Ankara'da uğradığı silahlı saldırıda öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, isim vermeden dün açıklama yapan MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’a tepki gösterdi.
Eşinin Twitter hesabından yaptığı açıklamada Ayşe Ateş şu ifadeleri kullandı:
Şehit eşim Sinan Ateşin tertemiz adını ağzına almadığı için memnun olduğum bir siyasetçi, dün yaptığı açıklama ile sabrımızın sınırlarını zorlamaktadır. Eşimin Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı görevinden ayrılmasından şehit edildiği güne kadar yaşanan süreçlerden dolayı öncelikle kendisini temize çıkarması gereken bu beyefendi, yaşadığımız tüm acılara rağmen soruşturmanın sağlıklı yürümesi adına biz konuşmazken hangi ihtiyaca binaen masum çocuklar üzerinden duygu sömürüsü yapmaya çalışmaktadır, Bütün çocuklar elbette ki masumdur ancak bu beyefendi iki yetim evladın hayatları boyunca yaşayacakları travmayı görmezden gelip suçsuz oldukları sabit görüldüğü takdirde serbest kalacak olan isimlerin çocuklarını mı düşünmektedir, en azından biz bunu inandırıcı bulmadık.
Acıları deşmek istemem ancak bu beyefendi madem ki bizim acımız üzerinden siyaset yapmak, bir yerlere mesaj vermek hadsizliğini gösterdi birkaç cümle etmek mecburiyeti hasıl oldu. Bu beyefendinin oğlu (Allah rahmet eylesin, vefat ettiğinde beyefendinin koluna giren ve kendisini yalnız bırakmayan benim eşimdi. Beyefendi, rahmetli oğlunun muhterem eşine merhumun yetim bıraktığı evladının yaşadıklarını sorsa idi hakkını araması gereken çocukların hangisi olduğunu daha iyi kavrayacaktı. Maksadım, satır satırşerh düşebileceğim talihsiz açıklamaya dair cevap vermek değildir. Ulkücü Şehit Sinan Ateşin evlatları bu siyasetçinin iğreti bir şekilde kullandığı gibi mazlum değildir, aksine mağdurdur.
Çünkü benim evlatlarım; hayatı boyunca tertemiz yaşamış ve evlatlarıma şerefli bir miras bırakarak şehit düşmüş bir babanın çocuklarıdır. Bizi herhangi partinin iç meselesi, diğer partilerle meseleleri ilgilendirmemektedir. Şehidimiz ile adalet arasına kim girmeye çalışıyor, bu vicdanları yaralayan suikast) kim aydınlatmaya çalışıyor biz ona bakıyoruz. Gerisi bizim için lafügüzaf. Kör değiliz, sağır değiliz, dilsiz değiliz. Duam ve beklentim odur ki şehidimizin kırkı çıkmadan gerçekler ortaya çıksın. Tüm gerçekler belgeleriyle ortaya çıktığında bugünlerde yapılan bu ve benzeri açıklamaların mahiyeti daha iyi anlaşılacaktır. Dua ile...
MHP'li Semih Yalçın ne demişti?
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, “siyasi rakipleri ile hasım ve muarızlarının son dönemde MHP aleyhindeki iftira ve karalama kampanyalarından sonuç alabilmek uğruna ahlaksız ve aşağılık yöntemlere başvurduklarına şahit olduklarını” belirtti.
Gerçek dışı haberlerle en çirkin algı operasyonlarının yapıldığını, cinayet ve ölüm üzerinden duygu istismarına tevessül edilerek aleyhlerinde çirkin ve ahlaksızca kampanyalar yürütüldüğünü kaydeden Yalçın, iftiranın iftirayı, yalanın yalanı kovaladığını aktardı.
