,

Eşine aşağılayıcı sözler sarfeden erkek ile aşırı kıskanç kadın eşit kusurludur

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, "Davalı kadının erkeğin telefonunu alarak akrabalarının numaralarını sildiği, erkeğin kardeşinin eşinin elinden yemek ve erkeğin kız kardeşinin elinden su almasını dahi kıskandığı, kadının sergilediği bu davranışlar neticesinde erkeğin ailesinin tarafların evine gelmemeye başladığı, bu şekilde aile ilişkilerinin zedelendiği ve bu kusura davacı erkek tarafından dilekçeler aşamasında dayanıldığı anlaşılmaktadır. O halde; eşine karşı aşağılayıcı sözler sarfeden davacı erkek ile, aşırı kıskanç tavırlar sergileyerek bu konuda tartışma yaratan ve erkeğin aile ilişkilerini zamanla zedeleyen kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekirken hatalı değerlendirme sonucu davacı erkeğin ağır kusurlu bulunması bozmayı gerektirmiştir." dedi.

Eşine aşağılayıcı sözler sarfeden erkek ile aşırı kıskanç kadın eşit kusurludur

Boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit derecede kusurludur. Eşit kusurlu eş lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilemez. Davalı kadının tazminat taleplerinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

Davalı kadın ıslah dilekçesi ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Bölge adliye mahkemesince bu konuda olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken, karar verilmesine yer olmadığına ilişkine hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2022/6269
K. 2022/8985
T. 9.11.2022

DAVA :

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR :

1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-) Davacı erkek tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine (TMK madde 166/1 ) dayalı olarak açılan boşanma davasının yapılan yargılaması neticesinde ilk derece mahkemesince davalı kadının eşini aşırı kıskandığı, eşinin kardeşleri ile kurduğu iletişimden dahi rahatsızlık duyduğu ve davacı erkeğin aile ilişkilerini zedelediği yönünde yüklenen kusurlar neticesinde ağır, davacı erkeğin ise eşine karşı aşağılayıcı ve ... sarsıcı sözler sarfetmesi nedeniyle az kusurlu olduğundan bahisle erkeğin davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, davacı erkek lehine ise 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş, hükmün davalı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince kadına yüklenilen “erkeğin kardeşleri ile kurduğu iletişimi dahi kıskanarak bundan rahatsız olduğu ve erkeğin aile ilişkilerini zedelediği” vakıalarının erkek tarafından dilekçeler aşamasında dayanılmadığı ve kadının kusurlarından çıkarılması gerektiği, gerçekleşen kusur durumuna göre de davacı erkeğin ağır, davalı kadının ise az kusurlu olduğu yönünde yapılan değerlendirme ile kadın lehine 20.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş, davalı kadının yoksulluk nafakasına ilişkin açık bir talebinin bulunmaması nedeniyle de bu husus hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesis edilmiştir. Hüküm davacı erkek ve davalı kadın tarafından yukarıda gösterildiği şekilde temyiz edilmiştir.

Her ne kadar bölge adliye mahkemesince dilekçeler teatisinde davalı kadının, erkeğin kardeşleri ile kurduğu iletişimi dahi kıskanıp bu durumdan rahatsız olduğu ve erkeğin aile ilişkilerini zedelediği yönünde ilk derece mahkemesince yüklenen kusurlar davalı kadından çıkartılarak, davacı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olduğu yönünde kusur belirlemesi yapılmış ise de, dosyanın yapılan incelemesinde davalı kadının erkeğin telefonunu alarak akrabalarının numaralarını sildiği, erkeğin kardeşinin eşinin elinden yemek ve erkeğin kız kardeşinin elinden su almasını dahi kıskandığı, kadının sergilediği bu davranışlar neticesinde erkeğin ... ailesinin tarafların evine gelmemeye başladığı, bu şekilde aile ilişkilerinin zedelendiği ve bu kusura davacı erkek tarafından dilekçeler aşamasında dayanıldığı anlaşılmaktadır. O halde; eşine karşı aşağılayıcı ve ... sarsıcı sözler sarfeden davacı erkek ile, aşırı kıskanç tavırlar sergileyerek bu konuda tartışma yaratan ve erkeğin aile ilişkilerini zamanla zedeleyen kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekirken hatalı değerlendirme sonucu davacı erkeğin ağır kusurlu bulunması doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.

3-) Yukarıdaki bentte açıklandığı üzere boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit derecede kusurludur. Eşit kusurlu eş lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilemez. Davalı kadının tazminat taleplerinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4-) Davalı kadın 03.01.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Bölge adliye mahkemesince bu konuda olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesine yer olmadığına ilişkine hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ :

Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.), (3.) ve (4.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.09.11.2023

Kaynak : Gazete Memur

İlişkili Haberler

Manşetler