Devlet Memurları Konfederasyonu’ndan Toplu Sözleşme Öncesi Kritik Çıkış

Türkiye’de milyonlarca kamu çalışanının geleceğini doğrudan ilgilendiren toplu sözleşme süreci başlarken, Devlet Memurları Konfederasyonu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde dikkat çeken bir basın açıklamasına imza attı. Genel Başkan Osman Kaya’nın sert ve etkili konuşması, bugüne kadar alışılmış sendikal dilin çok ötesinde bir kararlılık ve duruş göstergesiydi.

Konfederasyon, yetkili sendikaların yıllardır kamu emekçisinin taleplerini masaya taşıyamadığına dikkat çekerek, bu kez “meydanda olanın masada da olması gerektiğini” vurguladı. Osman Kaya’nın açıklaması sadece bir sendikal çağrı değil, aynı zamanda Türkiye kamuoyuna yöneltilmiş ciddi bir toplumsal uyarıydı.

🟥 “KAZANIM DEĞİL, KAYIP DÖNEMLERİ YAŞADIK!”

Kaya: “Masaya oturuyorlar ama her seferinde memur yoksullaşıyor!”

Konuşmasına Türkiye’nin çeşitli illerinde devam eden orman yangınlarında hayatını kaybeden kamu görevlilerini anarak başlayan Kaya, “Yeşil vatanı korumak için canını feda eden tüm kahramanlarımıza rahmet diliyorum” ifadeleriyle birlik ve dayanışma mesajı verdi.

Daha sonra sözü toplu sözleşme sürecine getiren Kaya, “Bu artık bir iyileştirme pazarlığı değil, bir kaygı sözleşmesine dönüşmüştür” dedi ve kamu çalışanlarının her yıl daha da fakirleştiğini, özlük haklarının geriye gittiğini vurguladı.

🟨 “MEMURUN ALIN TERİ ŞOV MALZEMESİ YAPILAMAZ!”

“Göstermelik toplantılarla, klimalı salonlardan yapılan açıklamalarla sorun çözülmez!”

Kaya açıklamasında, yetkili sendikanın yıllardır kamu çalışanlarının temel taleplerini görmezden geldiğini belirtti.
“Şimdi meydanlardan geliyoruz, memurun alın teriyle masaya oturmaya hazırız” diyen Kaya, “Memurun hakkını artık biz savunacağız” diyerek Devlet Memurları Konfederasyonu’nun kararlılığını ortaya koydu.

🟩 “BU TALEPLER GÖRMEZDEN GELİNEMEZ!”

Kamuoyuna ilan edilen başlıca talepler:
    •    7456 sayılı Kanun ile verilen seyyanen zamların taban aylıklara yansıtılması ve Ocak 2026 itibarıyla %50 artırımla ödenmesi
    •    Enflasyon farkı ve büyüme oranının maaşlara yansıtılması, adil ve gerçekçi zam modeli
    •    Vergi diliminin sabitlenmesi (%15) ile ücret kaybının önüne geçilmesi
    •    Bayramlarda net bir maaş ikramiye verilmesi
    •    Büyükşehirlerde görev yapanlara 15.188 TL Büyükşehir Tazminatı
    •    Taşra-merkez farkı gözetmeksizin toplu taşıma kartı veya bedeli
    •    Yemek, giyim, doğum, ölüm, aile ve çocuk yardımlarının güncellenmesi
    •    Yardımcı Hizmetler Sınıfı’nın kaldırılması, liyakat esaslı sınıf düzeni
    •    Sendika üyeliklerinin E-Devlet üzerinden şeffaf ve özgür yapılması

Kaya: “Bu talepler lüks değil, kamu hizmetinin sürdürülebilirliği ve çalışan motivasyonu için zaruridir!”

🔺 “DAYANIŞMA AİDATI BAHANESİYLE, MEMURUN CEBİNE GÖZ DİKMEYİN!”

“Kazanım üretemeyen sendika, memurdan aidat isteyemez!”

Açıklamanın en sert bölümlerinden biri ise, yetkili sendikanın kamuoyuna “dayanışma aidatı” adı altında üye olmayan memurların maaşından kesinti yapılmasını istemesine yönelikti.
“Senin üyelerin değiliz, ama cebimizi istiyorsun! Bu adaletsizliktir, bu fırsatçılıktır!” diyen Kaya, bu uygulamayı kabul etmeyeceklerini net şekilde ifade etti.

🔻 “MASADA YOKUZ AMA MEYDANDAYIZ, BU DAHA BAŞLANGIÇ!”

“110 bin üyemizle geldik, milyonların sesi olacağız!”

Genel Başkan Kaya, Devlet Memurları Konfederasyonu’nun Cumhuriyet tarihinin sendikal büyüme rekorlarını kırdığını hatırlatarak, “Masada yokuz diye susacağımızı sananlar, meydanların gücünü unutmasın. O masaya da geleceğiz, ama temsil ve mücadele ile” ifadelerini kullandı.

“Toplu sözleşme şerefimizdir, onurumuzdur, namusumuzdur” sözleriyle açıklamasını sonlandıran Kaya, bundan sonraki her görüşme gününde meydanlarda olacaklarını, kamu çalışanlarının haklarını sonuna kadar savunacaklarını açıkladı.

“Artık kamu çalışanı sadaka değil, hakkını istiyor! Refah değil, adalet! Sabır değil, çözüm bekliyoruz!”
Bu ses artık susturulamayacak. Çünkü bu sadece bir sendikal çağrı değil; bu bir hak arayışının, emeğin ve adaletin çığlığıdır.