Basına ve Kamuoyuna…
Değerli basın mensupları, çok kıymetli mesai arkadaşlarım;
Bugün burada, görülmeyeni göstermek, duyulmayanı duyurmak ve konuşulmayanı konuşmak için toplandık…
Geçtiğimiz hafta Rize PTT Başmüdürlüğü’nde görev yapan çok kıymetli iki mesai arkadaşımızı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Hayatını kaybeden mesai arkadaşlarımız merhum Selim OKUMUŞ ve merhum Ömer BAYAZIT’a Yüce Allah’tan rahmet, kederli aileleri, yakınları ve tüm PTT çalışanlarına başsağlığı ve sabırlar diliyoruz.
Bu alçak saldırıyı lanetliyoruz ve saldırıyı gerçekleştiren kişinin en ağır cezayı alması için bizlerde davaya müdahil olacağız ve temennimiz o dur ki, o cani bir daha gün yüzü göremeyecek! Ancak bizlerin de üstüne düşen bazı görevler vardır! Her şeyden önce PTT Çalışanlarının değerli olduğunu, sahipsiz olmadığını tüm kamuoyuna hissettirmemiz gerekmektedir. Bunun için bizler bugün tüm ülkede iş bıraktık ve kamuoyunun dikkatini çekmek istedik. Ama maalesef üzülerek gördük ki, olayın yaşandığı Rize de dahi merhumların cenazesinin kaldırıldığı gün bazı yöneticilerin talimat vererek ‘’işlerin aksatılmadan devam ettirilmesi’’ istenmiştir. Bu talimatı kim, neden, nasıl verdi bilmiyorum, ama o kişiler senin de kardeşin, oğlun veya baban olabilirdi… Rize de bir gün PTT çalışmayınca dünyanın sonu değildi… Mesai arkadaşlarımız bizler oraya gittiğimizde son görevimizi yapamadık, cenazeye katılıp helallik alamadık diye haklı serzenişlerini bizlere ilettiler. Bu tutumu kabul etmiyoruz ve kınıyoruz…
Değerli basın mensupları, çok kıymetli mesai arkadaşlarım;
Son dönemlerde maalesef kamu çalışanlarına karşı bir şiddet ve saldırı eğilimi vardır. Bazen hakaret, bazen fiziki şiddet şeklinde karşımıza çıkan bu saldırı eğilimi artık canımıza kastederek bardağı taşırmıştır… Yeter artık diyoruz… Kamuda şiddetin son bulmasını gerekli önlemlerin biran önce alınmasını istiyoruz.
Kamu çalışanları devletin ete kemiğe bürünmüş halidir. Kamu çalışanlarının itibarı devletimizin itibarı, güvenliği devletimizin güvenliğidir. Kamu çalışanlarının huzur içinde görevlerini yapabilmeleri için;
Kamuda şiddeti önleme yasası bir an önce çıkartılmalı ve kamu çalışanlarına karşı işlenen suçların cezaları artırılmalıdır.
Kamu çalışanlarına görevlerinden dolayı saldırıda bulunulması halinde suç tanımına bakılmaksızın tutuklu yargılama yapılmalıdır.
Bunlar tüm kamu çalışanlarının şiddete karşı korunması için ivedilikle hayata geçirilmesi gerekenler olup ayrıca PTT özelinde de bir takım önlemlerin alınması gerekmektedir.
Güvenlik görevlisi olmayan 3. ve 4. Sınıf PTT Müdürlüklerinde ivedi şekilde güvenlik personeli istihdam edilmelidir.
Güvenliği olmayan şubelerin ivedi şekilde kapatılarak, merkezi yerlerde güvenlikli PTT müdürlüğüne dönüştürülmelidir.
PTT İşyerlerinde hizmet alanların görebileceği yerlere şiddeti önleme kapsamında uyarı levhaları asılmalıdır.
Banka kartlarının çok uzun süre PTT işyerlerinde bekletilmesi uygulamasına son verilerek, teslim edilmeyen kartların en yakın ilgili banka şubesine ihbarlanması sağlanmalıdır.
Tüm bu önlemler elbette kaybettiğimiz mesai arkadaşlarımızı geri getirmeyecektir. Ancak bundan sonra buna benzer olayların yaşanmaması için de bir an önce önlem alınmalıdır.
Değerli basın mensupları, çok kıymetli mesai arkadaşlarım;
Maalesef PTT’de tek sorun güvenlik zaafiyeti değildir. PTT’de çalışan mesai arkadaşlarımızın birçok sorunu vardır. Bu sorunların en başında farklı statüde personel istihdamı yer almaktadır. Bir kurum düşünün ki, aynı işi yapan 3 farklı statü olsun… Taşeron firma personeli, İHS’li personel ve 399 Sayılı KHK’ya tabi personel. Özünde birebir aynı işi yapmakta ancak mali ve sosyal hakları tamamen birbirinden farklıdır. Bizler PTT’de farklı statüde personel istihdamına son verilmesini ve iş güvencesinin olduğu, mali ve sosyal hakların iyileştirildiği tek bir statüde personel istihdamı istiyoruz.
