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun doluluk oranı %85 olmasına rağmen anılan Kurumda 5275 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi kapsamında barındırılan hükümlü ve tutukluların barındırıldığı oda kapasitelerinin dolu olduğu, Sakarya 2 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun adı geçenin naklini talep ettiği tarihte tam kapasite çalışmadığı, Sakarya 3 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun ise henüz hizmete açılmadığı, bu nedenlerle adı geçenin anılan ceza infaz kurumlarına nakil talebinin uygun görülmediği,

Aynı suç türünden çok fazla tutuklu ve hükümlünün aynı kurumda barındırılması durumunda bu tutuklu ve hükümlülerin fikir ve eylem birliği içinde hareket etmeleri nedeniyle kurum güvenliğini zaafiyete uğratabileceğinin değerlendirildiği,

Başvuranın iddiaları, idarenin konuyla ilgili açıklamaları, ilgili mevzuat, Kurumumuz kararları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; hükümlülerin ailelerine yakın ceza infaz kurumunda barındırılmaları, ceza infaz kurumlarının kapasitesi ve hükümlülerin yerleştirilmelerinde dikkat edilmesi gereken diğer hususlar nedeniyle maddi olarak her zaman uygun olmadığı, başvuranın talep ettiği ailesine yakın ceza infaz kurumlarının ise kapasitesinin oldukça dolu olduğu, ayrıca başvuranın hâlihazırda yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumunda bulunduğu ve dolayısıyla nakil talep ettiği ceza infaz kurumlarının yüksek güvenlikli kısmında kapasitenin uygun olması gerektiği hususları göz önünde bulundurulduğunda, başvuranın nakil talebinin reddedilmesinin hukuka ve hakkaniyete uygun olduğu, bununla birlikte başvuranın nakil koşullarını taşıması kaydıyla (disiplin cezası almamış olması ya da kaldırılmış olması / nakil giderlerini peşin ödemeyi kabul etmeleri gibi) başvuranın nakil talep ettiği ceza infaz kurumlarının hâlihazırda kapasitelerinin oldukça dolu olması nedeni ile nakli sağlanamamış olsa da nakil talep edilen kurumlarda boşalma olması yahut ailesine daha yakın illerde durumuna uygun ve kapasitesi müsait kurumların bulunması durumunda nakil taleplerinin idarece yeniden değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

T.C.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
(OMBUDSMANLIK)

SAYI    :    2022/13147-S.22.20110

BAŞVURU NO : 2022/13197

KARAR TARİHİ : 10/10/2022

KISMEN TAVSİYE KISMEN RET KARARI

BAŞVURUYA KONU İDARE : CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

BAŞVURUNUN KONUSU : Başvuranın, nakil talebine ilişkindir.

BAŞVURU TARİHİ    : 12/09/2022

I. BAŞVURANIN İDDİA VE TALEPLERİ
1. Kurumumuza şikâyet başvurusunda bulunan başvurusunda özetle; 22/04/2021 tarihinde hükümlü olarak Edirne F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna getirildiğini, ailesinin Sakarya ilinde ikamet ettiğini, Sakarya iline çok sayıda nakil talebinde bulunduğunu, ancak 11 ay sonra zorunlu olarak Yozgat 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledildiğini ve 04/04/2022 tarihinden bu yana orada bulunduğunu, ailesinin mesafe ve maddi yetersizliklerden dolayı ziyaretine gelemediğini, daha evvel de nakil talebinde bulunduğunu, nakil taleplerinin kapasite doluluğu gerekçesiyle reddedildiğini, mağdur olduğunu belirterek, ailesinin bulunduğu Sakarya ilinde bulunan ceza infaz kurumlarından birine naklini talep etmektedir.

