Diyanet: "Okul dönemlerini fırsat bilerek kiraları artırmak kul hakkıdır"
Görev süresi tamamlanan Ali Erbaş'ın yerine atanan yeni Diyanet İşleri Başkanı Safi Arpaguş’un göreve başlamasının ardından camilerde yarın okunacağı öğrenilen ilk hutbede “ticaret ahlakı” konusu vurgulanacak. Hutbede, helal kazancın önemine dikkat çekilerek; karaborsacılık, tefecilik, stokçuluk ve fırsatçılığın kul hakkı olduğu belirtiliyor. Ayrıca, okul dönemlerinin fırsat bilinerek kiraların artırılması da 'vebal' olarak ifade edildi.

Ali Erbaş’ın görev süresinin dolmasının ardından Diyanet İşleri Başkanı olan Safi Arpaguş döneminin ilk hutbesi belli oldu. Yarın camilerde okunacak olan hutbede ticarette helal-haram hassasiyeti vurgusu öne çıktı.
"Maalesef, bugün Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in, 'Öyle bir zaman gelecek ki, kişi, malını helâlden mi yoksa haramdan mı elde ettiğine bakmayacak!' buyurduğu günlerden geçiyoruz" ifadesine yer verilen hutbede 'ticaret ahlakı' konusuna dikkati çekilerek, "İslam’a göre; sattığı ürünü olduğundan farklı göstermek, karaborsacılık, tefecilik ve stokçuluk yapmak kul hakkıdır, haramdır. Verdiği sözü yerine getirmemek, yerine getiremeyeceği bir şeyi taahhüt etmek yalancılıktır, günahtır. Alım satımda yerli ve yabancı kişilere farklı tarifeler uygulamak, aldatmadır, günahtır. Afet zamanlarını, öğrencilerin okul, memurların tayin dönemlerini fırsat bilerek kira ve ürün fiyatlarını artırmak kul hakkıdır, vebaldir" denildi.
"BUGÜN BİZE DÜŞEN, AHÎLİK ANLAYIŞINI TİCARETİMİZE YENİDEN HÂKİM KILMAK"
Okunacak hutbede şu ifadelere de yer veriliyor:
"Kıymetli Müslümanlar!
Aziz milletimiz, Allah Resûlü (s.a.s)’in güzel ahlakını ticaretimize ahîlik teşkilatı ile taşımıştır. Ahîlik; iyiliğin tezgâhta dokunduğu, alın terinin duayla buluştuğu, kazancın sadece cepte değil yürekte de biriktiği bir gönül kurumudur. Yüce Rabbimizin, “Onlar, ne ticaret ne de alışverişin kendilerini Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoymadığı insanlardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.” buyurduğu üzere; imanı kalbe nakşeden, ticaret uğruna ibadetten vazgeçmeyen şahsiyetler topluluğudur. Bugün bize düşen, ahîlik anlayışını ticaretimize yeniden hâkim kılmaktır. Rızkımızı helal yollardan temin etmenin gayretinde olmaktır. Unutmayalım ki, ticaretin bereketi dürüstlükte, huzuru helâlde, kazancı ise Allah’ın rızasında saklıdır.
Hutbemi Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in şu müjdesiyle bitiriyorum: “Dürüst ve güvenilir tüccar, mahşerde peygamberler, sıddîklar ve şehitlerle beraberdir.”