Emeklilik dinlenme değil, geçinememe çağı oldu
Aktif yaşlanma endeksinde Avrupa’nın gerisinde kalan Türkiye’de yaşlılık, ‘‘dinlenme dönemi’’ değil, geçim derdiyle ikinci bir mesai anlamına geliyor. Yaşlı refahını ölçen endekste sondan ikinci olan ülkede yaşlılar; yalnızlığa ve güvencesizliğe mahkûm ediliyor.

Ülke, yaşlıların yaşamlarını huzur içinde devam ettirebilecekleri bir yer olma niteliğinden çok uzak. Yıllar içinde artan yaşlı nüfusa rağmen iktidar, yaşlıların "aktif yaşam" içinde olmasını dahi sağlayamıyor. Resmi verilere göre yaşlılık Türkiye'de atıl hale gelmekle aynı anlamı taşıyor. Yaşlılar sosyal hayatta yalnız, ekonomik olarak güvencesiz bırakılıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK), Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE) işbirliği ile hazırladığı Aktif Yaşlanma Endeksi (AYE) açıklandı. 100 üzerinden değer alan endekste Türkiye'nin aktif yaşlanma skoru 29,7 oldu. TÜİK, AB üyesi 28 ülke ile AB ortalamasını da açıkladı. TÜİK'in ilk kez açıkladığı endeks, 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusun yaşlılık sürecini ne kadar etkin geçirebildiğini, yaşlıların istihdama katılabilme, topluma katılabilme, bağımsız, sağlıklı ve güvenli yaşayabilme ve aktif yaşlanma için kapasite ve elverişli ortama sahip olabilme seviyelerini ölçmeyi hedefliyor.
TÜİK bülteninde, Türkiye'de yaşlıların yaşamın içine katılmasına ilişkin politika üretilememesi, "Endeks, Türkiye'nin hızlı bir demografik dönüşüme girmesiyle beraber aktif yaşlanma konusunda politika geliştirilmesine ve ilerlemenin sağlanmasına ihtiyaç olduğunu gösterdi" ifadeleriyle adeta itiraf edildi. AB ortalamasının 36,8 olduğu endekste Türkiye, sondan ikinci oldu.
70’Lİ YAŞTA İKİNCİ MESAİ
Özellikle emeklilik çağındaki yaşlıların geçim mücadelesi, endekse de skor olarak yansıdı. 55-75 yaş aralığında ölçülen istihdam bileşeni endeks değeri 27,6 oldu. AB ortalaması için bu değer 33,8 olarak hesaplanırken, dünyada yayılan emeklilik yaşının ileri çekilmesine yol açacak politikaların etkileri de buraya yansıdı. Tasarrufa emekten başlayarak emeklilik yaşını yükseltmeyi ve sosyal harcamaları kısmayı hedefleyen Fransa'da endeks 28,2, Belçika'da 26,6 oldu.
Endeks, daha fazla emeklinin en düşük aylık ve yakınındaki seviyelerde sefalete mahkûm edildiği 2024'te artış gösterdi. İstihdam bileşeni endeks değeri, 2023 yılında 25,9 iken 2024 yılında 27,6 oldu. 1 yıl içinde daha fazla yaşlı, işgücüne katılmak zorunda kaldı.
Eurostat raporları, AB ülkelerinde çalışma yaşamına devam eden yaşlı nüfusun, düşük Emekli aylıkları nedeniyle istihdama döndüğü tespit edilebiliyor. Ancak TÜİK, yaşlılık raporunda emeklilik çağındaki nüfusun neden çalışmaya devam ettiğine ilişkin bilgi vermiyor. Buna rağmen yurdun dört bir yanında sokaklarda "Geçinemiyoruz" diyerek haykıran emeklilerin, sefalet aylıkları nedeniyle çalışmaya mecbur kaldığı biliniyor. Yurttaşlarına emeklilikte benzer şartları sağlayan Yunanistan ve Türkiye'de, yaşlıların isyanı da benziyor.
