Bunun hasta mahremiyeti ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na aykırı olduğunu belirten hekimler soruyor: “ Bu kişisel verilerin kamu yararı ne?”
6 Ekim’de yayımlanan söz konusu yönetmelik, hekimlerin serbest çalışma, hastalarınsa hekim ve hastane seçme özgürlüğünü engelliyordu. Serbest çalışan yani muayenehanesinde hasta kabul eden yaklaşık 7 bin hekimin çalışma koşullarını kısıtlayan yönetmelik yürürlüğe gireceği 7 Ocak’ta yeniden değiştirilerek yayınlamdı.
Yönetmelik az da olsa yumuşatıldı. Ama muayenehaneye gelen tüm hastaların kimlik, tanı, muayene, tetkik, tahlil ve tedavileriyle ilgili bilgilerin tümünün, Muayene Bilgi Yönetim Sistemi’ne (MBYS) yüklenmesiyle ilgili düzenlemede ısrar edildi ve değiştirilmedi.
Talep edilen söz konusu bilgiler 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 6’ıncı maddesine göre özel nitelikte birer kişisel veri sayılıyor. Anayasa’nın 20’inci maddesi gereğince kişisel verilerin işlenebilmesi ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla mümkün. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8’inci maddesinde de kişisel verilerin yasayla öngörülmüş, meşru bir amaç için sınırlanabileceği ve sınırlamanın demokratik bir toplumda gerekli olması gerektiği belirtiliyor.
Sağlık Bakanı Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci imzalı sağlık il müdürlüklerine gönderilen yazıyla MBYS’ye hasta bilgilerinin girilmesi konusunda uyarıların yapılması istendi. Muayene hekimlerine ilçe sağlık il müdürlüklerinden ilgili yazılar ulaşmaya başladı. Yazıda bunu yerine getirmeyenler hakkında 3359 sayılı kanun hatırlatıldı.
Kanuna göre, kayıtları uygun şekilde tutmayan veya bildirim zorunluluğunu yerine getirmeyenler önce iki kez uyarılacak. İki uyarının ardından istemi yerine getirmeyenlere bir önceki aya ait brüt hizmet gelirinin yüzde biri kadar idari para cezası verilecek. İdari para cezasına konu fiilin bir yıl içerisindeki yeniden tekrarında idari para cezası bir kat artırılarak uygulanacak. Son tekrarında sağlık kuruluşunun faaliyeti on güne kadar durdurulacak.
İstanbul Tabip Odası Özel Hekimlik Komisyonu Üyesi Dr. Güray Kılıç hem yatan hem de yatmayan hastaların MBYS’ye bildirilmesinin istendiğini söyledi. Kılıç söz konusu düzenlemenin 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na aykırılığının açık olduğunu belirtti: “Buna rağmen, bakanlık ısrarcı olarak hekimleri taciz ediyor” dedi.
Kılıç hasta bilgilerinin neden istendiği konusunun açık ve şeffaf belirtilmesi gerektiğini vurguladı: “Bakanlık planlama yapmak için sağlık yükünü anlamaya çalıştıklarını söylüyor. Biz de diyoruz ki ‘Öyle bir iddianız varsa, hastaların isim olmadan da yapabilirsiniz’ . Hastaların yaş, cinsiyet, bölge, sosyo ekonomik koşulları gibi bilgileri isimsiz yollayalım. İsimsiz veri paylaşmamızda bir sıkıntı yok. Bakanlık illa isimleri de istiyor. Israrlarını kötü niyet olarak okuyoruz.”
Kişilerin kendine özgü, kimseyle paylaşmak istemeyeceği sağlık sorunları olabilir ya da tıbbi tedavi ve işlemlere ihtiyaç duyabilir. Kılıç sağlıkla ilgili kişisel verilerin de ‘her türlü niyetle’ kullanılabileceğini öne sürdü: “Muayenehane kişisel alandır. Hastaların açık kimlikleriyle bilgilerini paylaşmayı kabul etmiyoruz.”
Muayenehaneler Derneği Başkanı Dr. Cihangir Çakıcı, MBYS’ye hasta bilgilerinin açık kimlikle girilmesinin hukuka aykırı olduğunu söyledi: “Sağlık Bakanlığı bunu bizden istemekle suç işliyor. Hekimi de suç işlemeye zorla itiyor. Biz hekimler olarak hastalarımızın kişisel verilerini açık isimleriyle paylaşarak suç işlemeye karşı çıkıyoruz.”
