Cevdet Yılmaz: CHP kurultay davasında iki alternatif var
Cevdet Yılmaz, yargı süreci devam CHP kurultayına ilişkin "Bir kapatma davasından filan da bahsetmiyoruz. İki alternatif var" değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CHP kurultay davasına ilişkin olarak, "Bir kapatma davasından filan da bahsetmiyoruz. İki alternatif var. Ya yargı diyecek ki 'yani sorun yok'. Bu mevcut yönetim devam etsin diyecek. Veya ne diyecek? 'Yine CHP teşkilatları geçici bir yönetim oluşturacak. CHP teşkilatları, CHP delegesi, CHP'liler kendi idari pozisyonlarına yeniden isimler belirleyecekler.' Yani böyle bir dünyanın sonu gibi bir tablo çizilmesini de ben doğru bulmuyorum açıkçası" dedi.
Yılmaz, TV100 televizyonu canlı yayınında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
SİYASAL ALANA ÇEKMEYİ DOĞRU BULMUYORUM"
"Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla başlayan operasyonlar İstanbul'dan Adana'nın Seyhan ve Ceyhan Belediyelerine uzadı. Cumhuriyet Halk Partisi lideri Özgür Özel'in de haftalık mitinglerle Türkiye'de siyasetin fitilini birazcık daha ateşlendiği bir sürecin de yaşandığı sonuçlar getirdi bu operasyonlar. Siz bu süreçleri nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Yılmaz şu yanıtı verdi:
"Bir yolsuzluk operasyonuyla karşı karşıyayız. Bunun sonucu tabii bir yargı süreci. Yargı sürecini hep birlikte takip edeceğiz. Sonucunu hep birlikte göreceğiz. Ama şunun altını çizmemiz lazım. Hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü yok bu ülkede. Makamınız, mevkiniz ne olursa olsun, hiç kimsenin böyle bir imtiyazı yok. Suç işleme özgürlüğü yok. Herkesin de hukuk içinde, hukuk çerçevesinde kendisini savunma hakkı var, kendisini müdafaa etme hakkı var. Hukuk dediğimiz böyle bir süreç. Dolayısıyla hep birlikte bu süreci takip etmemiz lazım. Bu süreci siyasal alana çekmeyi de doğru bulmuyorum.
Bir defa şöyle bir şey oldu geçtiğimiz dönemde. Ortada bir seçim yokken. Yani seçimler 2028'de biliyorsunuz. Üç yıl var daha seçimlere. Birdenbire İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı kendisini Cumhurbaşkanı adayı ilan etti. Şehir şehir dolaşmaya başladı. Ortada bir seçim yok. Ön seçim Türkiye'de görülmüş bir şey değil. Niye böyle davranıldı? 'İşte ben aday oldum da başıma bunlar geldi' demek için mi acaba? Yani bu soruyu sormamız lazım. Bu gelen sürece kendisince böyle bir öngörüyle, bir adaylık pozisyonuna girip 'ben aday oldum diye bunlar yaşandı' gibi bir algı oluşturuldu. Bu kesinlikle yanlış bir durum. Suçlu mudur, suçsuz mudur buna karar verecek olan bağımsız yargıdır. Yargının kararını eleştirebilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz ama hiç kimsenin yargıyı tehdit etme, yargıyı tanımam deme ayrıcalığı da yok doğrusu. Yargıya hakaret etme özgürlüğü de yok."
"BİR KAPATMA DAVASINDAN FALAN BAHSETMİYORUZ"
Yılmaz, yargı süreci devam CHP kurultayına ilişkin soruyu ise şöyle cevapladı:
"CHP'nin kendi içinde bir tartışma. Bir AK Partili değil ki şikayet eden. CHP'nin kendi içinde ve nihayetinde bir yargı süreci. Yargının vereceği kararı beklemek durumundayız. Hukuka uygun olan, olmayan nedir, ne değildir en iyi takdir edecek olan sonuçta bağımsız yargı. Fakat her halükarda şunun da altını çizmemiz lazım. Bir kapatma davasından filan da bahsetmiyoruz. İki alternatif var. Ya yargı diyecek ki 'yani sorun yok'. Bu mevcut yönetim devam etsin diyecek. Veya ne diyecek? 'Yine CHP teşkilatları geçici bir yönetim oluşturacak.
CHP teşkilatları, CHP delegesi, CHP'liler kendi idari pozisyonlarına yeniden isimler belirleyecekler.' Yani böyle bir dünyanın sonu gibi bir tablo çizilmesini de ben doğru bulmuyorum açıkçası. Her halükarda CHP'nin kendi içinde çözeceği bir mesele olacak diye bakıyorum. Ama yargı kararını bilemem. O yargının takdiri, onu hep birlikte bekleyip göreceğiz. Yalnız tekrar altını çizmek istiyorum. CHP'nin kendi içindeki kavgaları toplumsal alana yansıtmaması lazım."