Maalesef bugüne kadar uygulanan yanlış politikalar PTT’ye yıllarını vermiş, kurumun hafızası konumunda olan 399’lu mesai arkadaşlarımızı küstürmüştür. PTT’nin AŞ olmasından sonraki süreçte üvey evlat muamelesi gören 399’lu mesai arkadaşlarımız artık PTT’de durmak istemiyor. Madem PTT bir AŞ oldu, o halde 399’lu personel için bir düzenleme yapılarak isteyenlerin başka kamu kurum ve kuruluşlarına naklini istiyoruz. Biz ilk günden beri ya kariyer ya havuz dedik, geldiğimiz noktada 399’lu personelin kariyer hakkı tamamen elinden alındığından artık 399’lu personel için tek çözüm yolu havuzdur…
PTT AŞ olduktan ilk defa istihdam edilmeye başlanan İHS’li mesai arkadaşlarımızın da birçok sorunu vardır. Öncelikle bu arkadaşlarımız iş güvencesinden yoksun olarak sözleşmeli olarak çalıştırılmaktadır. Biz İHS’li mesai arkadaşlarımıza iş güvencesi istiyoruz. Ayrıca performans sisteminin tamamen kaldırılmasını, eşit işe eşit ücretin ödenmesini istiyoruz. İHS’li mesai arkadaşlarımızın da yeşil pasaport hakkına kavuşmasını istiyoruz.
Değerli basın mensupları, çok kıymetli mesai arkadaşlarım;
PTT’de ki önemli sorunlardan biri de personel eksikliğidir. PTT AŞ’ye son 7 yıldır personel alınmamıştır. Emeklilik, ölüm, istifa gibi nedenlerle personel sayısı azalmış, ülkenin nüfusu ve hizmet edilen alan sürekli artmış, buna rağmen personel alınmamıştır. Mesai arkadaşlarımızın artık bu durumu sürdürmeleri mümkün değildir. Her bir mesai arkadaşımız 2-3 kişilik iş yapmaktadır. Personel eksikliğinden dolayı sürekli geçici görevlendirmeler yapılmakta, yıllık izinler kullanılamamakta, hasta olan arkadaşlarımız doktora gidememektedir. Bu nedenle bir an önce PTT AŞ’ye personel alımı yapılmalıdır.
Değerli basın mensupları, çok kıymetli mesai arkadaşlarım;
Statü farklılığından kaynaklanan sorunların yanı sıra tüm çalışanların ortak sorunları da bulunmaktadır. Yol yardımı, yemek yardımı gibi sosyal yardımların tüm personele ve günümüz koşulları göz önüne alınarak nakit ödenmesini talep ediyoruz. Bugün yapılan yemek yardımı ile bir tavuk dürüm bile almak neredeyse imkansız. Ayrıca yemek paralarının PAYE KART üzerinden değil, nakit olarak ödenmesini ve yemek yardımının güncellenerek 399’lu personele de ödenmesini talep ediyoruz.
Değerli basın mensupları, çok kıymetli mesai arkadaşlarım;
Görevde yükselme ve unvan değişikliklerinde yalnızca yazılı sınavın esas alınmasını, atama ile göreve gelinebilecek unvanlar için bir alt görevde çalışmış olma şartının getirilmesini talep ediyoruz. Özellikle son dönemde alt unvanlardan doğrudan başmüdür/başmüdür yardımcısı ataması yapıldığı bilinmektedir. Biz bunları doğru bulmuyoruz ve kabul etmiyoruz. Kariyer tüm çalışanlarının hakkıdır ve tüm çalışanların eşit imkanlarla kariyer hakkına kavuşması gerekmektedir.
Geçtiğimiz yıl yapılan şef görevde yükselme sınavı sonrası boşalan memur kadrolarına fakülte mezunu dağıtıcı arkadaşlarımızın atanmasını talep etmekteyiz. Bu şekilde kurum kültürü taze tutularak, dağıtıcılar yerine posta okulları mezunu genç postacılar istihdam edilip dağıtımın gençleşmesi sağlanabilir.
Değerli basın mensupları, çok kıymetli mesai arkadaşlarım;
Biz Adil Haber Sen olarak, kurulduğumuz günden bu yana durmadan, yorulmadan çalıştık, hizmet ürettik. Amacımız bağcıyı dövmek değil, üzüm yemektir. Çalışanların mutlu olmadığı hiçbir kurumun başarıya ulaşması mümkün değildir. Bizler de daha önce defalarca gündeme getirdiğimiz bu konuları bugün burada birkez daha gündeme getirerek yetkililerden bu sorunlara çözüm üretmelerini istiyoruz. Buradan tüm mesai arkadaşlarımıza da bir söz veriyorum; Sizlerin çalışma koşullarınızın iyileşmesi için var gücümüzle çalışacağız…
Basın açıklamamıza ve iş bırakma eylemimize katılım sağlayan tüm basın mensuplarına ve mesai arkadaşlarımıza teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum…
Kenan ARIK
Adil Haber-Sen Genel Başkan