II. İDARENİN BAŞVURUYA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI
2.Kurumumuz 16/09/2022 tarihli ve  sayılı yazısı ile şikâyet başvurusunun çözüme kavuşturulması amacıyla Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünden bilgi ve belge talebinde bulunulmuştur. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen 04/10/2022 tarihli ve
sayılı cevabi yazı ve eklerinde özetle;
2.1.Adı geçenin hâlihazırda infaz edilmemiş ve kaldırılmamış herhangi bir disiplin cezasının bulunmadığı,
2.2.Hükümlülerin kendi istekleri ile bulundukları kurumdan başka kurumlara nakledilebilmeleri için 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 54 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde ''İstekte bulunulan kurumda yer, kapsama gücü ve sınıfının uygun bulunması ve tutukevi olmaması" ifadelerine yer verildiği,
2.3.Birçok ceza infaz kurumunda kapasitelerinin üstünde hükümlü ve tutuklu barındırıldığından, nakil taleplerinin incelenmesinde; kurumun kapasitesi, güvenliği ve hangi suç türüne ait odaların bulunduğu, kişilerin can güvenliğine ilişkin olarak, talepte bulunanın hasım olarak bildirdiği bir kişinin talep ettiği kurumda bulunup bulunmadığı gibi hususlar göz önünde bulundurulduğundan, her talebin uygun değerlendirilemediği,
2.4.Adı geçenin, isteğe bağlı naklini talep ettiği; Sakarya 2 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu kapasitesinin 1322, mevcudunun 1026, doluluk oranının %78, Sakarya 1 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu kapasitesinin 1670, mevcudunun 1426, doluluk oranının %85 olduğu, Sakarya 1 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun doluluk oranı %85 olmasına rağmen anılan Kurumda 5275 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi kapsamında barındırılan hükümlü ve tutukluların barındırıldığı oda kapasitelerinin dolu olduğu, Sakarya 2 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun adı geçenin naklini talep ettiği tarihte tam kapasite çalışmadığı, Sakarya 3 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun ise henüz hizmete açılmadığı, bu nedenlerle adı geçenin anılan ceza infaz kurumlarına nakil talebinin uygun görülmediği,
2.5.5275 sayılı Kanun'un 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca (Eylem ve tutumları nedeniyle tehlikeli hâlde bulunan ve özel gözetim ve denetim altında bulundurulmaları gerekli olduğu saptananlar ile bulundukları kurumlarda düzen ve disiplini bozanlar veya iyileştirme tedbir, araç ve usûllerine ısrarla karşı koyanlar) barındırılan kişilerin, yüksek güvenlikli veya bir bölümü yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumlarında barındırılmak zorunda olduğu, dolayısıyla hükümlü ve tutukluların bahse konu kurumları talep etmesi halinde, talep eden kişilerin ceza miktarlarının ve örgütteki konumlarının dikkate alınarak ve incelenerek taleplerin değerlendirildiği,
2.6.Adı geçenin 5275 sayılı Kanun'un 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca yüksek güvenlikli veya bir bölümü yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumlarında barındırılmak zorunda olduğu, naklini talep ettiği kurumlarda terör suçundan bulunan hükümlü/tutuklulara ayrılan odaların kapasitelerinin ise dolu olduğu,
2.7.Ayrıca, aynı suç türünden çok fazla tutuklu ve hükümlünün aynı kurumda barındırılması durumunda bu tutuklu ve hükümlülerin fikir ve eylem birliği içinde hareket etmeleri nedeniyle kurum güvenliğini zaafiyete uğratabileceğinin değerlendirildiği,
2.8.Hükümlü ve tutukluların nakil taleplerine karşın yapılan işlemler ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, doğum, felsefî inanç, millî veya sosyal köken, siyasî veya diğer fikir yahut düşünceleri ile ekonomik güçleri ve diğer toplumsal konumları yönünden ayırım yapılmaksızın ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınmaksızın uygulanmakta olduğu,
2.9.Ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü ve tutukluların; hastalık, disiplin, güvenlik, özellikle toplu nakiller ve tutukluların mahkeme nedeniyle yapılan sevkleri sonucu, ceza infaz kurumlarının kapasitelerinin günaşırı değişmekte olduğu,
2.10.Adı geçenin, başka bir ceza infaz kurumuna nakledilmesine ilişkin son nakil talep dilekçesinin 28.09.2022 tarihli ve...sayılı yazıyla uygun görülmediği,
2.11.Öte yandan, Genel Müdürlüğün 25.05.2022 tarihli ve ... sayılı yazısıyla, her ayın 1'i ilâ 10'u arasında isteğe bağlı nakil taleplerinin alınacağının tüm Cumhuriyet başsavcılıklarına bildirildiği, bu kapsamda, adı geçenin ileriki aylarda belirtilen nakil dönemlerinde nakil talep dilekçesini bulunduğu ceza infaz kurumu idaresi aracılığıyla Genel Müdürlüğe göndermesi halinde durumunun mevzuat hükümleri uyarınca değerlendirileceği,
111.Adı geçenin en son 16/07/2022 tarihinde annesi, babası, kardeşi ve bir akrabasıyla ziyaret gerçekleştirdiği, eşi ile düzenli olarak telefon görüşmesi yaptığı belirtilmiştir.