Türkiye'de emeklilerin sokağa çıktığı gibi Yunanistan'da da yaşlılar, "geçinebilecek ve onurlu yaşam sağlayacak" ücret talebiyle meydanlarda. Son olarak geçtiğimiz 12 Nisan'da ülkenin başkenti Atina'da meydanları, sokakları dolduran emekliler, 2009'dan beri alamadıkları emekli aylığı primi ile ücret zammı talebiyle eylem yaptı. Bu ülkede de yaşlılıkta istihdam endeksi 23,7 oldu.
CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ DERİNLEŞTİRİYOR
Aktif yaşlanma endeksine cinsiyetlere göre bakıldığında eşitsizliğin boyutu gözler önüne serildi. Türkiye'de erkekler için endeks değeri 34,5, kadınlar için ise 25,3 oldu. Bölgelere göre endeks değeri incelendiğinde, Doğu Karadeniz Bölgesi'nin erkekler için 38,2 ve kadınlar için 28,4 endeks değerleri ile her iki cinsiyet için de en yüksek endeks değerine sahip olduğu görüldü. Cinsiyetler arası endeks farkının en yüksek olduğu bölge ise Ortadoğu Anadolu Bölgesi oldu.
Erkeklerde AB ortalaması 38,5 ile Türkiye'nin üstünde ve yakın değerde seyrederken kadınlarda ise AB ortalaması 35,3 ile 25,3 olan Türkiye değerine adeta fark attı.
Yaşlı kadınlar, üzerlerindeki bakım yükü, kayıtlı istihdamın dışına itilmeleri ve ev içi emeklerinin ücretlendirilerek yaşlılıkta gelire dönüştürecek politikaların uygulanmaması gibi nedenlerle de erkeklerin gerisinde kaldı. Endeks, yaşlı kadınların geçime yetecek gelire sahip olmadan, sosyal hayatın ve toplumsal katılımın dışında refah içinde yaşayamadan unutulduğunu da adeta gözler önüne serdi.
YAŞLILAR EVLERİNE HAPİS HALDE
İşgücünden ayrıldıktan sonra sosyal hayatın dışına itilen yaşlılar, evlere hapsoldu. Yaşlıların dernek, gönüllülük, siyasal katılım gibi alanlardaki durumu ölçen topluma katılım endeksine göre Türkiye, AB ortalamasının gerisinde ölçüldü. Topluma katılım seviyesi en düşük alt endeks olarak ölçüldü, 12,5 değerini aldı. Yaşlılar, sosyal hayattan izole biçimde evlere hapsedildi.
Topluma katılımın en yüksek olduğu bölge 17,0 ile İstanbul olurken bu bölgeyi 14,3 ile Batı Marmara Bölgesi, 14,2 ile Ortadoğu Anadolu Bölgesi izledi. Aynı endeksin en düşük değerde olduğu bölge 9,2 ile Doğu Karadeniz Bölgesi, ardından 10,1 ile Akdeniz Bölgesi ve 10,5 ile Orta Anadolu Bölgesi oldu.
Yaşlılık çağında hayati öneme sahip olan sağlık hizmetlerine erişimi de ölçen bağımsız, sağlıklı ve güvenli yaşam endeksi ise Türkiye için 65,0 oldu. Bu değeri, tek başına yaşayan yaşlıların oranı da yükseltti.
Aktif yaşlanma için en iyi ortam, 51,1'lik endeks değeri ile Doğu Marmara Bölgesi'nde ölçüldü. Bu bölgeyi 48,4 ile Batı Marmara Bölgesi, 47,7 ile Batı Anadolu Bölgesi izledi. Aktif yaşlanma için en düşük ortama sahip bölge 38,9 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi, ardından 42,0 ile Ortadoğu Anadolu ve 43,2 ile Kuzeydoğu Anadolu bölgeleri oldu.
Nüfusu yaşlanan Türkiye, yaşlı adayları için uygun koşulları sağlayamadı. Aktif yaşlanmaya elverişli ortamı ölçen endekste Türkiye, 45,9 ile sondan ikinci oldu.