'Rektör eşi için fakülte taşıdı' haberine açıklama
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ), Sözcü Gazetesinde yer alan ve Üniversite Rektörü Prof. Dr. Semih Aktekin'i hedef alan habere ilişkin açıklama yaptı. 'Rektör eşi için fakülte taşıdı' iddialarının asılsız olduğu, kararın bir önceki rektör döneminde 30 Ocak 2018 tarihli Senato kararıyla alındığının vurgulandığı açıklamada, "Rektör üniversite lojmanlarında kalıyor, Avanos'ta da evi yok." denildi. Rektörün eşinin üniversiteye sınavsız alındığı iddiasının da yalan olduğu, pandemi nedeniyle tercih sayısının yetersizliğinden yalnızca iki öğrencinin bölüme kayıt yaptırdığı vurgulandı.

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Sözcü Gazetesinde Müslüm Evci imzasıyla yayınlanan "Nevşehir Hacıbektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Semih Aktekin, Hacıbektaş ilçesinde bulunan seramik bölümünü eşinin daha rahat gidip gelebilmesi için Avanos ilçesine aldırdı." haberine ilişkin açıklama yaptı.
2018'de uygulanan kararı bugün gibi aktardılar
Haberin tamamen yalan ve iftira olduğunu vurgulayan NEVÜ, Güzel Sanatlar Fakültesi'ne bağlı Seramik ve Cam Bölümü'nün, 2008 yılında diğer bölümlerle birlikte Hacıbektaş ilçesinde eğitime başladığını, ancak 30 Ocak 2018 tarihli Senato kararıyla, o dönemin rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı döneminde, geçici olarak Avanos ilçesindeki Meslek Yüksekokulu binasına taşındığını açıkladı.
2018 tarihli bahse konu Senato kararı.
"Rektör üniversite lojmanlarında kalıyor, Avanos'ta da evi yok"
Şu anki rektör Prof. Dr. Semih Aktekin ise 2020 yılı Mart ayında göreve başladığı vurgulanan duyuruda, "Dolayısıyla bölümün Avanos’a taşınması da, mevcut rektörün göreve başlamasından önce gerçekleşmiştir." denildi.
Duyuruda ayrıca, Rektör Aktekin ve ailesinin üniversite lojmanında konakladığı, Avanos'ta da evinin olmadığı belirtildi.
"YKS puanıyla bölüme giren iki kişiden biri"
Rektör Aktekin’in eşinin üniversiteye sınavsız alındığı ve taşınma kararının bu duruma göre alındığı yönündeki iddialara da yanıt veren üniversite yönetimi, "Türkiye'deki tüm lisans programlarında olduğu gibi NEVÜ Seramik ve Cam Bölümü'ne giriş de ÖSYM tarafından yapılan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ile mümkündür. 2021-2022 öğretim yılında bu bölüme 15 kişilik kontenjan ayrılmış, ancak pandemi koşulları nedeniyle tercih sayısının yetersiz kalması sonucunda yalnızca 2 öğrenci bölüme kayıt yaptırmıştır. Bu öğrencilerden biri Rektör Aktekin’in eşidir. Bu nedenle sınavsız veya ayrıcalıklı bir kayıt söz konusu değildir." açıklamasını yaptı.
