İmamoğlu'nun tutuklandığı hakimlik kararının tam metni
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklandığı, yolsuzluk soruşturmasına ilişkin mahkemenin kararına ulaşıldı. Kararda, "kuvvetli şüphe ve kaçma intimalinin yüksek olduğu" gerekçesiyle tutuklama kararı verdiği belirtildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 99 şüpheli hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçları ile yine İmamoğlu, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan'ın da aralarında bulunduğu 7 şüpheli hakkında "PKK/KCK terör örgütüne yardım etmek" suçundan başlatılan soruşturmalar sürüyor.
Mahkemenin İmamoğlu kararı
Yolsuzluk soruşturması kapsamında Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına, şüpheliler Ahmet Hamdi Çiçek ile Ahmet Talha Bilgin'in yurt dışına çıkış ve imza atma şeklinde adli kontrol tedbiriyle serbest bırakılmasına karar verilen İstanbul Nöbetçi 10. Sulh Ceza Hakimliğinin kararına ulaşıldı.
Hakimliğin kararında, şüpheli İmamoğlu'nun "hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek", "rüşvet almak", "kamu kurum veya kuruluşlarının ihalesine fesat karıştırmak" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından tutuklanmasının talep edildiği belirtildi.
Kararda,
- MASAK raporları, tanık beyanları, HTS incelemeleri,
- İhale dosyalarında yapılan ön incelemeler ve vergi inceleme uzman raporu neticesinde,
şüpheli İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminden beri yanında bulunan ve kendisine tabi kişileri, İBB Başkanı olduktan sonra belediyenin birimlerinin ve iştiraklerinin başına getirdiği belirtilen kararda, "Birçok belediye iştirakinde usulsüz ihaleler, doğrudan temin veya hizmet alımı nitelikli işler üzerinden "ihaleye fesat karıştırma", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme", "rüşvet" ve "irtikap" eylemlerini örgütlü bir şekilde işledikleri" tespitine yer verildi.
İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü lideri olarak tanımlandı
Çıkar amaçlı suç örgütü liderinin, örgüt içerisinde tartışılmaz ve karşı konulmaz tek söz sahibi olduğu belirtilen kararda, örgüt lideri ve yöneticisi tarafından verilen talimatların, diğer örgüt yöneticilerinin altında yer alan örgüt üyeleri eliyle gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı kaydedildi.
Kararda, örgüt yöneticileri tarafından gizli toplantı yapılarak ihale verilecek şirketlerin tespit edilip, yan teklif verecek olan şirketlerin belirlendiği, ihale bedeli ve örgütün eline geçecek orana karar verildiği, tahsildar olan kişinin örgütün üst yöneticilerinin yaptığı gizli toplantılara iştirak etmek suretiyle veya doğrudan bu paraları örgüt yöneticilerine teslim ettiği belirtildi.
"Hayali ihaleler ve naylon faturalar"
Sulh ceza hakimliğinin kararında, "İmamoğlu liderliğinde, yöneticiliğini şüpheli Murat Ongun'un yaptığı Medya AŞ ve Kültür AŞ üzerinde yakın çevresi aracılığıyla birçok ihaleye fesat karıştırıldığı, hayali ihaleler ile kamu kurumu zararına dolandırıcılık faaliyetleri gerçekleştiği, naylon faturaların kesildiği" şeklinde tespitler yer aldı. Yöneticiliğini Fatih Keleş'in yaptığı yapıda "kasa" olarak tabir edilen iş adamlarına ihalelerde ayrıcalıklar tanındığı, rüşvet veya irtikap neticesinde elde edilen gayrimenkullerin bu iş adamlarının üzerine verildiği, yine Keleş'in belediyeden alacaklarını tahsil etmek isteyen iş adamlarından "komisyon" adı altında paralar aldığı aktarılan kararda, yöneticiliğini Tuncay Yılmaz'ın yaptığı yapıda ise iş adamlarından temin edilen menfaatlerin örgüt lideri İmamoğlu'nun ortağı olan şirketler üzerine alınarak, kişisel zenginleşmesinin sağlandığı aktarıldı.