“ÖLÜME VE ÖLENİN HATIRASINA SAYGISIZLIK”
MHP’nin müessiriyet ve dinamizminden rahatsız olan çevrelerin gemi azıya ve her türlü insanlık dışı eylem ve söylemi göze aldığının görüldüğünü ifade eden Yalçın, şu değerlendirmelerde bulundu:
“14 Mayıs'ta yapılacak seçimlere doğru gidilirken bestesi küresel aktörlerce yapılmış öfke, kin ve nefret şarkılarının kulak tırmalayan nakaratları işitilmektedir. Menfur bir suikast üzerinden siyasi çıkar elde etme çabasındaki izansızlar, zan altında bıraktıkları masum ve suçsuz insanların ailelerini ve çocuklarının duygularını bile göz ardı etmektedir.
Evlerine ateş düşen mazlum insanların acıları da insafsızca, ahlaksızca istismar edilmektedir. Ailelerin, annelerin, babaların, kardeşlerin, bacıların canı hoyratça acıtılmaktadır. Sadece diriye değil, ölüme ve ölenin hatırasına da saygısızlık edilmektedir.
İktidar hırsıyla böylesine küçülerek siyaset yapmak, politika değil, pespayelik, kepazeliktir. Bu nefret siyasetinin varacağı yer hüsrandır. Bu tiksindirici siyaset anlayışının getireceği hiçbir fayda yoktur. Tam tersine ona tenezzül ve tevessül edenleri yok edecektir.”
Yalçın, haklarında üretilen ahlak dışı iftiralarla nefret suçu işlendiğini, insan onurunu zedeleyen, öfke yüklü algı operasyonları yürütüldüğünü ifade etti.
İnsanı diğer mahlukattan ayıran beşeri hasletlerin, yerini gayriinsani insiyaklara, şeytani entrikalara, nefsin esaretine bıraktığına dikkati çeken Yalçın, “Suikast meselesi yargıya intikal etmesine rağmen kendini adli makamların, yargı mercilerinin, hakim ve savcıların yerine koyan muarızlarımız bir tür toplumsal linç teşebbüsüne girmişlerdir. Ben galebe çalayım da ne olursa olsun, üstün geleyim de gerekirse insani ve ahlaki değerler çiğnensin anlayışı, adeta karşıtlarımızın siyaset düsturu haline gelmiştir. Partimiz ve mensuplarımız aleyhinde üretilen yalanların büyüklüğü, ortaya atılan iddiaların uçukluğu muhaliflerimizin bir cinnet sarmalına girdiğini göstermektedir.” ifadelerini kullandı.
“SİYASİ KAVGA İŞİN DOĞASINDA VAR”
Yalçın, müfteri ve yalancıların bu kahredici ağırlığın altında ezileceklerini, kirli oyunların onu tezgahlayanların ayaklarına dolaşacağını, karıştırdıkları pisliklerin ellerine yüzlerine bulaşacağını vurguladı.
“İnsan, genellikle başkasına sürmek istediği çamura bulanır.” diyen Cenap Şahabettin’in müfterilerin uğrayacağı yaman akıbete işaret ettiğini anlatan Yalçın, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“MHP ve Cumhur İttifakı’na zarar vermek maksadıyla ülkeyi gerginlik ortamında seçime götürmek isteyenler, bu ağır ve yanlış hesabın altında kalacaklardır. Mesele MHP ve Cumhur İttifakı aleyhinde algı operasyonu olmaktan çıkmış, toplumsal bozgunculuk ve kaos oluşturma hevesine dönüşmüştür.
Sadece MHP ve partililerimiz aleyhinde iftira ve yalan kampanyasıyla yetinilmemekte, topluma kin ve nefret tohumları ekilmeye çalışılmaktadır. Türkiye’nin iç ve dış dinamikleriyle demokrasinin gerekleri doğrultusunda siyaset üretemeyenler, toplumsal barışı ve huzuru dinamitleyerek ülkeyi anafora sürükleme, bunun faturasını da MHP ve Cumhur İttifakı’na çıkarma derdine düşmüştür.