İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İtfaiye Daire Başkanlığı, itfaiye erlerinin olası kriz anlarında güvenle kullanabilecekleri temiz hava solunum cihazlarının (THSC) temini ve bakımlarının yapıldığı Kağıthane’deki merkezin açılışını gerçekleştirdi. İstanbul İtfaiyesini dışa bağımlı olmaktan kurtaran THSC Merkezi’nin açılış töreninde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, AKP’li Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin, Eyüpsultan Belediye Başkanı Mithat Bülent Özmen ve İBB Genel Sekreter Yardımcısı Erdal Celal Aksoy birer konuşma yaptı.
“BOYNUMUZUN BORCU”
İmamoğlu, “Açılışını yaptığımız Temiz Hava Solunum Cihazı Test ve Bakım Merkezi sayesinde, itfaiye hizmetlerimizin kalitesi artacak, itfaiyecilerimiz, cihaz ve ekipmanlarının tüm testlerden geçtiğine emin olacaklar. Bunu bilmenin huzuruyla hizmetlerini sürdürecekler. Bu güvenle de can ve mal kurtarılmış olacak. Artık vatandaşlarımız, oksijene en çok ihtiyaç duydukları anda, kendilerine ulaşan solunum cihazlarına dönük emin olacaklar. Bu tür kazaların, bu tür aksiliklerin hiçbir hizmetimizde var olmasını asla ve asla istemeyiz. İtfaiyecilerimiz en zor şartlarda çalışıyorlar. Bu nedenle onlara en ileri teknolojilerle donatılmış cihazları ve ekipmanları sağlamak, bizim de boynumuzun borcudur” diye konuştu.
“HALKÇI VE KAMUCU KARAKTERİMİZİN YANSIMASI”
Yakın zamanda itfaiye teşkilatına donanımlı araç alımını gerçekleştirdiklerini aktaran İmamoğlu, bu kapsamdaki hizmetlerinin devam edeceğine vurgu yaptı. Açılışını yaptıkları merkez ile ilgili bilgiler paylaşan İmamoğlu, “Bu merkez, dışarıdan alınan hizmetlerle ihmal edilen süreçlere asla maruz bırakılmamalıydı. Halkçı ve kamucu karakterimizin de bir yansımasıyla, bu tür hizmetlerin iç hizmet şeklinde bizim bünyemizde yapılması noktasında attığımız adımlara da bir örnektir. Birçok hizmeti, kamusal önemine uygun olarak, belediye bünyemizde harekete geçirmeyi önemsiyoruz. Milletin parasını, milletimize hizmet noktasında en doğru, en kaliteli hizmeti sunmaktan başka bir amacı gütmeden hem işin tasarrufu hem işin gerekliliği hem de işi teminat altına almanın her rakamdan daha önemli olduğunu bilen bir anlayışla bu yatırımları yapıyoruz” dedi.
“BU KURUMLAR, MİLLETE AİT”
İmamoğlu “İcraatçı ve halkçı çözümlerle, israftan arındırılmış, akılcı yatırımlarla, kamucu bir anlayışla yolumuza devam edeceğimizi buradan bütün vatandaşlarımıza duyurmak isterim. Bu kurumlar millete ait. Bu kurumlar; bir şahsa bir döneme, bir siyasi anlayışa, bir siyasi partiye mal edilemeyecek kadar kutsal ve çok ileri düzeyde, çok yüksek seviyede kurumlar” dedi.
“BİR İMZANIN ESİRGENMESİNİ…”
İmamoğlu, itfaiye erliğinin meslek olarak kabul edilmesi için de hükümete ve TBMM’ye çağrı yaptı. 4 yıldır itfaiye eri alımı konusunda yaşadıkları engelleri bir kez daha hatırlatan İmamoğlu “Yaklaşık 4 yıl önce, gelecek ihtiyaç tespitini yaptığımız ve ne yazık ki hala 2 bin 300 itfaiye erinin alınmasıyla ilgili iznimizin verilmemiş olmasını hayretle izliyorum. Özellikle depremle mücadele edilen bu şehrimizde, afet öncesi ve afet sonrası yapılması gereken iş ve işlemlerde çok mühim olduğunu bildiğimiz bu teşkilatımızın personel alım izniyle ilgili süreçlerine, hala bir imzanın esirgenmesini büyük bir gariplik, büyük bir zavallılık olarak tarifliyorum. Çok üzüntüyle hatırlatıyorum” diye konuştu.
BAKANA TEPKİ: YAZIKTIR, GÜNAHTIR
İmamoğlu tepkisini şöyle sürdürdü:
“Bugün alıma karar versek bile 2-2.5 sene sonra o arkadaşlarımızı tam randımanlı olarak bu teşkilatın bir parçası yapabiliyoruz. Yazıktır, günahtır. Bu memleketin her kurumu, millete aittir. Tekrar ifade ediyorum; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın bu imzayı geciktirmesini buradan kınıyorum, milletimize şikayet ediyorum. Sevgili dostlar; bu ve benzeri hizmetlerin geri bırakılması, imzalanmaması, ertelenmesi, efendim bir imzayla bir metro hattının elde edeceği finansmanın… Para kapıda bekliyor.i 10 yıl, 8 yıl, 12 yıl vadeli ödeyeceğimiz bir finansman kapıda bekliyor. Bir imza. Maliye Bakanı'nın önündeki bir imza. Ve bu para 2 yıl ödemesiz, 3 yıl ödemesiz… Bu ekonominin zor olduğu koşulları da erteliyorsunuz. Ve o para belediyenin kasasına giriyor; o kasadan çıkıyor o hizmeti yapan müteahhitlerin cebine gidecek. O müteahhitler taşeronlara verecek. O taşeronlar işlerini yapacak. Bir yandan metro bitecek. Bir yandan da onun bünyesindeki yüzlerce, binlerce çalışanın da evine gidecek o paralar. Allah aşkına, bir imzayı atmamanın vebalini nasıl ödeyeceksiniz? Bunu erteleyen ya da imzalamayan kim? Sayın Bakan mı? Daha yukarısı mı? Daha aşağısı mı? Kim ise; onu 86 milyon vatandaşımızın, vatandaş hakkına ve hukukuna, 16 milyon insanımızın da hemşerilik hakkına ve hukukuna şikayet ediyorum. Çok net şikayet ediyorum.”
“BİR KURUŞ BORCUMUZU ERTELEMİYORUZ”
“Borçlanma hakkı da İBB Meclisi’nden bütün siyasi partilerin oy birliğiyle geçmiş. Onun da altını çizeyim. Ve hiçbir sebebi yok. Hiçbir gerekçesi yok. Borçlanma oranı vesaire… Allah'a şükür bu konuda alnımız ak. Bir kuruş borcumuzu ertelemiyoruz. İBB’nin borçlanma, mali düzen ve özellikle finansal sistem açısından en şeffaf günlerini yaşadığı konusunda, burada milletimizin huzurunda rahatlıkla ifade edebilirim. Baştan hesabını vereceğimizi, her hukukun insanlara anlatılacağını söylemiştik; o anlayışla bugün bunları sizlerle paylaşıyorum. Yazıktır, günahtır. Bu anlayıştan bir an önce kurtulmamız gerekir.”