112.İLGİLİ MEVZUAT
3.2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının;
3.1.“Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması” başlıklı 13. maddesinde; “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”;
3.2.“Özel hayatın gizliliği” başlıklı 20. maddesinde; “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.”,
3.3.“Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı” başlıklı 74. maddesinin 3. ve 4. fıkralarında; “Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler”,

4.Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Özel ve aile hayatına saygı hakkı” başlıklı 8. maddesinde; “Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir...”,

5.Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 9 Aralık 1988 tarihli ve 43/173 sayılı kararıyla kabul edilen, “Herhangi Bir Şekilde Tutulan veya Hapsedilen Kişilerin Korunmasına İlişkin Prensipler Bütünü”nün “Aile mensupları ve dış dünya ile iletişim kurma hakkı” başlıklı 19. maddesinde “Tutulan veya hapsedilen bir kimseye kanunda veya kanuna dayanan bir düzenlemede belirtilen makul şartlara ve sınırlamalara tabi olarak, özellikle aile üyeleri tarafından ziyaret edilebilme ve onlarla haberleşme gibi, dış dünya ile iletişim kurabilmesi için kendisine yeterli imkân verilir.’’ hükmü, ‘‘İkametgâhına yakın bir yerde tutulma hakkı’’ başlıklı 20. maddesinde; “Tutulan veya hapsedilen kişi talep ettiği takdirde, mümkün olduğu ölçüde ikamet ettiği yere makul uzaklıktaki bir tutukevinde veya hapishanede tutulmalıdır.”,

