Gazete Memur - gazetememur.com


© Copyright 2025 Gazete Memur
Dolar : 40,0526 0,01 Değişim Euro : 46,9767 -0,02 Değişim Altın : 4.273,38 %0,16 Değişim BIST 100 : 10.167,26 %1,69 Değişim Brent Petrol : 70,19 0,06 Değişim

Hukukçular: E-imza acil durdurulmalı

Başta diploma olmak üzere çok sayıda sahte belge düzenleyen çeteye ilişkin iddianamenin ortaya çıkmasıyla birlikte, e-devlet ve e-imza uygulamaları tartışılmaya başlandı. Adalet Bakanlığı kamu kurumlarının bilişim sistemine sızarak sahte belge üreten ve kullanan 220 kişi hakkında dava açtı. Hukukçular, e-devlet ve e-imza sistemlerinin güvenilirliğine yönelik endişelerin arttığının altını çizerek, bu hizmetlerin yeniden ele alınmasını önerdi.

Giriş : Güncelleme :
Hukukçular: E-imza acil durdurulmalı

Kamu kurumlarındaki görevlilerin elektronik imzalarını kullanarak başta diploma olmak üzere çok sayıda sahte belge düzenleyen çeteye ilişkin iddianamenin ortaya çıkmasıyla birlikte, e-devlet ve e-imza uygulamaları tartışılmaya başlandı. Adalet Bakanlığı kamu kurumlarının bilişim sistemine sızarak sahte belge üreten ve kullanan 220 kişi hakkında dava açtı. Geçen hafta başlatılan soruşturmanın davaya dönüşmesi üzerine hukukçular, e-devlet ve e-imza sistemlerinin güvenilirliğine yönelik endişelerin arttığının altını çizerek, bu hizmetlerin yeniden ele alınmasını önerdi.

Avukat Asker Çatak bunun basit bir diploma sahteciliği olarak görülmemesi gerektiğini belirterek, “Şimdilik isimleri tespit edilebilen şüphelilerin eylemlerinin daha çok diploma ile ilgili olduğu görülse de, konunun diploma ve ehliyeti aşan kısımlarının olduğu, başka kamu kurumlarına ait e-imzaların da kullanıldığına dair iddialarda bulunulduğu, kamu kurum ve kuruluşu çalışanlarına ait e-imzalar kopyalanmak suretiyle sahte olacak şekilde çok sayıda belge düzenlendiği anlaşılmaktadır” dedi.

Kişilerin parmak izi ile eşdeğerde olan e-imza uygulamasının kopyalanması ve şifresinin ele geçirilmesi suretiyle e-imza yetkilisi dışında işlem yapılmasının teknik olarak mümkün olmadığını belirten Çatak, dolayısıyla e-imzası kopyalanan kişiler ya da ilgili kurum çalışanlarının detaylı olarak araştırılmasını istedi. Ankara merkezli başlatılan ve kovuşturmaya dönüşen soruşturmada bir iki dosya içeriğine bakarak işlenen suçun boyutunun tam olarak anlaşılamayacağına değinen Asker Çatak, aynı yöntemlerin devam etme ihtimali bulunduğu için e- imza kullanımında ciddi tedbir alınması gerektiğini aktardı. Bu konuda adeta seferberlik ruhu ile hareket edilerek, gerekirse kurum bazında e-imza uygulaması durdurulup hızla kontrollerin yapılmasını öneren Çatak, “Sızma duyumu alınan kurumlar başta olmak üzere e-imza ile işlem yapılan tüm kurumlarda geriye dönük kontroller yapılarak kurum içerisinden destek alınıp alınmadığı da netleştirilmelidir” dedi.

“İmamoğlu diplomasıyla ilgisi yok” 

Sahte e-imza ile üretilen ehliyet, kimlik, ruhsat, denklik, atanma, not artışı gibi tüm hakların kullanımının askıya alınması gerektiğine değinen Çatak, yaşananların Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptaliyle herhangi bir benzerliğinin bulunmadığını kaydetti.

