,

FETÖ 2011 Avukatlar için Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adaylığı Sınavına da sızmış

Danıştay İDDK, 67 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun kararını hukuka uygun buldu. Diğer deliller yanında 2011 yılında yapılan sınavda 66 adayın 66 adayın şaibeli olduğu ve ilgilinin de bunlar içinde yer alması gerekçe gösterildi.

FETÖ 2011 Avukatlar için Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adaylığı Sınavına da sızmış

Diğer hususlar yönünden, ÖSYM Başkanlığı Hukuk Müşavirliğinin düzenlemiş olduğu olağandışılık analiz raporunda, 23/10/2011 tarihinde yapılan Avukatlar için Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adaylığı Yazılı Yarışma Sınavına giren ve olağandışılık analizinde kullanılan kriterlerden bir veya ikisini sağladığı tespit edilen davacının da aralarında bulunduğu 66 adayın cevaplarının sınava giren diğer tüm adayların cevapları ile karşılaştırılması sonucunda, birçok soruda 66 adayın doğru cevabı işaretleme oranının genel ortalamanın çok üzerinde olduğu, bazı sorularda ise 66 adayın doğru cevabı işaretleme oranının genel ortalamanın oldukça altında kaldığının anlaşıldığı, bu raporun değerlendirilmesi sonucunda bu hususun da davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici nitelikte bir unsur olduğu kanaatine varıldığı belirtilerek,

Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,

 

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No: 2021/2619, Karar No: 2022/1463

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu

VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU:

Danıştay Beşinci Dairesinin 15/04/2021 tarih ve E:2016/58760, K:2021/1088 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının ve yine aynı Kurulun … tarih ve … sayılı yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin kararının iptali, bu kararlar nedeniyle yoksun kalınan maddi hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Beşinci Dairesinin 15/04/2021 tarih ve E:2016/58760, K:2021/1088 sayılı kararıyla;

Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek işin esasına geçilmiş;

"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,

Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;

Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,

ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen "ByLock Tespit Tutanağı" ile "ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanakları"nın incelenmesinden; davacı tarafından 0532.....81 GSM numarasından, … IMEI numaralı cihazla ByLock uygulamasının yüklendiği, davacının "…" ve "…" ID numaralarıyla bu ağa dâhil olduğunun anlaşıldığı,

Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, örgüte himmet verdiğine, çocuklarını örgüte müzahir okullara gönderdiğine ve diğer hususlara yönelik ifadelerin değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğunun sonucuna varıldığı,

Hakim/Savcı adaylığı döneminde Adalet Akademisi Yıllık (Albüm) Kurulu üyeliği/sınıf başkanlığı yönünden, davacının örgütün yargıda etkin olduğu dönemde Adalet Akademisinde Yıllık Kurulu üyeliği yapmasının, FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğunun değerlendirildiği,

Diğer hususlar yönünden, ÖSYM Başkanlığı Hukuk Müşavirliğinin düzenlemiş olduğu olağandışılık analiz raporunda, 23/10/2011 tarihinde yapılan Avukatlar için Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adaylığı Yazılı Yarışma Sınavına giren ve olağandışılık analizinde kullanılan kriterlerden bir veya ikisini sağladığı tespit edilen davacının da aralarında bulunduğu 66 adayın cevaplarının sınava giren diğer tüm adayların cevapları ile karşılaştırılması sonucunda, birçok soruda 66 adayın doğru cevabı işaretleme oranının genel ortalamanın çok üzerinde olduğu, bazı sorularda ise 66 adayın doğru cevabı işaretleme oranının genel ortalamanın oldukça altında kaldığının anlaşıldığı, bu raporun değerlendirilmesi sonucunda bu hususun da davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici nitelikte bir unsur olduğu kanaatine varıldığı belirtilerek,

Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,

Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı maddi haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, tetkik hakimi düşüncesinin kendisine tebliğ edilmediği, OHAL süresince geçici nitelikte ve ölçülü tedbirler alınabileceği ancak bu sürecin sona erdiği, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmadığı, dava konusu işlemin gerekçesinin de bu husus olmadığı, silahların eşitliği ilkesine aykırı karar verildiği, ByLock uygulamasının internet üzerinden herkes tarafından kullanılabilen bir uygulama olduğu, terör örgütü üyeliğinin delili sayılamayacağı, bu uygulamaya ilişkin verilerin kendisine verilmediği, bu programı hiçbir zaman indirmediği ve kullanmadığı, isminin sonradan listeye eklendiği, tespit ve değerlendirme raporlarının özensiz hazırlandığı, tanık ifadelerinin özgür iradeyle verilmediği, hükme esas alınamayacağı, lehine olan ifadelerin dikkate alınmadığı, masumiyet karinesinin, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin, özel hayata saygı hakkının; öte yandan ayrımcılık yasağının, gerekçeli karar hakkının, mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin reddine,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 15/04/2021 tarih ve E:2016/58760, K:2021/1088 sayılı kararının ONANMASINA,

3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,

4. Kesin olarak, 18/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Kaynak : Gazete Memur

İlişkili Haberler

Manşetler