6.5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun;
6.1.“İnfazda temel amaç” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasında; “Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ile ulaşılmak istenilen temel amaç, öncelikle genel ve özel önlemeyi sağlamak, bu maksatla hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suça karşı korumak, hükümlünün; yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken ve kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmaktır.”,
6.2.“Hapis cezalarının infazında gözetilecek ilkeler” başlıklı 6. maddesinin birinci fıkrasının ilgili bentlerinde; “Hapis cezalarının infaz rejimi, aşağıda gösterilen temel ilkelere dayalı olarak düzenlenir:.. c) Cezanın infazında hükümlünün iyileştirilmesi hususunda mümkün olan araç ve olanaklar kullanılır. Hükümlünün kanun, yönetmelik ve yönetmeliklerle tanınmış haklarının dokunulmazlığını sağlamak üzere cezanın infazında ve iyileştirme çabalarında kanunîlik ve hukuka uygunluk ilkeleri esas alınır.”,
6.3.“Yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları” başlıklı 9. maddesinde;“ Yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları, iç ve dış güvenlik görevlilerine sahip, firara karşı teknik, mekanik, elektronik ve fizikî engellerle donatılmış, oda ve koridor kapıları sürekli kapalı tutulan, ancak mevzuatın belirttiği hâllerde aynı oda dışındaki hükümlüler arasında ve dış çevre ile temasların geçerli olduğu sıkı güvenlik rejimine tâbi hükümlülerin bir veya üç kişilik odalarda barındırıldıkları tesislerdir. Bu kurumlarda bireysel veya grup hâlinde iyileştirme yöntemleri uygulanır. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar ile süresine bakılmaksızın, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu örgütün faaliyeti çerçevesinde, Türk Ceza Kanununda yer alan;
a)İnsanlığa karşı suçlardan (madde 77, 78),
b)Kasten öldürme suçlarından (madde 81, 82),
c)Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan (madde 188),
d)Devletin güvenliğine karşı suçlardan (madde 302, 303, 304, 307, 308),
e)Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlardan (madde 309, 310, 311, 312, 313, 314, 315),
Mahkûm olanların cezaları, bu kurumlarda infaz edilir...”
6.4.“Nakiller” başlıklı 53. maddesinde “Hükümlüler, kendi istekleri veya toplu sevk, disiplin, asayiş ve güvenlik, hastalık, eğitim, öğretim, suç ve yargılama yeri nedenleriyle başka bir kuruma nakledilebilirler.”,
6.5.“Kendi istekleri ile nakil” başlıklı 54. maddesinde,
“(1) Hükümlülerin kendi istekleri ile bulundukları kurumdan başka kurumlara nakledilebilmeleri için;
a)Gitmek istedikleri kurumlardan durumlarına uygun en az üç yeri belirten bir dilekçe vermeleri,
b)Nakil giderlerini peşin olarak ödemeyi kabul etmeleri,
c)Ceza infaz kurumlarında bulunulması gereken sürenin üç aydan fazla olması,
d)İyi hâl göstermeleri, disiplin cezası almamış veya kaldırılmış olması,
e)İstekte bulunulan kurumda yer, kapsama gücü ve sınıfının uygun bulunması ve tutukevi olmaması,
f)Mahkûmiyet sürelerine uygun hükümlülerin barındırıldığı bir kurum olması,
g)Daha önce disiplin nedeniyle ayrılmak zorunda kaldıkları kurum olmaması, Gerekir.”,

7.6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun “Kurumun Görevi” başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasında; “Kurum, idarenin işleyişiyle ilgili şikayet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir.”,

8.29/3/2020 tarih ve 31083 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmeliğin; “Hükümlülerin nakillerinde dikkat edilecek hususlar” başlıklı 127. maddesinin ilk fıkrasında; “Hükümlülerin nakillerinin 5275 sayılı Kanunun 53 ilâ 58 inci maddeleri hükümlerine göre gerçekleştirilir.”;

9.Adalet Bakanlığının 05/06/2015 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe konulan 167 sayılı Ceza İnfaz Kurumlarının Tahsisi, Nakil İşlemleri ve Diğer Hükümler konulu Genelgenin “Hükümlülerin Kendi İstekleri İle Nakilleri” başlıklı 15. maddesinde, Kanunun ve Yönetmeliğin “Kendi istekleri ile nakil” maddelerinde aranan şartlara ek olarak; “...h) Talep ettikleri ceza infaz kurumunda kendileri, diğer hükümlüler ve kurum açısından güvenlik riski oluşturmaması, ı) Disiplin nedeniyle ayrıldıkları kurumlar hariç, talep ettikleri kurumlarda daha önce kalmış iseler, Bakanlıkça değerlendirilmek üzere; kendileri, diğer hükümlüler veya kurum açısından somut gerekçelerle güvenlik riski oluşturup oluşturmayacakları hususunda bu yer idare ve gözlem kurulunun taleple ilgili görüşünün alınmış olması, j) Bakanlık tarafından dönem itibariyle isteğe bağlı nakle kapatılmış olmaması, gerekir”,