Ekrem İmamoğlu, İstanbul Üniversitesince yayınlanan ilana istinaden yaptığı başvuruları takiben geçişini sağlayıp lisans eğitimini tamamladıktan sonra diplomasını aldığını hatırlatan Çatak, “Danıştay’ın yaklaşık 50 yıl önce verdiği ve halen yürürlükte olan içtihadı birleştirme kararına göre, İdare işleminde “açık hata” ve “yokluk” hali bulunmuyorsa, İdarece 60 gün içerisinde işlemin geri alınmasına ilişkin bir işlem tesis edilmediğinden, 60 günlük kesinleşme süresinden sonra iptal yoluna gidilemez” dedi. Asker Çatak, lehine sahte belge düzenlenen kişilerin işlenen suçla ilgisi olmadığını iddia edemeyeceğini, bu olay yönünden idari hukuku açısından herhangi bir zaman aşımından bahsedilemeyeceğini belirtti. Usulsüz alınan diploma ya da ehliyetin kullanılmasından zararların da doğabileceğine vurgu yapan Asker Çatak, “Diploma ya da ehliyet sahibinin kusurundan kaynaklanan tüm zararlandırıcı olaylarda ise, sahte belge sahibi kişi yanında, güvenlik tedbirlerini gerekli ölçüde almayıp kontrol görevini de yerine getirmeyen ve sahte belge düzenlenmesini engellemeyen devletin sorumluluğu da gündeme gelebilecektir” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Ersan Şen: Cezalar yetersiz insanlar internetten açıkça müşteri arıyor 

Ceza hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen ise kamuya olan güvendeki sarsıntının giderek arttığını bildirdi. İnsanların, kamu kurumlarına güvenemeyecek noktaya geldiğine işaret eden Şen, insanların normal hattan telefonla konuşmaya bile çekindiklerini kaydetti ve bunların şu ana kadar yapılan hatalı uygulamaların travmatik sonuçları olduğunu söyledi. Bunların resmi belgede sahtecilik olduğunu ifade eden Şen, “Cezalar yeterli mi değil, kanun bunları caydırmaya yetiyor mu? Hayır. Bu insanlar kendi başlarına bir şey gelmeyeceğine dair özgüvene sahip olmuşlar. İnternet ortamında müşteri arar hale gelmişler” diye konuştu.

“Benzer tespitlerde işlem yapılmayanlar var” 

Yaşananların bir sebebinin de bu tarz olaylar ortaya çıktıktan sonra kamunun taraf tutması olduğunu söyleyen Ersan Şen, “Örneğin kamu otoritesinin, yakın gördüğü insanlarla ilgili cezalandırmaktan imtina etmesi. Hapis cezası infazının yapılamaması, bunların makam ve mevki kaybetmemeleri. Üstelik kamuoyunun yakından tanıdığı kişilerde benzer şeylerin tespit edildiğini ve bunlar hakkında işlem yapılmadığını da biliyoruz” ifadelerini kullandı.

Sahte diplomayla alınan belgenin geçerliliğini kaybedeceği gibi bunu kullananların geriye dönük tüm haklarının ellerinden alınacağının altını çizen Şen, “Ancak, eğer sahtecilikle bir makama gelmiş kişinin verdiği ruhsat veya benzeri belgeler, aralarında işbirliği olmadığı tespit edilirse geçerlidir, o işleme dokunulmaz” diye konuştu.

Kamu kurumu kaynaklı işlerde, içlerinden sızma veya ihmal olmadan bu işin olamayacağını vurgulayan Ersan Şen, “Bizim e devlet projesini baştan aşağı gözden geçirmemiz lazım. Bilinçli veya bilinçsiz ehli olmayanlar kaynaklı hata. Hata birden fazla tekrarlanmışsa tercihe dönüşmüş demektir” dedi.

Bakan Tunç: Suç işlenmesinin önlenmesi için bilgi paylaşıldı

Soruşturmaya yönelik açıklama yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, devlet kurumlarının saygınlığını zedelemeye yönelik her türlü eylem karşısında, gerekli tüm adımların atıldığını bildirdi. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Bakan Tunç, “Şüphelilerin tespitine yönelik olarak elektronik materyal inceleme raporları, HTS kayıtları, baz sinyal verileri, LOG kayıtlarına ilişkin teknik analizler, IP ve port bilgileri, kolluk araştırma tutanakları ve diğer deliller detaylı biçimde değerlendirilmiştir. Bu kapsamda, bazı kamu görevlilerine ait elektronik imzaların sahte olarak üretildiği ve bunlarla kamu sistemlerine yetkisiz erişim sağlanarak sahte kayıtların oluşturulduğuna yönelik usulsüz işlemler ortaya çıkarılmıştır” dedi. Süreçte suç işlenmesinin önlenmesi ve olası zararların önüne geçilmesi amacıyla kamu kurumlarıyla bilgi paylaşımı yapıldığını ifade eden Yılmaz Tunç, “Gizli olarak yürütülen soruşturma sürecinde elde edilen deliller doğrultusunda farklı zamanlarda yakalama ve gözaltı işlemleri gerçekleştirilmiş, 220 kişi hakkında adli işlem yapılmış, 199 şüpheli hakkında kamu davası açılmıştır. Bunlardan 37’si hakkında tutuklama kararı verilmiş, 150 kişi hakkında adli kontrol hükümleri uygulanmıştır” diye konuştu.

Hüseyin GÖKÇE/Ekonomim