17 Ağustos 1999 Gölcük depremi üzerinden 25 yıl geçti. İstanbul’u da etkileyen büyük felakette, 18 bin 373 kişi hayatını kaybetmiş, 48 bin 901 kişi de yaralanmıştı. Yıkıcı deprem nedeniyle 600 binden fazla kişi evsiz kalmıştı. 1999 depremine kadar ülkemiz yakın tarihte bu denli büyük bir yıkım yaşamamıştı. Depremin üzerinden bir yıl geçmiş ve Resmî Gazete’de yayımlanan bir kararname ile Doğal Afet Sigortalar Kurumu faaliyete geçmişti. İlk poliçesini 27 Eylül 2000 tarihinde üretti. Kurumun amacı, depremler nedeniyle oluşacak maddi hasarların karşılanması ve binaların teminat altına alınması idi. DASK poliçeleri mecburi olmasına rağmen uzun bir süre rağbet görmedi. Ne zaman ülkemizde bir deprem yaşansa poliçe üretimi âdeta uçtu. Gelinen noktada DASK dünya çapında bilinen ve mali gücü ile yaşanan deprem felaketlerine anında çözüm üreten bir kurum hâline geldi.
MİLYARLIK DEV FON
2002 yılında sadece 2 milyon 128 bin adet poliçe üren DASK’ın kasasında 65 milyon 756 bin lira varken, bugün bu rakamlar katbekat yükseldi. Bu yılın ocak-ağustos döneminde 6 milyon 849 bin poliçe üreterek kasasına 7 milyar 669 bin lira koymayı başaran kurum, büyük bir sermaye yapısına ulaştı. Ülkemizdeki toplam sigortalı konu sayısı ilk defa 11,3 milyonu aştı ve sigortalılık oranı yüzde 57 seviyesine ulaştı. DASK kurulduğu günden bu yana; Van, Elâzığ, İzmir ve son olarak 11 şehrimizi etkileyen Kahramanmaraş depreminde yaraların sarılması için ciddi efor sarf etti. Elindeki büyük sermayeyi hasarların karşılanması için kullandı. Planlarını en acı senaryoya göre yapan DASK, deprem rezervlerini ve reasürans kapasitesini de artırdı. Bütün yapılanlara rağmen kurumun elinde bugün itibarıyla 280 milyar liralık ödeme gücü bulunuyor. Bu haftaki sayfamızda bu mali gücün, yalnızca deprem durumlarında değil, deprem öncesi de nitelikli yatırıma çevrilebileceğini işleyeceğiz...
EN AZ POLİÇE YAPILAN BÖLGE KARADENİZ
DASK verilerine göre, bugün her iki evden biri zorunlu deprem sigortasına (ZDS) sahip. Türkiye genelinde zorunlu deprem sigortası (ZDS) poliçesi 11,3 milyonu aştı ve sigortalılık oranı yüzde 57 seviyesine ulaştı. Marmara Bölgesi, yüzde 64 sigortalılık oranıyla ilk sırada yer alırken onu yüzde 57 ile Ege Bölgesi izledi. Sigortalılık oranı İç Anadolu’da yüzde 51, Doğu Anadolu’da yüzde 59, Akdeniz’de yüzde 54, Güneydoğu Anadolu’da yüzde 50 ve Karadeniz’de yüzde 45 civarında. Sağlanan finansal güvencenin bütün vatandaşlara ulaşması, DASK’ın en büyük hedefi. Bu güvencenin etkin ve güçlü olması da önem arz ediyor.