10.Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Üye Devletlere Avrupa Cezaevi Kuralları Hakkında REC (2006) 2 Sayılı Tavsiye Kararına Ek “Temel İlkeler” başlıklı 3. maddesinde; ‘‘Özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilere getirilen kısıtlamalar, asgari gereklilikte ve haklarında hükmedilen kararın meşru amacıyla orantılı olmalıdır.’’,
10.1.“Yerleştirme ve Barındırma” başlıklı 17.1. , 17.2. ve 17.3. maddelerinde; “Mahpuslar, mümkün olabildiğince evlerine veya sosyal rehabilitasyon ortamlarına yakın cezaevlerine yerleştirilmelidirler.”, “Cezaevlerine yerleştirmede, suçun devamlı takibi, güvenlik ve emniyet gerekleri ve tüm mahpuslara uygun rejimlerin sağlanması ihtiyacı hesaba katılmalıdır.”, “ İlk yerleştirme ve sonradan yapılacak bir cezaevinden diğerine nakil konusunda, mümkün olabildiğince mahpusa danışılmalıdır.’’,
10.2.“Dış Dünya ile İlişki” başlıklı 24.4. ve 24.5. maddelerinde; “Ziyaretler için yapılan düzenlemeler, mahpuslara aile ilişkilerini mümkün olduğunca normal bir düzeyde sürdürmelerine ve geliştirmelerine izin verecek bir tarzda olmalıdır.”, “Cezaevi yetkilileri, dış dünyayla yeterli bir iletişim sürdürmelerinde mahpuslara yardım etmelidirler ve bunun için onlara “uygun destek ve yardım sağlamalıdırlar.” ,
Düzenlemelerine yer verilmiştir.

IV.KAMU DENETÇİSİ YAHYA AKMAN’IN KAMU BAŞDENETÇİSİNE ÖNERİSİ
11.Başvuranın iddiaları, idarenin konu ile ilgili açıklamaları, ilgili mevzuat ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; hazırlanan “Kısmen Tavsiye Kısmen Ret Karar Önerisi” Kamu Başdenetçisi’ne sunulmuştur.

V. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
A.Hukuka ve Hakkaniyete Uygunluk Yönünden

12.Başvuran 1 numaralı paragrafta ayrıntılarına yer verilen başvurusunda; ailesine yakın (Sakarya İline) Ceza İnfaz Kurumlarından birine isteğe bağlı talep etmektedir.

13.Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazıyla ulaşılmak istenen temel amaç, Kanunun 3. maddesinde, “...öncelikle genel ve özel önlemeyi sağlamak, bu maksatla hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suça karşı korumak, hükümlünün; yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken ve kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmak.” olarak ifade edilmiştir. Bu düzenleme doğrultusunda Kanun koyucu, bir taraftan suçun karşılığı olan cezanın uygulanmasıyla benzer fiilleri engellemeyi hedeflemekte; diğer taraftan ise, hükümlüyü topluma kazandırarak sosyal barışı tesis etmeye çabalamaktadır. Dolayısıyla infazın özellikle hapis cezasının infazının amacı, sadece belli bir yerde çekilmesi gereken cezanın sürekliliği için hükümlünün infaz kurumunda muhafaza edilmesi değildir. Hükümlü, cezanın infazından sonra yeniden topluma döneceğinden, infaz sırasında hükümlünün yeniden toplumun bir üyesi olmasını sağlamak ve suç işlenmesini önlemek amacıyla iyileştirilmesi gerekliliği ön plana çıkmıştır. Bu bakımdan, hükümlülerin yakınlarıyla olan ilişkilerinin devamının sağlanması, infaz rejiminin ıslah edici rolünün bir parçasıdır.

14.5275 sayılı Kanun, ilgili Yönetmelik ve 167 sayılı Genelge hükümlülerin, ailelerinin ikamet yerlerine yakın ceza infaz kurumlarına yerleştirilmelerine yönelik emredici bir hüküm içermemektedir. Buna karşılık 5275 sayılı Kanun, ilgili Yönetmelik ve 167 sayılı Genelge’de, hükümlülerle ilgili düzenlenen ‘Kendi istekleri ile nakil’ hükmü ile, disiplin cezası, zorunlu hal, hastalık hali olmasa dahi, maddede düzenlenen şartlar oluştuğu takdirde naklin mümkün olduğunun düzenlenmiş olması, bu maddedeki nakil sebebinin hükümlüler tarafından genel olarak ‘ailelerinin ikamet ettiği yer veya ailelerine yakın yerlere nakil’ hükmü olarak değerlendirilip, nakil gerekçesinde bu hükme dayanmışlardır.

