BIST 100 9.626,56 %-1,01 Dolar 35,23 %0,10 Euro 36,76 %0,13 Altın Gram 2.965,43 %0,37 Brent Petrol 72,63 %-0,42 Bitcoin 94.663,34 %0,87
,

17-25 Aralıkta mücadele eden yargı mensupları konuştu

FETÖ’nün yolsuzluk görünümlü darbe girişimi olan 17 Aralık kumpasının üzerinden 11 yıl geçti. Fetullahçı Terör Örgütü, elebaşı Fetullah Gülen’in talimatıyla, o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ve Ak Parti Hükümeti’ni hedef aldı. 30 Mart 2014 yerel seçimlerine 3,5 ay kala başlatılan operasyon kapsamında, hükümet üyeleri ve çevreleri hukuk dışı yöntemlerle dinlendi, ses ve görüntü kayıtları montajlanarak servis edildi.

17-25 Aralıkta mücadele eden yargı mensupları konuştu

“Reza Zarrab grubu”, “Fatih Belediyesi” ve “TOKİ grubu” olarak yürütülen 3 ayrı soruşturma aynı gün başlatıldı. Süreç içinde FETÖ’cü polisler görevden alındı, ağır ceza mahkemelerinde yargılanarak onlarca yıl hapis cezasına çarptırıldılar.

İFTİRALARLA MESLEKTEN ATTIRDILAR

O dönemde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olan Turan Çolakkadı, FETÖ mensuplarının basını bir propaganda aracı olarak kullandığını belirterek, şunları söyledi: FETÖ yandaşı savcılar, soruşturma evresi gizli olmasına rağmen, basına yalan yanlış bilgi vermiş, bilgi vermesi gereken makamlara, mesela başsavcılara bilgi vermeden soruşturma yürütmüştür. FETÖ mensupları basını kullanarak, örgütün propagandasını yapmış, taraftar kazanmaya çalışmıştır. Kendinden olmayan, icraatlarına engel gördükleri kamu görevlilerine iftira atarak, onların tayin edilmesine, soruşturma geçirmesine, meslekten atılmasına sebebiyet vermiştir.

ZEKERİYA ÖZ’ÜN HUKUK BİLGİSİ ZAYIF, POHPOHLANMAYI SEVERDİ

FETÖ’nün etkisindeki savcıların hukuk bilgisinin zayıf olduğunu belirten Çolakkadı, firari savcı Zekeriya Öz hakkında şu ifadeleri kullandı: Kendi adamlarının lehine yayınlar yaptırarak, belli makamlara gelmelerini sağlamıştır. Bazı kamu görevlilerini hiç hak etmedikleri halde, abartılı yayınlarla göklere çıkarmış, dokunulmaz hale getirmiştir. Mesela İstanbul Adliyesi’nde bir savcının (Zekeriya Öz) nasıl meşhur edildiği, bu yolla nasıl hukuksuz işler yaptırıldığı herkesin malumudur. Halbuki bu savcı hukuk bilgisi ve adalet duygusu zayıf, pohpohlanmayı seven birisiydi. Yine İstanbul Adliyesi’nde bir savcı (Muammer Akkaş) adliye içinde bildiri dağıtacak kadar mesleki vakarını kaybetmişti. Bu örnekler adalet terazisini en doğru kullanması gereken yargı mensuplarını bile nasıl bir saplantı içinde olduğunu göstermesi bakımından önem taşımaktadır. Bunlar münferit örnekler değildir. O tarihlerde böyle saplantı içinde binlerce yargı mensubu ve kamu görevlisi vardı.

TURKUVAZ MEDYA BİZİM SESİMİZ OLDU

Dönemin Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir ise örgütün niyetini ilk fark eden isimlerden biri olduğunu dile getirdi: FETÖ’nün darbe girişimi olduğunu açıkça belirten ilk yargı mensubu bendim. Verilen gözaltı kararlarının hukukla bağdaşmadığını anladım ve bir bildiri yayınladım. Bunun bir darbe girişimi olduğunu anlatan yazıyı Adalet.orgsitesine yükledikten sonra o dönem adliyede görev yapan SABAH muhabiri Nazif Karaman’a bilgi verdim. Nazif de bildirimi alıp haber yaptı. Açıklamalarım gündem oldu. Bu bildiri sebebiyle örgüt mensubu hakim savcılar beni dışladıkları gibi, FETÖ’cü olmayanlar da yanıma gelmekten çekiniyordu. Çünkü o dönem yargıda FETÖ hakimdi. Süreç devam ettikçe bizim haklılığımız anlaşıldı. 15 Temmuz’da da en çirkin yüzleri deşifre oldu. Bu süreçte Turkuvaz Medya yayın organları bizim sesimiz oldu. Özellikle SABAH Gazetesi mücadelenin önderliğini yaptı.

