MHP: Komisyon İmralıya gidecek, istemeyenler açıkça ortaya çıkmalı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Gerekirse İmralı'ya ben giderim" sözlerinin ardından partiden yeni açıklama geldi. MHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun cuma günü İmralı adasına gidilmesi yönünde karar alacağını belirtti.

Terörsüz Türkiye sürecinde kritik bir dönemden geçiliyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin partisinin grup toplantısında İmralı ile ilgili sözleri gündeme bomba gibi düştü. Bahçeli dün yaptığı açıklamada kimsenin ziyarete yanaşmaması durumunda kendisinin üç arkadaşıyla birlikte İmralı'ya gidebileceğini söylemesi süreci başka bir noktaya taşıdı.
Bahçeli'nin sözlerinin ardından MHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, sosyal medya hesabından dikkat çeken bir açıklama yaptı. Yıldız, Komisyon'un cuma günkü toplantıda İmralı adasına gidilmesi yönünde karar alacağını ifade etti.
Yıldız'ın paylaşımında şu ifadeler yer aldı:
"Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024 tarihinde Gazi Meclis’te grup toplantısında yaptığı tarihi konuşma ile başlayan ve bu aşamaya gelen süreç tartışmasız yüzyılın en cesur 'kurucu siyaset' hamlesidir.
Terör olgusu, çağdaş devletlerin egemenlik, güvenlik ve toplumsal istikrar kavramlarını derinden sarsan çok boyutlu bir tehdittir. Özellikle Soğuk Savaş sonrası dönemde uluslararası sistemin parçalı yapısı, devlet dışı silahlı aktörlerin güç kazanmasına zemin hazırlamış; bu aktörlerin çoğu etnik, dini veya ideolojik motivasyonlarla hareket etmektedir.
Günümüzde terörizmin yapısı klasik hiyerarşik örgütlenme modelinden, esnek ve dijital ağlar üzerinden yürütülen 'hibrit tehdit' modeline dönüşmüştür. Bu model, terörün yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda bilişim sistemleri, finansal ağlar ve sosyal medya üzerinden yürütülen psikolojik operasyonları da kapsadığını göstermektedir.
"TÜRKİYE TARİHİ BİR FIRSAT YAKALAMIŞTIR"
Türkiye Cumhuriyeti, yarım asra yakın bir süredir ülkenin beşeri, sosyal ve ekonomik kaynaklarına ağır maliyetler yükleyen terör sorununun nihai çözümü yolunda tarihi bir fırsat yakalamıştır.
Yol haritası büyük bir başarıyla etap etap tamamlanmaktadır. Türkiye’nin jeopolitik konumu, üç kıtanın kesişiminde yer alması nedeniyle, güvenlik risklerinin bölgesel ve küresel boyutlar taşımasına neden olmaktadır.
Diğer yandan, demokrasi gibi hukuk devleti de bir kere inşa edilip biten statik bir olgu değildir. Değişen toplumsal yapı,ortaya çıkan riskler ve fırsatlar hukuk devletinin her daim tahkim edilmesini, sistemin sürekli gözden geçirilmesini gerektirir. Bu gerçek siyaset kurumunun ve onun en büyük-yetkili mercii olan TBMM’nin sürekli gündeminde olması gereken bir husustur.
"SÜREÇ BİR YILINI DOLDURMUŞTUR"
Literatürde 'çatışma çözüm süreci' olarak adlandırılan bizim 'Terörsüz Türkiye' olarak tarif ettiğimiz Türkiye’ye özgü süreç bir yılını doldurmuştur. Benzerlerinin 6-7 yılda ancak alabildiği mesafeyi büyük sükunet ve kararlılık içerisinde bir yılda kat etmiştir.
Devlet aklı, konjonktürel tepkiler ile uzun vadeli stratejik öncelikleri birbirinden titizlikle ayırmaktadır. Terörsüz Türkiye sürecinin, PKK terör örgütünün kendini feshi ve silahları teslim etmesi amasız, fakatsız şartsız, bağlaçlar olmadan yürütülen bir süreç olduğu unutulmamalıdır.
Temel hak ve özgürlüklerin pazarlık ve müzakere konusu edilmezliği, kendiliğinden devlete pozitif ve negatif yükümlülükler getirmesi, devletin bu hakları tanıyıp geliştirmesi ve koruması devletin varlık nedenidir.
"KOMİSYON İMRALI'YA GİDİLMESİ YÖNÜNDE KARAR ALACAKTIR"
21 Kasım Cuma günü Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu İmralı adasına gidilmesi yönünde karar alacaktır. Bir kaç gün içinde de terör örgütünün kurucusunun beyanlarını tespit etmek üzere grubu bulunan partilerden birer Milletvekilinin oluşturacağı heyet adaya gidecektir. Heyete milletvekili vermek istemeyen bir siyasi parti var ise açık ve net şekilde kamuoyuyla paylaşmalıdır."