15.Anayasamızın 20. maddesi, AİHS’nin 8. maddesi uyarınca, herkesin ‘özel ve aile hayatına saygı hakkına’ sahip olduğu düzenlenmiştir. Hapis cezasına mahkûmiyet, doğası gereği, hükümlünün özel ve aile hayatının kısıtlanması sonucunu doğuracaktır. Ancak mahkûmun yakınları ile bağlantıda kalmasının, özel ve aile hayatına saygı hakkının esaslı unsurlarından olduğu ve cezaevi idaresinin bu konuda gerekli yardımı sağlaması gerektiği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından vurgulanan bir husustur. (Messina v. Italy, 25498/94; Epners-Gefners v. Latvia, 37862/02)

16.AİHM, Vintman davasına ilişkin olarak vermiş olduğu 23/01/2015 tarihli Daire kararında (Vintman v. Ukrayna, 28403/05); AİHS’nin, mahkûmlara cezalarının nerede infaz edileceği konusunda bir seçim hakkı tanımadığını, mahkûmların ailelerinden ayrı olduklarını ve ailelerinden uzak olmalarının hapis cezasının bir sonucu olduğunu, ancak, mahkûmun, ailesinin ziyaretlerini zorlaştıracak ya da imkânsız hale getirebilecek denli uzak bir bölgede barındırılmasının, aile hayatına müdahale teşkil edebileceğini belirtmiştir. Mahkeme orantılılık yönünden yaptığı incelemesinde ise; mahkûmun, ailesine yakın bir kuruma transfer talebinin reddi için, cezaevlerindeki aşırı yoğunluğun meşru bir gerekçe olarak öne sürülebileceğini, ancak bu durumda dahi mahkûmun görece daha yakın cezaevlerine nakli hususunun değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Aksi halde, yani kişinin nispeten daha yakın bir bölgeye nakli önünde meşru bir engel yokken uzakta bulunan bir kurumda barındırılması halinde, AİHS’nin 8. maddesinin ihlali sonucu doğabileceğini vurgulamıştır.
17.Hem AİHM kararlarında, hem Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 9 Aralık 1988 tarihli ve 43/173 sayılı kararıyla kabul edilen, “Herhangi Bir Şekilde Tutulan veya Hapsedilen Kişilerin Korunmasına İlişkin Prensipler Bütünü” nün ilgili maddesinde, hem Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Üye Devletlere Avrupa Cezaevi Kuralları Hakkında REC (2006) 2 Sayılı Tavsiye Kararının 17.1. maddesinde, hükümlülerin evlerine (ailelerine) yakın ceza infaz kurumuna yerleştirilmelerinin uygun olduğu belirtilmiştir.

18.Hükümlülerin dış dünyayla temaslarının makul düzeyde devam ettirilmesi, bu bağlamda özellikle aileleriyle etkin bir iletişim kurmalarına yardımcı olunması, bu kişilerin rehabilitasyonu ile de yakından ilgilidir. Aile bağlarının korunup geliştirilmesinin hükümlülerin psikolojisi açısından olumlu sonuçlar doğurduğu, yeniden sosyalleşmeleri ve tekrar suç işlemelerinin önlenmesinde önemli bir unsur olduğu sıklıkla ifade edilmektedir (Bu konuda bakınız; İngiltere ve Galler Bölgesi Ceza İnfaz Kurumları Denetçiliği, Yetişkin Mahkûmların Rehabilitasyonu konulu Rapor, Eylül 2014).

