Teklif ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçu ekleniyor. Ayrıca internet hnaber siteleri süreli yayın kapsamına alınarak, süreli yayınlara benzer şekilde beyanname verilmesi öngörülüyor.
Ayrıca verilen teklifle internet medyasında resmi ilanların da yayınlanmasına imkan verecek şekilde Basın İlan Kanununda değişiklik yapılıyor.
Teklifin 29’uncu maddesiyle Türk Ceza Kanunu’nun 217’nci maddesine 217/A maddesi eklendi. Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma başlıklı madde
“Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni, genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır” şeklinde. Suçun failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde bu cezalar yüzde 50 oranında artırılacak.
-----------------
Teklifin gerekçesinde, teknolojinin önemli sonuçlarından birinin de internet olduğu, internet üzerinden geliştirilen ve her geçen gün artan kolay erişim ve iletişim yöntemlerinin, "sosyal medya" kavramını toplumsal yaşamın merkezine taşıdığı belirtildi.
İnternetin, haber ve bilgiye erişimi kolaylaştırdıkça ve hızlandırdıkça, buna bağlı olarak sosyal medyanın kullanımının da arttığı vurgulanan gerekçede, bu artışın, yeni ve farklı temalı sosyal medya platformlarının oluşmasına, kişilerin zamanının büyük bölümünü bu platformlarda geçirmesine neden olduğuna işaret edildi.
Gerekçede, "Öyle ki dijitalleşme ortamıyla bağlantılı olarak yeni sosyal problemlerin, kişilik bozukluklarının ya da psikolojik hastalıkların tartışıldığı bir dünyaya doğru gidildiği uzmanlarınca dile getirilmektedir. Diğer taraftan dijital dünyanın insan hayatında fazlasıyla etkili olması ve sosyal medya platformlarının bu denli çeşitlenmesi, kişilerin gerek sosyolojik gerek hukuki birçok problemle veya kişisel haklarının ihlaliyle karşılaşmasını beraberinde getirmiştir." ifadelerine yer verildi.
"Düzenleyici bir rol üstlenmesidir"
Sosyal ağ sağlayıcılarının ya da dijital dünyanın arka planında rol alan diğer aktörlerin, geniş çaplı kullanıcı sayıları ile kullanıcı verilerinden yararlanarak elde ettikleri gelire ya da özel bilgiye rağmen, kişilerin haklarının korunması noktasında ihtiyaç duyulan önleyici ve koruyucu mekanizmaları geliştirmediklerinin gözlemlendiği ifade edilen gerekçede, bu aktörlerin etkin tedbirler almadıklarına, kullanıcıların ve devletlerin haklı taleplerine direnç gösterdiklerinin görüldüğüne dikkati çekildi.
İnternet ortamının; ulusal sınır tanımayan olgusunun, kötü niyetli kullanıcıların kimliklerini gizleyerek yasa dışı iş ve eylemlerini hayata geçirmesine fırsat tanıdığının altı çizilen gerekçede, şunlar kaydedildi:
"Sahte isim ve hesaplarla yasa dışı içerik oluşturup paylaşma, farklı siyasi düşüncedeki kişilere, herhangi bir alanda rakip olarak gördüklerine, farklı dinlere veya milletlere yönelik küfür, iftira veya hakaret etmek, karalamak ya da itibarsızlaştırmak, nefret ve ayrımcılığa zemin oluşturmak amacıyla kullanıldığı durumlarda internet, düzenleme yapılması gerekli alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda kişilik hakları ihlal edilen bireyler, anayasal güvence altında olan haklarının korunması noktasında devletten beklenti içine girmektedirler. Devletin bu alanda ki yükümlülüğü, temel hak ve özgürlüklerin korunacağı ve aynı zamanda ifade özgürlüğünün de güvence altına alınacağı düzenleyici bir rol üstlenmesidir. Bunun sonucunda devletlerin vatandaşlarının temel hak ve özgürlüklerini hem diğer kullanıcılara hem de sosyal medya platformlarına karşı koruması gerekmektedir."
