Gazete Memur - gazetememur.com


© Copyright 2025 Gazete Memur
Dolar : 41,9207 0,17 Değişim Euro : 48,9065 -0,21 Değişim Altın : 5.727,34 %-1,65 Değişim BIST 100 : 10.208,76 -1,56 Değişim Brent Petrol : 61,29 0,38 Değişim

Erdoğan: Türk soylular 'yabancı' sayılmayacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla yürürlüğe giren kararnameyle Türk soylular artık "yabancı" sayılmayacak. Yönetmelik değişikliğiyle, Türk soylu ancak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan kişiler, kamu ve özel sektörde çalışabilecek. Uzmanlara göre Türkiye, Türk soylu topluluklar için "kutup yıldızı" konumunu pekiştiriyor.

Kaynak : TRT Haber Giriş : Güncelleme :
Erdoğan: Türk soylular 'yabancı' sayılmayacak

"Türk Soylu Yabancıların Türkiye'de Meslek ve Sanatlarını Serbestçe Yapabilmelerine, Kamu veya Özel Kurum, Kuruluş veya İşyerlerinde Çalıştırılabilmelerine Dair Kanunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik" 10 Ekim'de Resmi Gazete'de yayımlandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararı ile yürürlüğe giren değişiklikle birlikte Türk soylu olup Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı olmayan kişilere bazı yeni ayrıcalıklar tanındı.

Söz konusu değişiklikler, yalnızca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olanların yapabileceği mesleklerde, sanatlarda ve işlerde, Türkiye Türkleri dışındaki diğer Türk soylu toplulukların da belirli şartlarla istihdam edilebilmesine yönelik.

Bu değişikliğin ardından kamuoyunda bazı soruların cevapları da merak edildi.

Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Bahadır Bumin Özarslan, merak edilen konuları anlattı.

"Türk soylu topluluklar lehine yapılmış bir düzenleme"

Dr. Özarslan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ile Türk soylu toplulukların, belirli şartlar dahilinde eşit haklara sahip olacaklarını söyledi.

Türk Dünyası gerçeği her yönüyle ışıldayan ve gelecek vaat eden alternatif bir dünya.

Dr. Özarslan'a göre bu düzenleme ve diğer Türk devletlerinin de yapacağı benzer düzenlemeler, her şeyden önce "Türk Ekonomik Birliği'nin temelini güçlendirme" anlamına geliyor:

"İsmail Gaspıralı'nın 'Dilde, fikirde, işte birlik' şiarının 'iş' ayağının ekonomik boyutu, bugüne kadar yeterince ilgi görmemiştir. Türk Dünyası içinde, ağırlıklı olarak kültürel zemin üzerinden gerçekleşen iş birliği son derece önemli olmakla birlikte, kültürel iş birliğinin hayatın her alanına ve özellikle her Türk topluluğunun doğal ihtiyacı olan günlük ekonomik ihtiyaçların temininden jeo-ekonomik çerçevede ekonomik bütünleşmeye kadar uzanan bir hatta ilerlemesi bir gereklilik."

"Türklük hem maddi hem de manevi olarak güçlenecek"

"Türk yurtlarının doğal zenginliklerinin mümkün olduğunca ortak bir stratejiyle somut ekonomik iş birliğine dönüşmesi, yerel-bölgesel-evrensel düzlemde Türk kimliğinin güçlenmesini ve cazip hale gelmesini sağlayacak." diyen Özarslan, kültürel iş birliği ile eş zamanlı olarak ekonomik iş birliğine de ağırlık verilmesinin, Türklüğün hem maddi hem de manevi olarak güçlenmesine hizmet edeceğini belirtti.

Söz konusu yönetmeliğin 3. maddesinin 9. ve 10. bentlerinde ifade edildiği üzere, vatandaşı oldukları devletin sınırları içinde, kendilerinden kaynaklanmayan sebeplerle mesleğini, sanatını veya işini icra edemeyen ve yaşadığı coğrafyadaki çoğunluktan farklı bir kimliğe sahip olan Türk soylu toplulukların istihdam edilmesi, atıl ve nitelikli Türk iş gücünün Türkiye'de istihdamına kapı açmaktadır.

Dr. Bahadır Bumin Özarslan- Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi

"Türkiye Türk Dünyası'nın kutup yıldızı"

Dr. Bahadır Bumin Özarslan, "Özellikle bağımsız Türk devletleri dışında yaşayan Türk soylu toplulukların açık veya örtülü bir şekilde negatif ayrımcılığa maruz kalması karşısında, işinin erbabı olan kişilerin birikimi, Türkiye'ye yansıtılmış olacaktır. Bu durum aynı zamanda, Türkiye'nin Türk Dünyası içindeki kutup yıldızı vasfını da pekiştiren kültürel bir nitelik taşıyor." dedi.

Uygulamada hangi alanlarda kolaylıklar sağlanacak?

Dr. Bahadır Bumin Özarslan, yönetmelik değişikliğinin birçok sektörde uygulanmasının kolaylık olacağını anlattı:

Uygulama açısından değerlendirildiğinde, özellikle 2020'de başlayan küresel salgından itibaren önemi bir kez daha anlaşılan tarım ve hayvancılık sektörü ilk akla gelen alanlar.