19.5275 sayılı Kanunun “Hapis cezalarının infazında gözetilecek ilkeler” başlıklı 6. maddesinin (b) bendinde, hükümlülerin, insan onuruna yaraşan maddî ve manevî koşullar altında düzenli bir yaşam sürdürmelerinin sağlanacağı belirtilmiştir. Bu kapsamda, idarenin söz konusu bendin gereği olarak, hükümlülerin iyi şartlar altında cezalarını çekmesini temin etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Başvuruya konu nakil talebinde ise, ilgili infaz kurumunun kapasitesinin dolu olması gerekçesiyle ret işlemi tesis edilmiştir. İdarenin bu tavrı değerlendirildiğinde, meşru bir sebebin gözetildiği tespit edilebilmektedir. Çünkü “kurum kapasitesi”nin üstünde bir doluluğun varlığı, hem nakil talep eden bakımından hem de nakil istenen infaz kurumunda mukim hükümlüler bakımından, cezanın çekilmesini zorlaştıracak ve gayri insani şartları doğuracak bir durumdur. Ancak, hükümlülerin nakil taleplerine ilişkin değerlendirmelerin, genel olarak ‘cezaevi kapasitesi’ bakımından değerlendirilmesi, ‘kendi istekleri ile nakil’ düzenlemeleri kapsamında yeterli olmamaktadır. Yalnızca hükümlü açısından değil, hükümlüyü ziyaret etmek isteyen aile açısından da değerlendirme yapılmalı, ailelerin yakınını (hükümlüyü) görmek, daha rahat şartlarda ziyaret edebilmek hakkının, hükümlünün bulunduğu kurum ile ailesinin ikamet ettiği yer arasındaki mesafenin, ulaşım olanaklarının, ailenin maddi durumunun, sağlık sorunlarının, ailenin hükümlüyü ziyarete gelme sıklığı bilgilerinin birlikte ele alınıp, nakil taleplerinin daha geniş çaplı ele alınması gerekmektedir.

20.Başvuranın suç grubu nedeni ile 5275 sayılı Kanun'un 9 uncu maddesi uyarınca yüksek güvenlikli veya bir bölümü yüksek güvenlikli olan kapalı ceza infaz kurumlarında barındırılmasının gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle başvuranın talep ettiği / edebileceği ceza infaz kurumlarının kanunen kısıtlı olduğu da aşikârdır.

21.Somut olayda; İdare tarafından gönderilen bilgi ve belgelerin incelenmesinde;
21.1.Başvuranın, Yozgat 2 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunduğu, infaz edilmemiş ve kaldırılmamış herhangi bir disiplin cezasının bulunmadığı,
21.2.Başvuranın talep ettiği Ceza İnfaz Kurumlarından Sakarya 2 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu kapasitesinin 1322, mevcudunun 1026, doluluk oranının %78, Sakarya 1 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu kapasitesinin 1670, mevcudunun 1426, doluluk oranının %85 olduğu, Sakarya 1 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun doluluk oranı %85 olmasına rağmen anılan Kurumda 5275 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi kapsamında barındırılan hükümlü ve tutukluların barındırıldığı oda kapasitelerinin dolu olduğu, Sakarya 2 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun adı geçenin naklini talep ettiği tarihte tam kapasite çalışmadığı, Sakarya 3 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun ise henüz hizmete açılmadığı, bu nedenlerle adı geçenin anılan ceza infaz kurumlarına nakil talebinin uygun görülmediği,
21.3.Başvuranın, en son 16/07/2022 tarihinde annesi, babası, kardeşi ve bir akrabasıyla ziyaret gerçekleştirdiği, eşi ile düzenli olarak telefon görüşmesi yaptığı anlaşılmıştır.

