Bir üniversitede öğretim üyesi 39 yaşındaki T.Ü, kendisini rahatsız ederek tacizde bulunduğu iddiasıyla E.K. hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Başsavcılık tarafından başlatılan soruşturma kapsamında taraflar ifade verirken, E.K'nın avukatı Ö.F.A, dilekçesinde T.Ü'yü suçlayarak, tacize uğrayanın müvekkili olduğunu öne sürdü.
'İNLEYEREK KONUŞTU'
Avukat Ö.F.A. dilekçesinde müvekkilinin T.Ü. ile karşılıklı rıza ile cinsel içerikli konuşmalar yaptıklarını, müstehcen fotoğraflar gönderdiğini iddia etti. Dilekçede Ö.F.A, T.Ü.'nün reddedilmeyi veya terk edilmeyi hazmedemediğini öne sürerek, "Rızaya dayalı görüşmeler vardır. Müvekkilim T.Ü'nün telefonunu kimseyle paylaşmamıştır.
T.Ü, telefonda inleyerek konuşmuştur. Rahatsız edilen ve tacize uğrayan her zaman kadınlar olmak zorunda değildir. Bu soruşturma dosyasında müvekkilim erkek olarak kendisini takıntı haline getiren obsesif ve egosu yüksek öğretim görevlisi tarafından aylarca rahatsız edilmiştir. Dosya kapsamındaki yüz kızartıcı eylemlerde maalesef bulunmuştur" ifadelerini kullandı.
TAZMİNAT DAVASI AÇTI
Söz konusu ifadeler üzerine T.Ü.'nün avukatları Buket Özkanat Gümbül ile Avukat Sercan Hara, Ö.F.A'nın sorunun çözümüne ilişkin hukuksal gerekçeler yerine doğrudan kişiliği hedef alan incitici, aşağılayıcı ifadelere yer verdiği gerekçesiyle Ankara Barosu Başkanlığına şikayette bulundu. Öte yandan T.Ü, Ö.F.A'nın kişilik haklarına saldırı niteliğindeki ifadeleri nedeniyle Ankara 29. Asliye Hukuk Mahkemesinde manevi tazminat davası açtı.
BARO HAKARETLERİ YOK SAYDI
Ankara Barosu Yönetim Kurulu, Cinsel Taciz ve Cinsel Saldırı Birimine görüş sormadan müştekiye yönelik ağır ifadelerine rağmen Avukat Ö.F.A. hakkında 'disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığı' kararı verdi. Bu kararın üzerine Avukat Gümbül karara itiraz etti.
İtiraz dilekçesinde, Ö.F.A.'nın savunma dilekçesindeki ikrarlarının meslek kurullarına ve etiğine aykırı davrandığını ortaya koymasına rağmen usul ve yasaya aykırı olarak karar verildiği kaydedildi. Avukatların şahsi hakaretler, karalamalar ve onur kırıcı ifadelerden kaçınmaları gerektiği belirtilen dilekçede, "Avukat dilekçede doğrudan müvekkilin kişiliğini hedef alan sözler sarf etmiş ve dosyayı şahsileştirerek müvekkile karşı aşağılayıcı ve incitici nitelik taşıyan hakaretamiz sözler sarf etmiştir. Avukatın dilekçesinde kullandığı dilin hukuk lisanı dışında ve savunma hakkı kapsamında değerlendirilemez" denildi.
Dilhan DUMANOĞLU