AYDOĞDU, KUMPASI SORUŞTURAN 4 SAVCIDAN BİRİYDİ

Dönemin İstanbul Cumhuriyet savcılarından ve 17-25 Aralık kumpasına karşı operasyon ve soruşturma yürüten isimlerden biri olan Yargıtay üyesi Fuzuli Aydoğdu ise şöyle konuştu: “17-25 Aralık sürecinde Fetullahçı Terör Örgütü, yargı ve emniyet eliyle önceden kurgulanmış üzerinde çalışılmış dosyalar vasıtasıyla bir darbe girişiminde bulundu. Bu darbe girişimini soruşturmak üzere görevlendirilen 3-4 savcıdan bir tanesi ben oldum.

İNSANLAR 15 TEMMUZ’DAN ÖNCE ÖRGÜTTEN ÇEKİNİYORLARDI

FETÖ’ye yönelik ana soruşturmayı yapmak üzere de görevlendirildim. Birçok tanık ifadesine başvurdum. Örgüt hakkında bilgi vermek isteyen ilk insanları dinledim. Şahit oldum ki insanlar bu örgüt eliyle çok mağdur edilmiş. FETÖ elebaşı ve terör örgütünü eleştirenlere dahil kumpas soruşturmalarla işlem yapılarak cezaevlerini atılmıştı Fakat şöyle bir gerçekte söz konusuydu ki 15 Temmuz öncesinde insanlar yine de bu örgütten çekiniyorlardı. Bunlar tekrar geri gelirse bizi mağdur ederler diye korkuyorlardı. Özellikle 17-25 Aralık kumpas dosyasına atanmamız sebebiyle adliyedeki Fetullahçılar bize açık tavır koydu. Fetullahçı olmasalar da onlardan korkan bazı hakim savcılar da bizimle karşılaşmama ya da yan yana görünmemeye özen gösteriyorlardı.

Koridorlarda yolunu değiştirenler selam vermeyenler oluyordu. Yemekhanede masamıza oturmak istemiyorlardı. Fakat biz bu örgütün ne kadar tehlikeli olduğuna inandığımız için bildiğimiz yoldan geri dönmedik.

İFTİRA ATTILAR

Arkadaşlarımla birlikte soruşturmaya hakkıyla yaptık. Kumpası gözler önüne serdik. Örgütün yayın organı Zaman Gazetesi, özellikle bu dönemde Türkiye Cumhuriyeti devletini terör devletiymiş gibi kamuoyuna ve dünyaya lanse etmeye çalışıyordu. Yalan yanlış iftira haberlerle devletimizi terör örgütlerine yardım eden bir devlet algısı için gayret sarf ediyordu. Bu nedenle örgütün bu yayın organını kayyum atanması gerektiğini anlayınca mahkeme kararıyla bu gazeteye kayyum atanmasını sağladım. Örgüt buna büyük direnç gösterdi sadece örgüt değil bugün FETÖ’ye karşı olduğunu söyleyen birçok grup ve çevredeki insanlar da o dönemde Zaman Gazetesi’nin önüne gidip FETÖ lehine, devlet aleyhine gösteriler yapıyorlardı. Geldiğimiz süreçte onlar da bizimle aynı çizgiye geldiler bu olayda ne kadar haklı olduğumuzda ortaya çıkmış oldu.

FETÖ BİZE SALDIRIRKEN SABAH VE A HABER GERÇEKLERİ YAZDI

Aradan 11 yıl geçmesine rağmen terör örgütünün rüyaları gerçekleşmedi örgüt mensuplarına buradan sesleniyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük bir devlettir. Gelin devletin şefkatli kollarına teslim olun. Doğru yolu bulun. Gerçekleşmeyen yalan rüyalarınızdan uyanın. Dönüp geriye baktığımda hiçbir pişmanlığım söz konusu değil. 15 Temmuz öncesinde yargı içinde örgüt ile mücadele konusunda çok gönüllü olmadığı gibi basın konusunda da benzer manzara vardı. Turkuvaz ve bazı muhafazakar medyanın ve her zaman desteğini gördük. FETÖ medyası bize saldırırken özellikle Sabah ile A Haber gerçekleri yazdı toplumu doğru bilgilendirdi.

Kaynak : Sabah Gazetesi

İlişkili Haberler

Manşetler