"Tamamı alçakça ve adice bir iftira niteliğindedir ve hiçbiri doğru değildir"
Üniversitenin internet sitesinden yapılan açıklamanın tamamı şöyle:
"Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam Bölümünün geçici olarak eğitim verdiği Avanos MYO binasından tekrar Hacıbektaş’taki Güzel Sanatlar Fakültesi binasına taşınması ile ilgili Sözcü Gazetesi’nde Müslüm Evci imzasıyla yayınlanan ve daha sonra birçok medya organı tarafından aynen iktibas edilen, tamamı yalan ve iftiradan ibaret olan haber üzerine üniversitemizce aşağıdaki açıklamaya ihtiyaç duyulmuştur:
Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde 2008 yılında kurulan Güzel Sanatlar Fakültesine bağlı 4 bölüm bulunmaktadır. Bu bölümlerin hepsi Hacıbektaş ilçesindeki Fakülte binasında eğitime başlamış ancak Seramik ve Cam bölümü, 30.01.2018 tarihinde alınan Senato kararı gereği geçici olarak Avanos ilçesinde bulunan Meslek Yüksek Okulu binasında derslerini yürütmeye başlamıştır. 2018 yılında NEVÜ Rektörü, Prof. Dr. Mazhar Bağlı olup mevcut Rektörümüzün göreve başlama tarihi ise 2020 yılı Mart ayıdır. Sözcü Gazetesi’nde Müslüm Evci imzasıyla 30 Haziran 2025 tarihinde yayınlanan ve sonrasında Oda TV başta olmak üzere birçok internet sitesinde aynen iktibas edilen iftira metninde söz konusu taşıma kararının 2022 yılında mevcut Rektör Prof. Dr. Semih Aktekin tarafından, öğrenci olan eşinin daha rahat okuması için alındığı yazılmaktadır. Halbuki üniversitemiz Rektörü merkez kampüsteki personel lojmanlarında ikamet etmekte olup evi Avanos ilçesinde bulunmamaktadır. Söz konusu iftira metninde ayrıca Rektörün eşinin Seramik ve Cam bölümündeki lisans eğitimine sınavsız olarak alındığı iddia edilmektedir. Bilindiği üzere Türkiye’de herhangi bir üniversitede lisans eğitimi almak için ÖSYM tarafından yapılan YKS sınavlarında başarılı olmak ve o bölüm için YÖK tarafından belirlenen kontenjana girecek yeterli puanı almak gerekmektedir. Söz konusu bölüm için 2021-2022 Öğretim Yılında YÖK tarafından toplam 15 Kontenjan verilmiş, ancak pandemi dönemi şartları sebebiyle ek yerleştirme sonucunda dahi yeterli tercih yapan olmadığı için 13 kontenjan boş kalmış ve Rektörümüzün eşi dahil olmak üzere Seramik ve Cam bölümüne sınava giren sadece 2 öğrenci kayıt yaptırmıştır. Toplam 4 öğretim elemanı olan Seramik ve Cam Bölümü 2025 yılında birisi Rektörümüzün eşi olmak üzere sadece iki mezun verebilmiştir. NEVÜ Senatosu, geçtiğimiz yıllardan beri GSF Fakültesi Dekanlığı ile kamu kaynaklarının daha etkin kullanılması açısından bölüme olan talebin artırılması ve daha çok öğrencinin bölümü tercih etmesinin sağlanması için gereken tedbirleri almak üzere çeşitli görüşmeler yapmış, yapılan toplantılar sonucunda Seramik ve Cam bölümünün GSF’nin diğer 3 bölümüyle birlikte tekrar Hacıbektaş ilçesinde eğitime devam etmesinin daha sağlıklı olacağı değerlendirilmiş ve bu doğrultuda 20.03. 2025 tarihinde Senato kararı alınmıştır.
