Aile kavgaları da whatsapp'a taşındı
Aile WhatsApp grupları artık sadece sohbet için değil; pasif agresif sitemler, görünmez baskılar ve hukuki tuzaklarla dolu bir mayın tarlası! Psikolog ve hukukçular, bu dijital ortamda yaşananların aile ilişkilerini nasıl sarstığını gözler önüne seriyor. Herkesin kullandığı bu platformda, farkında olmadan suç işleyebilir, sevdiklerinizle aranıza onarılması güç duvarlar örebilirsiniz.

Bir zamanlar bayramlarda bir araya gelen, yılda birkaç kez telefonda konuşan aile üyeleri, artık aynı dijital odada: WhatsApp grubu'nda. Görünürde iletişimi kolaylaştırıyor ancak perde arkasında sessiz kıyaslamalar, pasif-agresif sitemler, kırgınlıklar ve görünmez baskılar birikiyor. Birinin torununu paylaşması, diğerinin paylaşmaması; birinin yazdığına üç kişi emoji koyarken diğerinin mesajının "görülmemesi" gibi küçük hareketler büyük duygular yaratıyor. Aile ilişkileri, artık ekran üstünde yeniden yazılıyor. Uzmanlar, dijital iletişim uygulamalarının gündelik hayatın bir yansıması olduğuna dikkat çekiyor.
Yazışmaların Hukuki Sorumluluğu
Hukukçu Muhammet İnceyılmaz, iletişim gruplarında yazışmaların hukuki sorumluluğu olduğuna işaret ediyor. İnceyılmaz, "WhatsApp gruplarındaki konuşmalar ve paylaşımlar, gruptaki katılımcıların sayısı, ilişkisi ve içeriklerin niteliğine göre 'özel alan' kapsamında kabul edilir." Özellikle aile, arkadaş veya küçük kapalı çevre gruplarında yapılan yazışmalar mahremiyet kapsamında değerlendirilir. Ancak grup katılımcı sayısı arttıkça ve paylaşımlar daha geniş çevreye yayılabilir hale geldikçe, özel alanla kamusal alan arasındaki çizgi bulanıklaşır. Aile gruplarında da bu durum geçerlidir ve bu gruplar genellikle özel alan içinde değerlendirilir. Bu sebeple aile gruplarındaki kişilik haklarını ihlal eden paylaşımların hukuki sorumluluğu mevcuttur.
Aman Bunlara Dikkat!
- Kişisel ve özel bilgiler izinsiz paylaşılmamalı.
- Hassas ve özel bilgileri açık şekilde paylaşmaktan kaçınılmalı.
- Hakaret, ima ve aşağılayıcı ifadelerden uzak durulmalı.
- Çocukların ve üçüncü kişilerin bilgileri yayılmamalı.
- Grup içeriği dışarı taşınmamalı.
- Hukuki sonuçları olan paylaşımlardan (örneğin iftira, yalan haber) uzak durulmalı.
- Paylaşımların mahremiyetine saygı gösterilmelidir.
Hukuki Sonuçlar ve Örnekler
Başka bir örnekte, boşanma aşamasında olan kadının babası, damadı olan erkeğe WhatsApp ve SMS yoluyla tehdit ve hakaret içerikli mesajlar gönderdi. Tüm bu mesajların ekran görüntüleri alınarak gerekli şikayetler yapıldı ve yargılama sonrasında mesajları gönderen baba ile ilgili cezaya hükmedildi.
Sağlıklı Dijital İletişim Nasıl Olur?
Psikolog Şenel, sağlıklı bir dijital iletişimin adımlarını şu şekilde sıralıyor:
- Katılım gönüllü olmalı, zorunlu değil.
- Konu dışı paylaşımlar sınırlandırılmalı.
- Eleştiriler grubun geneline değil, özel mesaj yoluyla yapılmalı.
- Paylaşım saati belirlenmeli.
Sorun Hızlı Büyüyor
Dijital İletişim Araştırmacısı Ümit Sanlav, bilginin en hızlı yayıldığı mecranın WhatsApp grupları olduğuna değiniyor. "We Are Social" verilerine göre Türk internet kullanıcılarının %90,6'sı WhatsApp kullanıyor. Birçok WhatsApp grubunda buna benzer sıkıntılar yaşanırken aile WhatsApp gruplarında da bu sorunun hızlı büyüdüğü görülüyor. Eskiden sofrada, ailece yapılan işlerde veya aile meclislerinde olan tartışmalar artık WhatsApp gruplarında yaşanıyor. Yüz yüze yapılan tartışmalar şimdi cep telefonlarının soğuk ekranlarında gerçekleşiyor ve çoğu zaman farkına bile varılmıyor.
Farkına Varmadan Suç İşleyebilirsiniz
Hukukçu İnceyılmaz, bireylerin farkında olmadan birçok suçu anlık iletişim platformlarında işlediğine dikkat çekiyor:
- Kişilerin izni olmadan fotoğraf paylaşmak.
- Sağlık, mali durum, özel yaşam gibi hassas bilgileri yaymak.
- İma yoluyla veya doğrudan hakaret ya da dışlayıcı dil kullanmak.
- Dini, siyasi veya özel hassasiyet taşıyan konularda kırıcı söylemler kullanmak.
Dava Konusu Olmuş Örnekler
Bir WhatsApp aile grubunda kardeşler arasında uzun süredir süregelen gerginlik üzerine yaşanan tartışma esnasında kardeşlerden birisi diğerine ağır hakaretler içeren mesajlar gönderdi. Bunun üzerine mesajların ekran görüntüsü alınarak savcılığa şikayette bulunuldu ve yapılan yargılama neticesinde mahkeme hakareti sabit bularak sanık olan kardeşi cezalandırdı.