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na rağmen verilerin aktarılmasının sakıncalı olduğunu vurgulayan Çakıcı, şöyle devam etti: “Yönetmeliği zorla dayatıyorlar. Hasta mahremiyetini korumak bizim etik değerimiz. Bize bakan eşi de geliyor. Bakan eşinin özel bilgisini nasıl verebilirim? Belki o bilgiyi bakana karşı kullanacaklar. Mahremiyetin korunması ve hekimlerin buna zorlanmaması gerekiyor Hastaların çok özel ve kimsenin duymasını istemediği ameliyatı, hastalığı olduğunu düşünün. Prostat kanseri de olabilir kürtaj da. Bilgilerini paylaşmamız, başkalarının görebileceğini anlamına geliyor. İnsanlar bazen iyi niyetli olmayabiliyor… Şu anda bu bilgiler verilse de verilmese de suç işleniyor.”
Hekimlerin bildirilmesi zorunlu hastalıklardan zaten Sağlık Bakanlığı’nı haberdar ettiklerini vurgulayan Çakıcı, “Muayenehanelerin özelliği hem hizmeti daha kaliteli almak hem de bazı şeyleri gizlilik içinde yapmak isteyenler tarafından tercih etmesi. Hastaların yüzde 30-40’ı kendi özellerini gizlemek için geliyorlar. Yoksa devlet hastanesi veya özel hastaneye giderler. Herkesin bilmesini istemiyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde muayenehaneye gelen hastanın bilgisini devlet istemiyor” diye konuştu.
İstanbul Tabip Odası Özel Hekimlik Komisyonu Üyesi Dr. Hasan Oğan, hastalara ait bilgilerin hangi amaçla talep edildiği, ne şekilde kullanılacağı, bilgilerin bu amaca ne şekilde hizmet edeceğinin bakanlık tarafından açıklanmadığını söyledi. Kamu adına toplanan bilgilerin korunmasına yönelik güvenlik önlemlerinin alınması ve bunun da hastaya garanti edilmesi gerektiğini belirten Oğan, “E-nabız uygulaması devreye girdiğinde de endişelerimizi gündeme getirmiştik. Düzenlemenin yasal olarak çıkarılmasını, halka sağlık verilerini bakanlığın topladığını, bunları kimseye satmayacağını, parayla vermeyeceğini, yalnız bilimsel amaçla ve kamu yararına kullanılacağını anlatmalarını istemiştik. Kimin hangi bilgiyi, ne kadar kullandığı bilinmediği için bu tartışmayı hala yürütüyoruz” dedi.
Geçmiş yıllarda Sağlık Bakanlığı’nın bazı illerdeki hastanelerin siber saldırıya uğradığını hatırlatan Oğan şunları söyledi: “Siber saldırıların sonuçlarını hala bilmiyoruz. Bakanlığın bu büyük veriyi kendi teknik alt yapısıyla işlemesi mümkün değil. Verileri kim işlediği de bir muamma. Verilerin işlenmesi için onlarca kuruma lisans verildi. Denetimleri yapılıyor mu? Kimlik bilgilerinin kullanılırken anonimleştirilmesi yani kimliksizleştirilmesi gerekiyor. Bakanlığın veri işleme amacı açık ve kesin olarak ortaya konulmalı. Mümkün olan en az miktarda veri işlenmeli. İlgili olmayan veya ihtiyaç duyulmayan kişisel verilerin işlenmesinden kaçınılmalı. Kişisel sağlık verileri özel sigorta şirketlerinden tıbbi cihaz üreticilerine kadar sektördeki pek çok aktör için önemli ve değerli bilgiler içeriyor. İşin içine yapay zekanın girmesi bu verilerin daha kolay işlenmesine olanak sağlayabiliyor . Düşünün çocuğunuz oldu ve bir engeli var. Ya da genetikle ilgili tanı yaşamı boyunca (iş başvurularında, özel sağlık sigortası sözleşmelerinde vs.) karşısına çıkacak sorun olabilir.”
mesude erşan/diken gazetesi