"İş insanlarını zorla para ödemeye zorlama"
Kararda, yöneticiliğini Ertan Yıldız'ın yaptığı yapıda ise farklı belediye sınırlarında kalan bazı iş insanlarını para vermeye zorladıkları, para vermeyenlere idari yaptırımlar uyguladıkları, belediye iştiraklerinden ödeme alan iş adamlarının Ekrem İmamoğlu'nun ortağı olduğu inşaatlara para aktarımı yapıldığı ve İstanbul'da yaşayan vatandaşların kişisel verilerinin örgüt faaliyetleri kapsamında hukuka aykırı ele geçirildiği kaydedildi.
"Vergi denetim raporları ve MASAK raporu ile 2021-2023 yılları arasında birçok ihaleye fesat karıştırıldığı" değerlendirmesi yapılan kararda, söz konusu bu ihaleleri sadece kendilerine yakın kişilerin almasını sağladıkları, bu kişilerin dikkat çekmemek adına yanlarında çalışan kişiler üzerine de birçok şirket açarak Medya AŞ ve Kültür AŞ'den yüksek bedelli işler aldıkları ifade edildi. Kararda, bazı şirketlerin tek işlik olarak kurulduğu, sonrasında aktif ticari hayatının olmadığı, bazı şirketlerin ise sadece naylon fatura kesmek için kurulduğu ve bu belirtilen fiillerle, hiyerarşik yapı içinde sürekli olarak kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçunun işlendiği anlatıldı.
"Örgüt mensuplarına ait şirketlere bu paralar muvazaalı sözleşmelerle aktarıldı"
Kararda, "İş verilen kişilerin sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle haklarında uygulanması gereken para cezalarını uygulamayarak kamu zararına ve bu kişilerin haksız zenginleşmesine sebebiyet verildiğinin tespit edildiği, muvazaalı sözleşme ve hizmet alımları neticesinde, örgüt mensubu kişilerin yetkilisi olduğu şirketlere aktarılan para, örgüt mensuplarının yanlarında çalışan kişilere veya yakınlarına şirket kurmak ve bu şirketlerden sahte fatura almak suretiyle, paraların alt şirketlere aktarıldığı, alt şirketler de kendi aralarında sahte faturalar keserek, dolaştırılan paranın nakit çekilerek örgütün tahsildarlarına elden verildiği" değerlendirmesi yapıldı. Özel mülkiyete konu reklam alanlarını kiralayan şirketlerin belediyeden reklam asılması için izin alması ve belediyeye başvuru yapması gerektiği vurgulanan kararda, Belediye Kentsel Tasarım Müdürlüğü izin vermeye yetkili olduğu halde şirketlerin Kültür AŞ'ye yönlendirildiği aktarıldı.
"Şirketlerden 'Kültür AŞ grafik tasarım bedeli' adı altında para alındı"
Kararda, Kültür AŞ'nin izin verilmesi karşılığında şirketlerden ücret istediği, şirketlerin "Kültür AŞ grafik tasarım bedeli" adı altında muvazaalı sözleşme imzalamak suretiyle, şirkete aynı konulu fatura kestiği, böylece reklam iznini gayrimeşru şekilde ücrete bağladığı belirtildi. Bu yöntemle Kültür AŞ'nin reklam bütçesi harici bir bütçe oluşturularak, bu paraların muvazaalı sözleşmelerle örgüt mensuplarına ait şirketlere aktarıldığı vurgulanan kararda, yüksek miktarda kamu zararına sebebiyet verildiğine işaret edildi. Kararda, şunlar kaydedildi:
"- Suç örgütü lideri Ekrem İmamoğlu ve yöneticilerinin emir ve talimatları doğrultusunda, hiyerarşik yapı içerisinde sürekli işlendiği ve suç örgütünün bu fiillere özgülendiği,
- MASAK raporları, tanık ve müşteki beyanları, HTS kayıtları, kolluk tutanakları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin üzerine atılı suçları işlediği hususunda kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu,
-Atılı suçun katalog suçlardan olması dolayısıyla tutuklama sebeplerinin mevcut olduğunun varsayılması, atılı suçların vasıf ve mahiyeti ile kanunda öngörülen cezasının alt ve üst sınırı nedeniyle, kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olduğu,
- Bu nedenle bu aşamada adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı, bu doğrultuda tutuklamanın ölçülü olduğu kanaatine varılarak, şüphelinin tutuklanmasına karar verilmiştir."