Gazeteci Ersin Çelik'in ismini vermediği ancak konuştuğu doktor arkadaşı sezeryan çetelerine yönelik şu tespitlerde bulundu
- “Suni sancı, doğuma girecek annelerin sezaryene mecbur bırakılmasında en kritik yol. Suni sancı verip doğumu hızlandırırlar. Doktor mesai saati dolmadan hastayı doğuma almak için yapar bunu. Bu şekilde doğum kanalı gevşemeden bebek çıkıma girer ama ön tarafı kapalı olduğu için doğamaz. Bu sefer de ‘Bebek zor durumda. Sezaryene alalım’ derler.”
- “SGK, normal doğuma daha fazla ödeme yapıyor. Ancak buna rağmen sezaryende artışın nedeni yoğun bakım servislerinden kazanılan paradır. Çünkü suni sancıyla başlayan süreç ameliyatla sonuçlanıyor. Sezaryen olunca zaten strese giren bir bebek ciğerleri ve organları doğum kanalından geçip temizlenemediği için ‘Apgar’ dediğimiz skoru düşük kalıyor ve yoğun bakıma alınıyor. Bu arada anne de ameliyat olduğu için ödeme farkı artıyor, itiraz da edilemiyor.”
- “Sezaryen ile maksimum 3 çocuk sahibi olunur. Bu mecburi kısıtlama ayrıca dikkate değer. Sezaryen sonrası çekilen eziyet ile kimse üçüncü gebeliğe cesaret etmiyor. İkinci sezaryende tüplerin bağlanması oranı zaten çok yüksek.”
- “Yıllardan beri normal doğumun çok ağrılı ve zor bir işlem olduğunun propagandası yapılıyor. Film ve dizilerde çok ağır geçen normal doğum sahneleri yer alır. İnsan izlemeye dayanamaz. Zaten o sahneleri izleyen hiç bir genç kız normal doğum yapmaz. Ağrı ise ilk doğumda biraz şiddetlidir. O da en fazla 10 saniye sürer. İyi bir ebe ile bu süreç çok rahat yönetilebilir. Ama bunu yapan ebe ve doktor yok artık. Yaptırmıyorlar özellikle. Çözüm ise iyi ebelerin yetiştirilmesi, suni sancının kesinlikle iyi denetlenmesi, suda doğum konsepti gibi uygulamaların anne adaylarına tanıtılmasında…”