Öte yandan Türkiye'nin demografik yapısı ve köyden kente göçün hızlanmasıyla birlikte tarım ve hayvancılık alanlarındaki iş gücünde yaşanan büyük açık da yönetmelikte yapılan değişikliğin önemli olduğunu bize gösteriyor.

Bunun yanında, ikamet ettikleri devletlerde atıl bir durumda olan ve Türkiye açısından stratejik öneme sahip sektörlerde hizmet verebilecek nitelikli Türk iş gücünün istihdamına fırsat vermesi ve ciddi bir katma değer yaratılmasına hizmet etmesi bakımından da yerinde bir düzenleme.

Hem ekonomik hem de kültürel bir güçlenme

Dr. Özarslan'a göre, yönetmelik değişikliği temelde, bağımsız Türk devletleri dışındaki coğrafyalarda yaşayan Türk soyluları ilgilendirse de Türkiye dışındaki diğer 6 Türk devletinin vatandaşları bakımından herhangi bir engel bulunmuyor:

"Özellikle Türk devletleri arasında, karşılıklı ihtiyaçlar çerçevesinde ve öncelikli sektörlerin belirlenmesi yoluyla iş gücü dolaşımı sağlanabilir. Bu bağlamda, Türk Devletleri Teşkilatı'nın iş birliği içinde olduğu ve ilgili kuruluş niteliği taşıyan Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği, koordinasyon rolü üstlenebilir. "

Türkiye'nin bu konudaki kendi iç işleyişi bakımından, ciddi bir alt yapısı ve yıllardır yürüttüğü bir mekanizma olduğu biliniyor.

Yeni düzenlemeyle birlikte, ilgili bakanlıklar arası koordinasyonun çok önemli bir gereklilik halini aldığına işaret eden Dr. Özarslan, "Göç İdaresi Başkanlığı (İçişleri Bakanlığı), Yurt Dışı Türkler Başkanlığı (Kültür ve Turizm Bakanlığı) ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı başta olmak üzere, Dışişleri Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında etkin iş birliği artmalı ve bu değişikliğin hayata geçirilmesi, mümkünse özel bir mekanizma yoluyla yürütülmelidir." değerlendirmesini yaptı.

Dr. Bahadır Bumin Özarslan'a göre; meselenin ekonomik boyutuna bakılacak olursa söz konusu düzenleme, iş gücü açığını kapatacak ve katma değer yaratacak. Benzeri düzenlemelerin diğer 6 Türk devleti tarafından da gerçekleştirilmesi halinde, "Türk Dünyası içinde kişilerin, malların ve hizmetlerin serbest dolaşımı"na da hizmet edecek. Söz konusu düzenlemelerin hayatın her alanına ve her uygun yaş grubuna yayılması ise hem ekonomik hem de kültürel bir güçlenme sağlayacak.

"Türk milli kimliği evrensel düzeyde güçleniyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun süredir "Türk Dünyası Yüzyılı" anlayışının altını çiziyor. Nitekim Türk Devletleri Teşkilatı Liderler Zirvesi'nde de "Türk Devri" sloganı vurgulanmıştı.

Bu ve benzeri düzenlemeler, Türk milli kimliğinin evrensel düzeyde güçlendiriyor. Türkiye açısından yaklaşıldığında, Türk milli kimliğinin hukuki bir yansıması olan vatandaşlık statüsü dışında ve Türkiye sınırlarının ötesinde de pekiştirilerek sınır aşan boyutunun güçlendirilmesi sağlanıyor.

"Türk Soylu Yabancıların Türkiye'de Meslek ve Sanatlarını Serbestçe Yapabilmelerine, Kamu, Özel Kuruluş veya İşyerlerinde Çalıştırılabilmelerine İlişkin Kanun"un 1981'de yayımlanmıştı.,

"Türklük cazip bir milli kimlik olarak kabul görecek"

Dr. Özarslan, Türkiye'nin varlığının Türk soylu topluluklar için bir teminat olduğuna işaret etti:

"Türkiye'nin 40 yılı aşkın bir süredir mevzuatında yer verdiği bu uygulamanın yeni bir boyut kazanarak yürütülmesi, Türkiye'nin Türk Dünyası içindeki liderlik konumunu ve öncü rolünü bir kere daha gözler önüne serecek.

Her türlü karşı çabaya ve girişime rağmen, Türklüğün cazip bir milli kimlik olarak kabul görmesi ve bir devlet politikası olarak benimsenmesi, bağımsız bir Türk devleti çatısı altında yaşamayan bütün Türk soylu toplulukların, bulundukları coğrafyalarda özgüven kazanmasını sağlayacak ve gerektiğinde, Türkiye'nin varlığının kendileri için aynı zamanda bir teminat olduğu kabul görecek.

Dolayısıyla yapılan düzenleme, ekonomik boyuttan başlayıp kültürel ve stratejik boyutları olan, çok yönlü ve önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir."

Ayşe Şimşek