2018 yılında önceki Rektör Prof. Dr. Mazhar Bağlı döneminde alınan bir kararın 2021 yılında üniversite sınavına giren bir öğrencinin daha rahat okuması için alındığını iddia etmek ve bu konudaki yalan haberlere inanmak devlet geleneği ve bürokratik süreçlerden hiç haberdar olmamak anlamına gelir. Bir rektörün keyfi olarak bir bölümü istediği zaman istediği yere taşıyabileceği iddiası, aynı zamanda kamuoyunda devlete, siyasete ve bürokrasiye olan güveni sarsmaya dönük sinsi bir örtük propaganda taktiğidir. Yalan ve iftira niteliğindeki haberi yayınlayan Sözcü Gazetesi ve ondan alıntı yaparak bu yalanı tekrar eden gazete ve televizyonların ideolojik kimliğine ve haber aracılığıyla dolaylı olarak yapılan yorumlara bakıldığında, haberlerin hedefinde sadece ilgili kişilerin olmadığı, ‘liyakatsiz ve ahlaksız kişilerin üst görevlere atandığı, devletin ve siyaset kurumunun yozlaştığı ve iyi işlemediği, devletin iyi idare edilmediği’ gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldığı görülmektedir. Son zamanlarda medyada farklı rektörlerle ilgili de benzer iftiralara yer verilmekte, sanki rektörler keyiflerine göre kendilerine istedikleri kadar maaş/döner sermaye bağlayabilen, istedikleri kişiyi sınavsız olarak üniversiteye öğrenci olarak alabilen, istedikleri kişiye makam aracı tahsis edebilen sorumsuz ve ahlaksız kişiler olarak lanse edilmeye çalışılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti olup tüm üst düzey bürokratların yetki ve sorumluluklarının sınırı kanunlarla belirlenmiştir. Herhangi bir sebeple yetki ve sorumluluğu dışında işlere imza atan bürokratlar hakkında mevcut denetim mekanizmaları devreye girerek gereken tedbirleri alabilecek kapasitedir.
Dünyanın tüm kültürlerinde yürütülen her tür mücadelede bireylere eşleri ve çocukları üzerinden saldırmak, hele hele bunu iftira atarak yapmak en ahlaksız, adi ve şerefsizce bir eylem olarak görülür. Müslüm Evci tarafından yazılan ve birçok sitede iktibas edilen Üniversitemizle ilgili haber metnindeki tek doğru cümle Rektörümüzün, eşinin mezuniyet törenine katıldığı bilgisidir. Bunun dışında haber metninde rektörümüzün eşi ve çocuğuyla ilgili yazılanların tamamı alçakça ve adice bir iftira niteliğindedir ve hiçbiri doğru değildir.
Bu tür yalan haberler sadece haberin hedefindeki kişilere değil toplum aklına da hakaret etmektir. Bu yalanlar aynı zamanda habere konu edilen kişileri zor durumda bırakan ve üzen, çevrelerindeki insanlara karşı sürekli kendilerini savunma pozisyonunda bırakan temel bir insan hakkı ihlalidir. Tamamı yalan ve iftiradan ibaret olan metni yazan Müslüm Evci’yi, haberi ilk yayınlayan Sözcü Gazetesi’ni, bu yalan metni sorgulamadan alıntılayan başta Oda TV, Halk TV ve Tele 1 olmak üzere tüm medya organlarını, yayınlanan yalan haberlerin altına kişilik hakkını ve onurunu zedeleyen, ahlaksızca çirkin yorumlar yazan tüm bireyleri, kamuoyundan ve haberde adı geçen kişilerden özür dilemeye, basın etik ilkeleri ışığında bir daha yalan haber yayınlamayacaklarına söz vermeye davet ediyoruz. Ayrıca bu tür haberler aracılığıyla yoğun bir dezenformasyon sürecine tabi tutulan ve haberlerle ilgili kafası karışan öğrenci ve vatandaşlarımıza, bu vesileyle, medyada yayınlanan her tür habere kuşkuyla bakmaları gerektiğini, ilgili tüm tarafları dinlemeden hiçbir habere itibar etmemelerini, bu tür haberlerin sadece hedef alınan kişinin değil devletin de itibarını hedef alan propaganda savaşının örtük malzemeleri olduğunu, köklü bir devlet geleneği olan Türkiye Cumhuriyeti’nde Rektörler dahil hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü olmadığını, ancak medyanın da kendini tüm sınırlamanın üstünde görerek istediği her tür yalan haberi yayınlamasının özgürlük kapsamında görülemeyeceğini, yalan ve iftira haberlerle manipülasyon yapan sözde basın mensuplarının da kanun önünde hesap vermesi gerektiğini tekrar hatırlatıyoruz."