5237 sayılı Türk Ceza Kanunu" nun (TCK) “Özel hayatın gizliliğini ihlal" başlıklı 134. maddesi şu şekildedir:
"(1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır (2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur”
Madde hükmü ile kişilerin gizli yaşam alanına girerek veya başka suretle başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayının saptanması ve kaydedilmesi cezalandırılmaktadır. Maddenin ikinci fıkrasında ise kişinin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Ancak söz konusu düzenlemede muğlak ifadeler bulunmaktadır. Maddede geçen “özel hayat” kavramının yorumlanarak uygulanması sırasında hakkaniyeti zedeleyecek uygulamalarla karşılaşılabilmektedir.
Özel hayatın gizliliği kavramı özellikle Ceza Hukukumuzda sorun yaratmaktadır. TCK’nın 135 ve 136. maddelerinde düzenlenen suçun işlenmiş sayılabilmesi için kişilerde suç işlemek amacıyla özel bir kastın varlığı halinin aranmamaktadır.
CHP Milletvekili Mahmut Tanal gazetememur.com'a yaptığı açıklamada, kanun maddesinde değişiklik yapılarak, özel bir kasdın varlılığının madde metnine eklenmesi gerektiğini belirtti. Tanal ayrıca "ilgili suçun işlenmesi halinde hükmolunacak cezaya alternatif bir ceza yöntemi olarak adli para cezası da kanuna eklenmelidir." dedi.