Kur kaynaklı yeni bir zam dalgası kapıda! Yoksulun tenceresi tehlikede

Ekrem İmamoğlu olayıyla birlikte bir anda döviz kurunun yükselip TL’nin yüzde 12’leri aşan oranlarda değer yitirmesi hem vatandaşın cebini hem de trilyonlarca lira borç yükü altındaki kamu maliyesini olumsuz etkiliyor. Son zamlar nedeniyle tenceresini kaynatmakta zaten zorlanan dar ve sabit gelirli vatandaş şimdi de kur kaynaklı yeni bir zam dalgası yaşamaktan korkuyor. Üretimde ağırlıklı ithal girdi kullanıldığı için, döviz kurundaki her olağanüstü artış zam sağanağı ve enflasyon olarak geri dönüyor. Kur artınca önce akaryakıt ve ithal girdi fiyatları artıyor. Üretim maliyeti artan sanayici, maliyetin ileride daha da artabileceği kaygısıyla sattığı ürüne zam yapıyor. Sonuçta enflasyon patlıyor, maaşlar eriyor, alım gücü düşen milyonlarca sabit gelirlinin geçim mücadelesi zorlaşıyor.

BORÇ YÜKÜ ARTIYOR

İmamoğlu olayının Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in enflasyonu düşürmeye ve yurt dışından yatırımcı çekmeye odaklanmış programını riske attığı da ifade ediliyor. Kur artışı, devletin hem dış hem de iç borç yükünü artırıyor. Dövizli dış borç dışında iç borcun yapısı da hem kur hem de faize aşırı duyarlı yapıda bulunuyor. İç borcun yüzde 27’si döviz, yüzde 73’ü TL’den oluşuyor. TL borçların da yüzde 58’i değişken faizli olduğu için krizle ülke borcu katlanıyor, halkın bütçesi faize akıyor.

Yerli ve yabancı sermaye ürkebilir

Bakan Şimşek’in kapı kapı yabancı yatırımcı aradığı bir dönemde İmamoğlu olayının patlak vermesi başta yabancılar olmak üzere tüm yatırımcıları olumsuz etkilemesinden endişe ediliyor. Yabancı yatırımcı, hukuk ve adaletin tartışıldığı ülkelere gelmediği gibi var olan yatırımlarını da azaltma ya da tümden çekme yoluna gidebiliyor. Yerli yatırımcı da yatırımlarını daha güvenli gördüğü ülkelere kaydırabiliyor.

Erdoğan SÜZER