Gazete Memur - gazetememur.com


© Copyright 2025 Gazete Memur
Dolar : 42,5101 0,10 Değişim Euro : 49,5229 -0,01 Değişim Altın : 5.753,95 %0,02 Değişim BIST 100 : 10.918,51 -1,07 Değişim Brent Petrol : 63,26 0,94 Değişim

Türkiye, üniversite mezunu işsizliğinde Avrupa’da zirvede

OECD'ye göre Türkiye, üniversite mezunlarının işsizlik oranının genel işsizliğin üstünde olduğu tek ülke. Verileri değerlendiren Ussal Şahbaz, “Türkiye’de üniversite okursanız işsiz kalma olasılığınız artıyor” diyerek “gereğinden çok üniversite, dolayısıyla gereğinden çok akademisyen” olduğunu savundu. “Verilerde yer alan tek anomali öğrenci sayısı” diyen Vasıf İnanç Duygulu ise sorunun temelinde fakülte ve MYO bazında plansızlık ile açıköğretime yapılan aşırı yönlendirme olduğunu söyledi.

Giriş : Güncelleme :
Türkiye, üniversite mezunu işsizliğinde Avrupa’da zirvede

OECD’nin 2024 yılına ilişkin istihdam verileri, Türkiye’deki yükseköğretim sistemine yönelik tartışmaları yeniden alevlendirdi. Kurumun yayımladığı karşılaştırmalı işsizlik grafiğine göre Türkiye, üniversite mezunları arasındaki işsizlik oranının genel işsizlik oranını aştığı tek ülke olarak öne çıktı. Diğer OECD ülkelerinde üniversite diploması iş bulma şansını artırırken, Türkiye’de bu eğilimin tersine döndüğü görülüyor.

OECD verilerine göre 15-74 yaş arasındaki bireyler arasında genel işsizlik oranı mavi kolonlarla, üniversite mezunları arasındaki işsizlik oranı ise kırmızı noktalarla temsil edildi. Almanya, İtalya, Polonya, Fransa, İspanya gibi ülkelerde kırmızı nokta her zaman mavi kolonun altında kalırken, Türkiye’de bu durum tersine döndü. Türkiye’de üniversite mezunları, toplum ortalamasından daha yüksek oranda işsiz.

USSAL ŞAHBAZ: “FAZLA SAYIDA MEZUN, TALEBİ AŞIYOR”

Gazeteci Ussal Şahbaz, sosyal medya hesabından paylaştığı yorumda grafiğe dikkat çekerek, bu durumun nedeninin üniversite mezunu arzının, ekonominin talep edebileceği sayının üzerine çıkması olduğunu savundu. Şahbaz, “Türkiye’de üniversite okursanız işsiz kalma olasılığınız artıyor. Demek ki, üniversite mezunlarına talebin üzerinde mezun veriyoruz” ifadelerini kullandı.

Son 15 yılda üniversite mezunu sayısının iki katına çıktığını hatırlatan Şahbaz, yeni açılan çok sayıda üniversitenin ciddi bir araştırma altyapısından yoksun olduğunu ve yükseköğretim sisteminin kalabalıklaştığını belirtti. Türkiye’de yaklaşık 80 bin civarında profesör ve doçent olduğunu aktaran Şahbaz, bunun bazı kamu kadrolarına kıyasla oldukça yüksek olduğunu vurguladı.

“ASIL SORUN ÜNİVERSİTE SAYISI DEĞİL, ÖĞRENCİ SAYISI”

Ussal Şahbaz’ın açıklamalarına akademisyen Toplum Çalışmaları Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Vasıf İnanç Duygulu’dan veri destekli bir yanıt geldi. Duygulu, üniversite ve akademisyen sayısının sanıldığı kadar yüksek olmadığını, sorunun öğrenci sayısındaki orantısızlıktan kaynaklandığını savundu.

Duygulu’nun sunduğu veriler şu şekilde:

Üniversite başına düşen kişi sayısı:

Türkiye: 419 bin

Almanya: 182 bin

Polonya: 93 bin

İtalya: 208 bin

İspanya: 174 bin

Öğrenci sayısı (2025):

Türkiye: 6,995 milyon (örgün öğretim: 3,7 milyon)

Almanya: 3,4 milyon

Polonya: 1,355 milyon

İtalya: 2,217 milyon

İspanya: 2,371 milyon

Akademik personel sayısı:

Türkiye: ~185 bin (her 21 öğrenciye 1 akademisyen)

Almanya: 217 bin (her 14 öğrenciye 1)

Polonya: 93 bin (her 13 öğrenciye 1)

İtalya: 125 bin (her 16 öğrenciye 1)

İspanya: 10,7 öğrenciye 1 akademisyen

Bu verilere göre Türkiye’de ne üniversite sayısı ne de akademisyen sayısı diğer ülkelere göre fazlalık gösteriyor. Aksine, öğrenci başına düşen akademisyen sayısında Türkiye, OECD ülkeleri arasında en zayıf performansa sahip ülkelerden biri.

Duygulu’ya göre sorunun temelinde, fakülte ve meslek yüksekokulları bazında planlamalar hatalı olması ve açık öğretim sistemine veya düşük başarı düzeyiyle öğrenci kabul eden bölümlere yapılan aşırı yönlendirme yatıyor. Bu bölümlerden mezun olanların işgücü piyasasında karşılık bulamaması, üniversite sisteminin tamamına yönelik olumsuz algının oluşmasına neden oluyor.

Ayrıca Duygulu, akademik maaşlara da dikkat çekerek, “Bu ülkelerde en az maaş alan akademisyen bile Türkiye’dekinden en az iki kat fazla alıyor” dedi. Duygulu, “Açık öğretim mezunları veya 800-900 bin puanla tercih edilen fakülte mezunları işsiz kalıyor diye üniversite sayısının, akademisyen sayısının ve akademisyen maaşının fazla olduğunu iddia etmek doğru değil” değerlendirmesinde bulundu.

Berfu KARGI / KARAR