"Dezenformasyonun vardığı nokta mücadeleyi zorunlu kılmıştır"
Bazı Avrupa ülkeleri ile ABD'nin, dijital dönüşümün küresel ölçekte ve toplumun tüm kesimlerinde hissedilir hale gelmesiyle, bu alanda yeni regülasyonlar yaptığı belirtilen gerekçede, AB'nin de Dijital Hizmetler Yasası ile Genel Veri Koruma Tüzüğünde öncü regülatör olarak gerekli adımları attığı anımsatıldı.
Türkiye'nin de dijital dünyada vatandaşlarının karşılaştığı sorunları, gerçek dünyada olduğu gibi çözebilmek adına, söz konusu diğer ülke ve uluslararası kuruluş düzenlemelerini dikkate alarak gerekli adımları atmayı hedeflediği bildirilen gerekçede, bu adımların zemininde, özellikle ifade özgürlüğüne temas eden noktalarda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan hükümlerin yer aldığı aktarıldı.
Anayasanın ilgili hükümleri ile tanınarak koruma altına alınan temel hak ve özgürlüklerin, gerçek dünyada olduğu gibi, dijital dünyada da korunmasının amaçlandığı vurgulanan gerekçede, dijital dünyada da insanların onur, şeref ve saygınlığının, kişisel haklarının, özel hayatlarının dokunulmazlığının ve kişisel verilerinin korunması gerekliliğine işaret edildi.
Bu bağlamda, yalan haberi kasıtlı olarak üretme ve yayma eyleminin, birey ve toplum iradesini ipotek altına alan, vatandaşların gerçek bilgiye ulaşma hakkını engelleyen ciddi bir tehdit haline geldiğinin açık olduğu kaydedilen gerekçede, "Bu tehdit, başta ifade özgürlüğü ve haber alma özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını engellemeye yöneliktir. Gelişen teknoloji ile birlikte dezenformasyonun vardığı nokta, temel hak ve özgürlükleri korumak adına bu tehditle mücadele etmeyi zorunlu kılmıştır. Bu çerçevede mevzuatımızda ki mevcut düzenlemeleri yeni duruma uygun hale getirmeye yönelik ilave düzenlemeler yapılması zorunluluğu ortaya çıkmıştır." değerlendirilmesinde bulunuldu.
İnternet haber sitelerinde çalışanlar için getirilen haklar
Teklifin gerekçesinde, bilgiye ulaşabilme kolaylığının, interneti diğer iletişim araçlarının önüne geçirdiğine ancak internet haber siteleri ve çalışanlarının, gazetelere ve gazetecilere tanınan haklardan yararlanamadıklarına işaret edildi.
Bu durumu ortadan kaldırabilmek amacıyla teklifle, internet haber siteleri çalışanlarının, yazılı medyada çalışan basın mensupları ile eşit şartlara sahip hale getirilmesinin amaçlandığı vurgulanan gerekçede, internet haber sitelerinde fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışanların da gazeteci tanımına dahil edileceği, bu sayede ifade özgürlüğü ve doğru haber alma hakkının kuvvetlendirilmesinin hedeflendiği aktarıldı.
Teklifin gerekçesinde, Basın İlan Kurumu Teşkiline Dair Kanunda, internet haber sitelerini de kapsayacak şekilde değişiklik yapılması, resmi ilan ve reklamların bu mecralarda belirli kurallar çerçevesinde yayınlanmasının sağlanmasının öngörüldüğü belirtildi.
Resmi ilanlar
AK Parti ve MHP milletvekillerinin imzasını taşıyan Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklife göre, resmi ilanlar, şartları Basın İlan Kurumu Genel Kurulunca belirlenecek internet haber sitelerinde de yayınlanacak.