TEMİNATLAR DÜŞÜK KALIYOR, ARTIRILMALI
1 Ocak 2024’ten itibaren DASK’ın zorunlu deprem sigortası kapsamında verdiği teminatlar iki katına çıktı. Bu kapsamda, sigorta bedeli hesabına esas metrekare bedeli betonarme binalar için 3 bin 16 liradan, 6 bin liraya; diğer yapılarda ise 2 bin 80 liradan, 4 bin liraya yükseldi. DASK’ın bir konut için vereceği en yüksek teminat tutarı da 640 bin liradan, 1 milyon 500 bin liraya çıkarıldı. Buna göre 2024 başından itibaren 100 metrekare bir konuta DASK’ın vereceği teminat 600 bin lira oldu. 200 metrekare bir konut için DASK’ın vereceği teminat tutarı ise 1 milyon 500 bin lira oldu. Ancak mevcut ekonomik koşullarda 1 milyon 500 bin liraya yeni bir ev yapmak veya almak mümkün değil. Bu nedenle toplumda primlerin ve teminatların artırılması yönünde bir talep bulunuyor.
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE YENİ KAYNAK OLABİLİR
Türkiye’de 36 milyon bağımsız birim, 31 milyon konut var. Bunun da yaklaşık 6 milyon bağımsız birimi risk altında, 2 milyonunun acilen dönüşüme girmesi gerekiyor. Bu rakamın 1,5 milyonu İstanbul’da yer alıyor. Üstelik İstanbul’da deprem anında dakikalar içinde yıkılacak 600 bin konut bulunuyor. Bu konutların hızla dönüştürülmesi gerekiyor. Bunun için de ciddi bir kaynağa ihtiyaç var. Hükûmet bu konuda oldukça başarılı bir performans sergiliyor. 2012’den bugüne kadar bakanlık ve özel sektörle birlikte İstanbul’da 300 bin, Türkiye genelinde 3,2 milyon konutun dönüşümünü sağlandı. Ancak dönüşüm hızlanması için gerekli kaynak aktarımının artması şart. Gerek sektör temsilcileri gerekse de şahsi görüşüm bu kaynağın DASK bütçesinden kullanılması taraftarı...
MUHTEMEL DEPREMLERE KARŞI TEDBİR ALALIM
Deprem kuşağında bulunan ülkemizde dönüşüme ihtiyaç duyan milyonlarca konut bulunurken, sosyal konut ihtiyacı da artıyor. Muhtemel bir deprem durumunda yeni konut ihtiyacının artacağı gerçeğinden yola çıkılarak, DASK bütçesinin yeni konut yapımına aktarılabilmesi doğru bir seçenek olarak masada duruyor. Bu dev mali bütçenin daha nitelikli hâle gelmesi adına, yeni konut üretimine çevrilmesi hem ülke adına hem de muhtemel deprem durumunda barınma krizine çözüm olması adına büyük önem taşıyor. Keza Kahramanmaraş depreminde bunu acı bir tecrübe ile yaşadık. Hükûmetin cansiparane şekilde yeni konut üretimine başlaması ve binlerce konutu teslim etmesi dünyaya örnek oldu. Şimdi de bu DASK bütçesi ile yeni konutların üretilmesi, muhtemel bir deprem durumunda ihtiyaca anında cevap vermesi anlamına geliyor.
YARISI BİZDEN'E DESTEKLE YAPILANLAR YENİLENEBİLİR
Hükûmet muhtemel depremlere karşı birçok projeyi hayata geçirdi. Bunlardan biri de ‘Yarısı Bizden’ kampanyası oldu. Vatandaşlarımız bu kampanyaya ciddi ilgi gösterdi. Kampanyaya milyonlarca başvuru yapıldı ve binlerce kişi katılmaya hak kazandı. İlgili bakanlıklar bu ilgi üzerine kampanyada tarih sınırını kaldırdı. Bu ve bunun gibi projelerin çoğaltılması yemi kaynakların devreye girmesi ile mümkün olacaktır. Dönüşüm ya da güçlendirme kredisi gibi projelerin ülke genelinde daha yaygınlaşması ve hızlanması adına DASK’ta bulunan kaynağın devreye alınması doğru bir adım olacaktır. Kaynağın kamu bankaları aracılığıyla vatandaşlara aktarılması konutların mevcut dönüşüm hızını artıracaktır.
Necmi ÇİÇEK