22.Kurumumuza ulaşan benzer nitelikteki çok sayıda başvuruya Kısmen Tavsiye Kısmen Ret Kararları verilmiştir. (Bkz: 2020/1786, 2020/1217 dosya numaralı başvurulara verilen 21/07/2020, 17/07/2020 tarihli kararlar)

23.Başvuranın iddiaları, idarenin konuyla ilgili açıklamaları, ilgili mevzuat, Kurumumuz kararları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; hükümlülerin ailelerine yakın ceza infaz kurumunda barındırılmaları, ceza infaz kurumlarının kapasitesi ve hükümlülerin yerleştirilmelerinde dikkat edilmesi gereken diğer hususlar nedeniyle maddi olarak her zaman uygun olmadığı, başvuranın talep ettiği ailesine yakın ceza infaz kurumlarının ise kapasitesinin oldukça dolu olduğu, ayrıca başvuranın hâlihazırda yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumunda bulunduğu ve dolayısıyla nakil talep ettiği ceza infaz kurumlarının yüksek güvenlikli kısmında kapasitenin uygun olması gerektiği hususları göz önünde bulundurulduğunda, başvuranın nakil talebinin reddedilmesinin hukuka ve hakkaniyete uygun olduğu, bununla birlikte başvuranın nakil koşullarını taşıması kaydıyla (disiplin cezası almamış olması ya da kaldırılmış olması / nakil giderlerini peşin ödemeyi kabul etmeleri gibi) başvuranın nakil talep ettiği ceza infaz kurumlarının hâlihazırda kapasitelerinin oldukça dolu olması nedeni ile nakli sağlanamamış olsa da nakil talep edilen kurumlarda boşalma olması yahut ailesine daha yakın illerde durumuna uygun ve kapasitesi müsait kurumların bulunması durumunda nakil taleplerinin idarece yeniden değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

B.İyi Yönetim İlkeleri Yönünden Değerlendirme
24.İyi yönetim ilkelerine, 28/03/2013 tarihli ve 28601 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "İyi yönetim ilkeleri" başlıklı 6. maddesinde yer verilmiş olup; söz konusu ilkeler yönünden yapılan değerlendirme neticesinde; hem başvuranın dilekçesi hem de şikâyet başvurusunun inceleme ve araştırması kapsamında Kurumumuzca istenilen bilgi ve belgeler bakımından idareler tarafından süresi içerisinde işlem tesis edildiği; böylece “makul sürede karar verme ve kararın geciktirilmeksizin bildirilmesi” ilkelerine uygun davranıldığı anlaşılmıştır.

VI.HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN YASAL MEVZUAT
25.14/06/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 17 nci maddesinin sekizinci fıkrasına göre Kamu Denetçiliği Kurumuna dava açma süresi içinde yapılan başvuru, işlemeye başlamış olan dava açma süresini durdurmakta olup, anılan Kanunun 21 inci maddenin birinci fıkrası uyarınca başvurunun Kurum tarafından reddedilmesi hâlinde, (varsa) durmuş olan dava açma süresi gerekçeli ret kararının ilgiliye tebliğinden itibaren kaldığı yerden işlemeye başlar, 21 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca ise tavsiye kararı üzerine otuz gün içinde herhangi bir işlem tesis edilmez veya eylemde bulunulmaz ise (varsa) durmuş olan dava açma süresi kaldığı yerden işlemeye devam edecek olup ilgili İdarenin işlemine karşı Ankara İdare Mahkemesi nezdinde yargı yolu açıktır.

VII. KARAR
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, BAŞVURUNUN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİNE,
Başvuranın talep ettiği kurumlara nakledilmesi talebinin REDDİNE,
Diğer yandan başvuranın nakil koşullarını taşıması kaydıyla, talep ettiği kurumlarda boşalma olması yahut ailesine daha yakın illerde durumuna uygun ve kapasitesi müsait infaz kurumlarının bulunması durumunda nakil talebinin yeniden değerlendirilmesi hususunda ADALET BAKANLIĞI’NA TAVSİYEDE BULUNULMASINA,
6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 20 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, Adalet Bakanlığı tarafından bu karar üzerine tesis edilecek işlemin otuz gün içinde Kurumumuza bildirilmesinin zorunlu olduğuna,
Kısmen Tavsiye Kısmen Ret Kararının BAŞVURANA VE ADALET BAKANLIĞINA tebliğine;
Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisince karar verildi.

Kaynak : Gazete Memur

İlişkili Haberler

Manşetler