TÜİK: Yoksulluk oranı düştü ama kırılgan gruplarda risk devam ediyor
TÜİK'in 'yoksulluk' verilerine göre, göreli yoksulluk oranı yüzde 13,0’a gerileyerek bir önceki yıla kıyasla 0,6 puan azaldı. Maddi ve sosyal yoksunluk oranı yüzde 11,9’a düşerken, yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altındaki nüfusun oranı yüzde 27,9 olarak hesaplandı. Eğitim düzeyi yükseldikçe yoksulluk oranının azaldığı görülürken, çocuklar ve bazı bölgelerde riskin sürdüğü dikkat çekti. Verilere göre, iyileşmeye rağmen barınma, borç yükü ve temel harcamalarda kırılganlık devam ediyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistikleri 2025 sonuçlarını yayımladı. Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması kapsamında 2024 yılı gelirlerinin esas alındığı çalışmaya göre, göreli yoksulluk oranı yüzde 13,0 oldu. Böylece oran, bir önceki yıla kıyasla 0,6 puan azaldı.
Medyan gelirin yüzde 50’si esas alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre hesaplanan oran yüzde 13,0 olurken, yüzde 60’lık eşik dikkate alındığında yoksulluk oranı yüzde 20,6 olarak gerçekleşti. Medyan gelirin yüzde 40’ına göre yoksulluk oranı yüzde 6,2, yüzde 70’ine göre ise yüzde 28,7 olarak hesaplandı. Tüm göstergelerde yıllık bazda düşüş kaydedildi.
Hanehalkı tipine göre yoksulluk
En düşük yoksulluk oranı yüzde 3,9 ile çekirdek aile bulunmayan, birden fazla kişiden oluşan hanelerde görüldü. Tek kişilik hanelerde oran yüzde 5,4 olurken, tek çekirdek aileden oluşan hanelerde yoksulluk oranı yüzde 12,9, en az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan hanelerde ise yüzde 17,5 olarak hesaplandı.
TÜİK açıkladı: Yoksulluk oranı düştü, kırılgan gruplarda risk devam ediyor - Resim : 2
Eğitim düzeyi belirleyici olmaya devam ediyor
Eğitim durumuna göre bakıldığında, bir okul bitirmeyenlerin yüzde 23,8’i yoksul sayılırken, bu oran lise altı eğitimlilerde yüzde 13,0, lise ve dengi mezunlarda yüzde 7,5 oldu. Yükseköğretim mezunları, yüzde 2,5 ile en düşük yoksulluk oranına sahip grup olarak öne çıktı.
Maddi ve sosyal yoksunluk azaldı
Maddi ve sosyal yoksunluk oranı, 2024’te yüzde 13,3 iken 2025’te yüzde 11,9’a geriledi. Otomobil sahipliği, beklenmedik harcamaları karşılama, tatil yapabilme, ısınma ve beslenme gibi temel göstergeler üzerinden yapılan hesaplamada, 13 kriterden en az 7’sini karşılayamayanların oranında 1,4 puanlık düşüş kaydedildi.
Sürekli yoksulluk ve bölgesel farklar
Dört yıllık panel veriye göre hesaplanan sürekli yoksulluk oranı yüzde 13,6 oldu. Bölgesel bazda göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) yüzde 14,5 ve TR82 (Kastamonu, Çankırı, Sinop) yüzde 14,3 olarak sıralandı. En düşük oran ise TRC2 (Şanlıurfa, Diyarbakır) yüzde 4,6 ve TRB1 (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli) yüzde 6,3 oldu.
Yoksulluk veya sosyal dışlanma riski
Göreli yoksulluk, maddi ve sosyal yoksunluk ya da düşük iş yoğunluğu göstergelerinden en az birini yaşayanların oranı yüzde 27,9 olarak hesaplandı. Bu oran 0-17 yaş grubunda yüzde 36,8, 18-64 yaş grubunda yüzde 25,1, 65 yaş ve üzerindekilerde yüzde 22,8 oldu.
Barınma ve borç yükü dikkat çekti
Kurumsal olmayan nüfusun yüzde 28,8’i sızdıran çatı, nemli duvarlar veya çürümüş pencere çerçeveleri gibi konut sorunları yaşadığını bildirirken, yüzde 27,9’u izolasyon kaynaklı ısınma sorunu yaşadı. Konut alımı ve konut masrafları dışında borcu veya taksidi olanların oranı yüzde 56,4 oldu. Fertlerin yarıdan fazlası, eskimiş mobilyaları yenilemenin ekonomik olarak mümkün olmadığını beyan etti.
Konut sahipliği arttı
Kendi konutunda yaşayanların oranı yüzde 57,1’e yükselirken, kirada oturanların oranı yüzde 27,0 olarak kaydedildi. TÜİK verileri, 2025 yılında yoksulluk ve yaşam koşullarında kademeli bir iyileşmeye işaret etse de, özellikle çocuklar, düşük eğitimliler ve bazı bölgelerde risklerin sürdüğünü ortaya koydu.