Maliyeti yaklaşık 30 milyar lira olan mal veya hizmet alımları ile 60 milyar lira kadar olan yapım işlerinin ihalesi, ihale tarihinden en az 7 gün önce ihalenin ve işin yapılacağı yerde çıkan bir gazete ve bir internet haber sitesinde, maliyeti yaklaşık 30 milyar ile 60 milyar lira arasında olan mal veya hizmet alımları ile 60 milyar ile 500 milyar lira arasındaki yapım işlerinin ihalesi, ihale tarihinden en az 14 gün önce Kamu İhale Bülteninde ve işin yapılacağı yerde çıkan bir gazete ve bir internet haber sitesinde ilan edilecek.
Maliyeti yaklaşık 60 milyar lira üzerinde ve eşik değerin altında olan mal veya hizmet alımları ile 500 milyar lira üzerinde ve eşik değerin altında olan yapım işlerinin ihalesi, ihale tarihinden en az 21 gün önce Kamu İhale Bülteninde ve işin yapılacağı yerde çıkan bir gazete ve bir internet haber sitesinde, en az birer defa yayınlanmak suretiyle ilan edilerek duyurulacak.
İlan edilecek ihalelerden hangilerinin, ayrıca Basın İlan Kurumu aracılığıyla bir internet sitesi ve Türkiye çapında dağıtımı olan gazetelerin birinde ilan edileceğini belirlemeye kurum yetkili olacak. İhalenin yapılacağı yerde gazete çıkmaması veya internet haber sitesi yönetimi bulunmaması halinde ise ilan, aynı süreler içinde Basın İlan Kurumu İlan Portalında yayınlanacak.
Basın Kanunu'nun "Cezai ve Hukuki Sorumluluklar" ile ilgili düzenlemeleri içeren bölümlerine "İnternet Haber Siteleri" de eklenecek.
Gerçeğe aykırı bir bilgiyi alenen yayanlara hapis cezası
Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak. Suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, söz konusu ceza yarı oranında artırılacak.
"Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçu nedeniyle verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları temyiz edilebilecek.
Erişim Sağlayıcıları Birliğinin görev alanı, erişimin engellenmesi kararları ile birlikte içeriğin çıkarılması kararlarının uygulanmasına yönelik diğer kanunlarda yer alan düzenlemeleri de kapsayacak şekilde yeniden belirleniyor.
Birlik ile erişim sağlayıcılar arasında kararların bildirimi noktasında doğru ve hızlı bir şekilde veri akışının sağlanmasını teminen gerekli yazılım ve donanımın, erişim sağlayıcılar tarafından kurulması yükümlülüğü getiriliyor.
Erişim Sağlayıcıları Birliğine, kendisine gelen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesine yönelik mahkeme kararlarını, elektronik posta yoluyla ilgili içerik veya yer sağlayıcılarına bildirme imkanı sağlanıyor.
Teklifle, internetin dağınık ve dinamik yapısı nedeniyle içerik veya yer sağlayıcının nerede bulunduğunun tespitinde yaşanan sorunların ve buna bağlı olarak ortaya çıkan yetki tartışmasının giderilmesi ve katalog suçlarla daha etkin mücadele edilebilmesi amacıyla yurt içi yurt dışı ayrımı kaldırılıyor, Başkanın engelleme yetkisinde yeknesaklık sağlanıyor.
Milli İstihbarat Teşkilatının faaliyetleri ve personeline yönelik suç teşkil eden içerikler katalog suçlar kapsamına dahil ediliyor.
Hakim tarafından verilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararına konu kişilik hakkının ihlaline ilişkin yayının başka internet adreslerinde de yayınlanması durumunda, ilgili kişi tarafından Birliğe müracaat edilmesi halinde mevcut karar bu adresler için de uygulanacak. Müracaatın Birlik tarafından kabulüne karşı itiraz, kararı veren hakimliğe yapılacak. İnternet sitesindeki yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesi kararlarında bu fıkra hükmü uygulanmayacak.
Teklifin tam metnini indirmek için tıklayınız