Uzman arkadaşım mesajının giriş bölümünde Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) yayınladığı Küresel Ekonomik Görünüm (WFO) raporunun güncellenmesini irdeledi:
▶ “Ilımlı Enflasyon ve İstikrarlı Büyüme Yumuşak İnişe Giden Yolu Açıyor” başlığıyla yayınlanan güncellemeye göre, daha önce yüzde 2.9’a revize edilmiş olan küresel büyüme beklentisi 2024 yılı için yüzde 3.1’e yükseltildi. 2025 için yüzde 3.2’lik beklenti korundu.
Raporda yer alan Türkiye ile ilgili beklentiye de işaret etti:
▶ Türkiye ekonomisinin 2024’te yüzde 3.1, gelecek yıl da yüzde 3.2 büyümesi bekleniyor. Ardından Uluslararası Çalışma Örgütü’nün “Dünyada İstihdam ve Sosyal Görünüm:
Eğilimler 2024” raporu üzerinde durdu:
▶ 2024 yılında küresel işsiz oranı artışıyla birlikte sosyal eşitsizliklerin artma eğilimi de sürecek. Bu yıl iş arayan kişi sayısının 2 milyon artması ve böylelikle küresel işsizlik oranının 2023’teki yüzde 5.1 seviyesinden yüzde 5.2’ye çıkması bekleniyor. G20 ülkelerinin büyük bölümünde net gelirin azaldığının, enflasyonun dünyada yaşam standartlarını gerilettiğinin altını çizdi:
ILO Raporunda gelir eşitsizliğinin arttığı uyarısı da yer alıyor. Ülkemizde 2021 Eylül sonrası yüksek enflasyonun alım gücünü eritmesi ve seçim ekonomisinin de etkisi ile kamu işçisi ve memur ücretlerinde tarihi yüksek seviyede artışlar yapıldı.
Bu artışların tüm sektörlere zincirleme yansıdığını vurguladı:
- Özellikle 2023’te yapılan kamu çerçeve sözleşmesinin ve ara zamların etkisiyle kamudaki en düşük ücret seviyeleri son 2 yılda 5 katına çıktı.
2 yıl öncesine kadar kamudaki ücret artışlarının özel sektörün her zaman gerisinden gelmesine karşın, 2023 yılı itibariyle bu tablonun değiştiğini kaydetti:
- 2024 yılı Ocak ayında ise tablo iyice perçinlendi. Ocak 2022’de kamudaki en düşük ücret net 6 bin lira dolayında iken, bu yıl itibariyle ücretler net 30 bin seviyelerini buldu. Memurda bu rakam daha da yükseldi.
Artık özel sektör ücret artışlarında hem beyaz yaka hem de mavi yaka için kamu çalışanlarının örnek gösterilir hale geldiğine vurgu yaptı:
- Kamudaki yüksek ücret artışı zincirine seçimlerin etkisiyle belediyeler de eklendi. Belediyeler ortalama yüzde 120-160 ücret zammı yaptı.
İşçi konfederasyonlarının bunların etkisiyle “ara zam ve refah payı” talebini gündeme getirdiğini anımsattı:
- Kamu ile bozulan dengeleri yeniden yakalamak önemli görünüyor. Aksi takdirde özel sektör, kamuya geçiş ve yurtdışı talepler sebebiyle yakında nitelikli işgücü bulamaz hale gelecek. Uzman arkadaşım mesajını şöyle noktaladı:
- Özel sektör, tüm dünyada örnek gösterilen nitelikli işgücünü muhafaza etmenin kritik olduğu bir döneme giriyor. Bu mesajı okuyunca eski Sanayi Bakanlarından, Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü’nün anlattığı bir iş başvurusu örneğini anımsadım.
Özlü, şöyle anlatmıştı:
- Bir kadın oğlunu belediyeye almamızı istedi. Oğlunun ne iş yaptığını sordum, “Çalıştığı fabrikada çok yoruluyor. Belediyeye alın biraz rahatlasın” dedi. Aslında kamuda iş bulmanın, işe girmenin en çekici yanı, işten çıkarılma riskinin olmamasıydı… Şimdi buna “daha iyi ücret” gibi önemli bir cazibe daha eklendi… Gelinen noktada özel sektör epey zorlanacak gibi görünüyor… Aslında bütün sıkıntı yüksek enflasyonla birlikte alım gücünün erimesinden kaynaklanıyor… Ücretlere yapılan zamları enflasyon kısa sürede eritiyor, çalışanlar haklı olarak yeni artış beklentisine giriyor… Ancak, özel sektörde birçok kuruluş yükselen personel maliyetini karşılamakta zorlanıyor… Bu sıkıntıyı aşmak için bir an önce yüksek enflasyon belasından kurtulmak gerekiyor…
Vahap MUNYAR / EKONOMİM