Diş sağlığı özele teslim edildi
Araştırmalara göre, ülkedeki çocuk ve yetişkinlerde diş çürüğü oranı artıyor. Kamudaki ağız ve diş sağlığı hizmetlerine ulaşmak giderek zorlaşırken özelde ise maliyetin yükselmesi hastaları mağdur ediyor.

Toplumdaki ağız ve diş sağlığı sorunları giderek büyüyor. Ülkede 5 yaş grubu çocuklar ile 35-44 yaş grubu bireylerde en az bir dişi çürüklerin oranı yüzde 60’ın üzerinde. Tedavi ihtiyacı olanların oranı ise 86,5. Tedavi edilmeyen ağız hastalıklarının kalp-damar hastalıkları, diyabet, solunum yolu enfeksiyonları ve erken doğum gibi birçok sorunu tetikleyeceği belirtiliyor.
Kamu ağız ve diş sağlığı hizmetlerine erişimde yaşanan sıkıntılar, koruyucu ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin yetersizliği, ağız ve diş sağlığına yeterli bütçe ayrılmaması, maliyetin giderek artması bu tablonun ortaya çıkmasını artırıyor.
Toplum Ağız Diş Sağlığı Haftası kapsamında açıklama yapan İstanbul Diş Hekimleri Odası Yönetim Kurulu Genel Sektereki Dr. Aret Karabulut, Türkiye’de yapılan Türkiye Ağız ve Diş Sağlığı Profili (TADSAP) araştırmasını anımsatarak "2022 yılında sonuçları açıklanan bu araştırma özellikle çocuk ve yetişkinlerde ağız-diş sağlığının ciddi düzeyde bozulduğunu gösterdi" dedi.
YETERLİ BÜTÇE YOK
Ağız ve diş sağlığına yeterli bütçe ayrılmadığına dikkat çeken Karabulut, "Ağız ve diş sağlığına ayrılan bütçe ihtiyacın oldukça gerisindedir. Bu yetersizlik, hem kamu hizmetlerinin işleyişini zorlaştırmakta hem de toplumun ağız-diş sağlığına erişimini sınırlamaktadır. Oysa ağız-diş sağlığına yapılacak yatırımlar, bireyin yaşam kalitesini artırmakla kalmaz, uzun vadede tüm sağlık sisteminin maliyetlerini de düşürür" diye konuştu. Karabulut, yetersiz bütçenin sonuçları "Kamu kurumlarında uzun randevu süreleri, altyapı ve personel eksiklikleri, koruyucu hizmetlerin sınırlı kalması, dezavantajlı grupların sağlık hizmetine erişememesi" olarak sıraladı.
YURTDIŞINA GÖÇ ARTTI
Karabulut, şöyle devam etti: "Ülkemizde koruyucu ağız ve diş sağlığı hizmetleri maalesef 2. planda. Bu da var olan sorunu artırıyor. Meslektaşlarımız aşırı iş yükü ve yardımcı personel eksikliği, performans baskısı ve motivasyon kaybı, altyapı ve ekipman yetersizliği, düşük ücret ve ekonomik güvencesizlik, MHRS randevu sisteminin işlem sürelerine uygun olmaması, mesleki gelişim olanaklarının sınırlılığı, artan şiddet tehdidi ile karşı karşıya. Muayenehane ya da klinik açmak oldukça maliyetli ve çıkarılan yönetmeliklerle de zorlaştı. Böyle bir belirsizlik ortamında dişhekimleri yurtdışına göç ediyor. Özellikle Kanada, İngiltere, Almanya, Hollanda gibi ülkelere gidiliyor."
HIZLI VE PLANSIZ BİR ARTIŞ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ
İstanbul Dişhekimleri Odası Başkan Vekili Prof. Dr. Burak Çankaya ise diş hekimliği sayılarına dikkat çekti.
2000 yılında 13 olan dişhekimliği fakültesi sayısı bugün 117’ye ulaştığını vurgulayan Çankaya "Bu hızlı ve plansız artış, hem eğitim kalitesini hem de mezunların istihdam olanaklarını olumsuz etkilemektedir. Dişhekimi enflasyonu, mesleğin itibarı ve hizmet kalitesini tehdit eder boyuta gelmiştir. Fakülte sayıları acilen kontrol altına alınmalıdır" dedi.
Çankaya, sorunun başlıca sonuçları şöyle sıraladı:
• Altyapı ve akademik kadro yetersizliği
• Klinik eğitimde nitelik kaybı
• Mezun sayısının ihtiyacın üzerine çıkması
• Genç meslektaşlarımızın işsizlik, güvencesizlik, gelecek kaygısı ve düşük ücret baskısı yaşaması.
ALMANYA’NIN 4 KATI FAKÜLTE
Türkiye’de 2000 yılında 13 olan diş hekimliği fakülte sayısı 117’ye yükseldi. Neredeyse aynı nüfusa sahip Almanya’da ise bu sayı 30.
ÇÜRÜK ORANI ARTTI
2022’de sonuçları açıklanan Türkiye Ağız ve Diş Sağlığı Profili (TADSAP) araştırmasına göre;
5 yaş grubu çocuklarda
• En az bir çürüğü olanların oranı: %64,4
• Günde iki kez diş fırçalama oranı: %20,2
15 yaş grubu çocuklarda
• En az bir çürüğü olanların oranı: %38
• Günde iki kez diş fırçalama oranı: %28,2
• En az bir dişi kayıp olanların oranı: %12,3
35–44 yaş grubu yetişkinlerde
• En az bir çürüğü olanların oranı: %63,8
• Günde iki kez diş fırçalama oranı: %25,1
• En az bir dişi kayıp olanların oranı: %86,5
• Tedavi ihtiyacı olanların oranı: %86,5
SAĞLIK HİZMETİ TİCARİLEŞTİ
Son 20 yılda uygulanan politikaların sağlık hizmetini ticari bir alana dönüştürdüğüne dikkat çeken Aret Karabulut, şunları söyledi: "Koruyucu hekimlik geri plana itildi, sağlık çalışanlarının yükü ve tükenmişliği arttı. Bugün hem toplum hem de dişhekimleri bu durumun sonuçlarını yaşıyor. Koruyucu sağlık hizmetlerinin geri planda kalması, artan iş yükü ve tükenmişlik, meslek itibarında ve hizmet kalitesinde yaşanan zorluklar karşılaştığımız temel sorunlara arasında geliyor. Sorunun çözümünün en güzel yolu kamunun özelden de belli koşullarda hizmet satın alması."
Sibel Bahçetepe / Birgün
