İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesinin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verdiği mahkumiyet kararını değerlendirirken, "Pozitif hukuk açısından bu karar doğru bir karar. Anayasa çok açık bir biçimde yargıya müdahale edilemeyeceğinin altını çiziyor. Bu benim için de geçerli, Adalet Bakanı için de geçerli." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CNN Türk canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Programın başında Dünya Kupası finaline değinen Soylu, Türk polisinin de Katar'daki organizasyonda görev aldığını hatırlattı. Soylu, "Çok başarılı bir görev yaptılar. Alnımızın akıyla çıktık. Birçok ülkenin taraftarının olduğu bir noktada birçok ülkenin polisiyle bu görevi yapmak kolay değildi. Arkadaşlarımız şu an peyderpey dönüyorlar." diye konuştu.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine yönelik hakaret davasında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verilmesine yönelik soru üzerine Soylu, kararın pozitif hukuk açısından doğru olduğunu söyledi.
İmamoğlu'nun seçimlerden sonra Avrupa'ya gittiği bir toplantıda Türkiye'yi şikayet ettiğini anlatan Soylu, şöyle devam etti:
"Ben de Türkiye'nin Avrupa'da şikayet edilmesinin doğru olmadığını söyledim. Hangi siyasi parti olursa olsun dünyaya gittiği zaman Türkiye'yi şikayet etmemeli. Biz kendi meselemizi içimizde çözeriz. Kimse gelip kendi muhalefetini bize şikayet etmiyor. Ben de konuşmamın birinde, 'Türkiye'yi Avrupa'ya şikayet eden ahmak.' dedim. Bundan bir süre sonra bana sonra cevap veriyor. Benim sözüm kafasında kalmış olmalı ki, 'Bu seçimi iptal edenler ahmaktır.' dedi. Seçimin iptal edilmesi meselesi bana ait bir mesele değil. Ben İçişleri Bakanı'yım. Seçimi iptal edenler Yüksek Seçim Kuruludur."
Kararın eleştirilebileceğini ancak hakaret edilemeyeceğini dile getiren Soylu, açılan davanın kamu davası olduğunu anımsattı.
Davanın ardından "Bu sözü biz Süleyman Soylu'ya hitaben söyledik." denildiğini kaydeden Soylu, olayın 4 Kasım 2019'da olduğunu ancak karşı taraf kendisine hakaret davasını 13 Mayıs 2022'de açtığını aktardı.
Davanın hiçbir tarafından olmadığını vurgulayan Soylu, şu değerlendirmede bulundu:
"Pozitif hukuk açısından bu karar doğru bir karar. Anayasa çok açık bir biçimde yargıya müdahale edilemeyeceğinin altını çiziyor. Bu benim için de geçerli, Adalet Bakanı için de geçerli. Bu mahkemelerin etrafına insanlar yığdılar. Siz bir mahkeme görülürken mahkeme etrafının miting alanı gibi doldurulduğunu gördünüz mü? Bütün mahkemenin etrafındaki bilboardları mahkemeye baskı olabilecek şekilde doldurdular. Mahkemelerin kararına bizim de itirazlarımız olabilir. Mahkeme kararları eleştirilebilir ama mahkemeye hakaret edemezsiniz. Siyaseten bu doğru mu derseniz yanlış yapmış olursunuz. Hukuk devletinde söylenebilecek en aciz sözdür. Siyasi sonuçlarla ilgilenen yargı nereye gidebilir? 'HDP kapatılmasın' bu siyaseten doğru bir karar değil... Son 5 yılda 1250'nin üzerinde teslim olan ve ikna ile gelen örgüt mensubu sayısı. Bunların yüzde 34'ü 'HDP binasından terör örgütüne gittim.' diyor. Bundan daha ötesi var mı?"
Verilen kararın ardından İBB'ye kayyum atanmasının söz konusu olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine Soylu, Anayasa'nın kendisine terör ve görevden kaynaklı suçlardan dolayı kayyum atama yetkisi verdiğini anlattı.
"Hakaret" suçundan yargılama yapıldığı için İBB Başkanının kayyumluk bir durumunun olmadığını aktaran Soylu, şunları kaydetti:
"Burada İBB Başkanını görevden alma yetkim yok. Eğer belediye başkanı, başka bir suç işlediyse de görevden alabilme yetkim yok. İstinaf ve Yargıtay onaylarsa bir süreci daha var. Orada benim düşürebilme hakkım yok ama açığa alma hakkım var. Bir belediye başkanı Danıştayın kararı olmadan düşmez. Açığa alma kararı ayrıdır, görevden düşme kararı farklıdır. Açığa alındığında bir hafta 10 gün içerisinde Vali, İBB Meclisini göreve çağırır. Onlar vekaleten seçerler."
İstinaf ve Yargıtayın onaylaması halinde açığa alıp almayacağının sorulması üzerine Soylu, "Alırım, yapacak başka bir şeyim yok. Bugüne kadar uygulamalarımızın tamamı böyle. Yargıtayla beraber kamu görevi yapamaz hale gelmiş olur. Yaptığım her işlemin itiraz yolu da açıktır. Devletin kurallar dizini var. Kurallar dizininde yürür gider." diye konuştu.