Baskı Unsuruna Dönüşen Gruplar
Psikolog Tuğçe Betül Şenel, WhatsApp gruplarının artık bir baskı aracına döndüğünü belirtiyor. Aile gruplarının ilk bakışta temel amacı iletişimi kolaylaştırmak ve aile üyeleri arasındaki bağı kuvvetlendirmek gibi görünse de bir süre sonra bu gruplar bireylerin sosyal rollerinin, onay ihtiyacının ve bastırılmış duygularının sahnesi haline gelebiliyor. Bir danışanının yaşadığı örnekte olduğu gibi, "Annem gruba bir şey yazdıktan sonra hemen cevap vermezsem arıyor ve neden görmezden geldiğimi soruyor." Bu tür durumlar aile gruplarının bireyin günlük yaşamında baskı unsuru haline geldiğini gösteriyor. Görülmek, onaylanmak ve "ayıplanmamak" için verilen çaba ilişkileri güçlendirmekten çok yıpratıcı hale getirebiliyor.
Aile Gruplarında Sık Karşılaşılan Hukuk İhlalleri
- Hakaret ve tehdit içerikli mesajlar.
- Özel hayatın gizliliğini ihlal eden paylaşımlar.
- Başkalarının izni olmadan fotoğraf veya video paylaşımı.
- Kişisel verilerin (sağlık bilgisi, adres, banka bilgisi vb.) rıza alınmadan yayılması.
- Başkalarının ses ya da görüntüsünü izinsiz kaydetme ve paylaşma.
Özel bilgi paylaşımı, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ve TCK madde 136'ya göre değerlendirilebilir. Özel bilgilerin izinsiz yayılması hukuka aykırıdır. Gizlice kaydedilmiş görüntü/ses paylaşımı ise TCK madde 134 ve 133'e göre özel hayatın gizliliğini ihlal ve haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarını oluşturur.
İzinsiz Görüntü Paylaşımı Kişisel Hak İhlali
WhatsApp gruplarındaki yazışmaların veya görüntülerin izinsiz paylaşımı suç kapsamına girer. Kişinin izni ve/veya açık rızası olmadan görüntüsünün paylaşılması kişilik haklarının ihlali sayılır ve tazminat davası ya da ceza davası konusu olabilir. Bu tür paylaşımlar gerek kişisel verilerin korunması kapsamında gerekse de özel hayatın gizliliğini koruyan hükümler uyarınca hukuka aykırıdır. Çocukların görüntüsü söz konusuysa ayrıca Çocuk Koruma Kanunu da devreye girer.
Dijital Platformlarda Yetersizlik Hissi
İletişim platformlarındaki yazışmalar bireylerde yetersizlik hissi oluşturabilir. Şenel, "Bir anne danışanım okul velilerinin olduğu grupta sürekli çocuklarının başarılarını paylaşan diğer velilerden ötürü kendini yetersiz hissettiğini anlatmıştı. 'Benim çocuğum öyle çok takdir almıyor, paylaşacak şey bulamayınca suçlu gibi hissediyorum' demişti." Dijital platformda bile bireyler sosyal kıyaslama yaparak kendi değerlerini sorgulamaya başlıyor. Bu da zamanla özsaygı düşüklüğüne, sosyal anksiyeteye ve içe kapanmaya neden olabiliyor.
Günlük Hayatın Yansımasıdır
Gruplardaki konuşmalar gündelik hayatın yansımasıdır. Şenel, "WhatsApp grupları gerçek hayatta var olan ilişkilerin dijital yansımasıdır. Nasıl ki yüz yüze ilişkilerde kişisel alanı, sınırı, üslubu gözetmek gerekiyorsa; dijital ortamda da bu özeni göstermek şarttır. Aksi takdirde iletişim kolaylığı olarak başlayan bu gruplar zamanla duygusal zorlanmaların, yanlış anlaşılmaların ve hatta çatışmaların kaynağı haline gelir" dedi.
Düşmanlık Yavaşça Ortaya Çıkıyor
Aile WhatsApp gruplarında problemlerin zaman içerisinde meydana geldiğine değinen Sanlav, "Aile WhatsApp gruplarında dijital zorbalık çoğunlukla açık bir düşmanlıkla değil; bazen pasif bazen de agresif imalarla, laf sokmalarla, görmezden gelmelerle, anlamlı emojilerle veya bir mesajı okundu ya da görüldü bilgisine rağmen yanıtlamayarak ortaya çıkıyor" ifadelerini kullandı.
'İyi Günler' Mesajına Tepkisiz Kalmak
Dijital mobbingin en kapsamlı zorbalık çeşidi olduğunu vurgulayan Sanlav, "Beş ana zorbalık türü vardır: psikolojik, fiziki, sözlü, cinsel ve dijital zorbalık. Dijital zorbalık bütün bu zorbalık türlerinin tamamını barındırdığı için günümüzde zorbalık türlerinin en ciddisidir. Zira sadece ağır bir sözle ya da fiziksel şiddetle gelmez; bazen bir mesajı görmezden gelmek muhatabınızı derinden yaralayabilir. Mesela 'İyi günler' mesajı sadece bir kişiden sürekli yanıtsız kalıyorsa ya da bir kuzenin gönderdiği çocuk fotoğrafına kimse emoji bırakmıyorsa bu bir dışlama anlamı taşıyabilir."
Harun Sekmen