Araştırma: Gençlerin üçte biri aile desteğine muhtaç
Ekonomik belirsizlik ve hayat pahalılığı, Türkiye'de "bağımsız gençlik" idealini sekteye uğrattı. Araştırmalara göre çalışan gençlerin dahi üçte biri aile desteğine muhtaçken, her 10 gençten 7'si aile evinden çıkamıyor. Genç kuşağın önceliği artık esnek çalışma değil, güvenli bir maaş ve iş garantisi haline geldi.

Ekonomik konjonktür, gençlerin bireyselleşme ve özgürleşme hayallerini bir "aile bağımlılığına" dönüştürmüş durumda. Research İstanbul tarafından 26 ilde gerçekleştirilen kapsamlı ‘Nesil Künyesi 2025’ araştırması, 18-30 yaş arası genç kuşağın finansal portresini çarpıcı verilerle ortaya koydu: Her 10 gençten 7’si hala ailesiyle yaşıyor.
MAAŞ YETMİYOR, AİLE DESTEĞİ ŞART
Nefes Gazetesi'nin haberine göre araştırma, sadece işsiz gençlerin değil, aktif olarak çalışan ve düzenli geliri olan gençlerin de barınma ve geçim maliyetleri altında ezildiğini kanıtlıyor.
Düzenli bir işi olan her 10 gençten 3’ü (%33), aile desteği olmadan ay sonunu getiremiyor.
Gençlerin %55'i hayatını idame ettirebilmek için ailesinden düzenli mali yardım alıyor.
Gençlerin yalnızca %24’ü birikim yapabilirken, "istediğim miktarda birikim yapabiliyorum" diyenlerin oranı %6'da kalıyor. Birikim yapabilenlerin ana kaynağını ise şahsi kazançlarından ziyade aileden kalan miraslar oluşturuyor.
ESNEKLİK DEĞİL, "GÜVENCE" ARANIYOR
Kamuoyundaki "Gençler evden çalışmak ve esnek olmak istiyor" algısının aksine, 2025 verileri gençlerin önceliğinin "güvenlik" olduğunu gösteriyor. Aile evinden çıkmak isteyen gençler, evden çalışma yerine ofise gitmeyi ve işten çıkarılma korkusu yaşamayacakları, yan hakları güçlü, garantili pozisyonları tercih ediyor. Ekonomik belirsizlik, esnek çalışma modelini bir özgürlükten ziyade bir "risk" haline getirmiş durumda.
EKONOMİK KELEPÇE: ÖZGÜRLÜK ALANI DARALIYOR
Research İstanbul’un kurucusu Can Selçuki, ekonomik koşulların gençlerin karar alma mekanizmalarını felç ettiğini vurguluyor. Finansal bağımsızlığı olmayan gençler; eğitim, meslek seçimi ve günlük yaşam pratiklerinde aileye bağımlı kalırken; sadece evlilik, çocuk sahibi olma ve oy tercihi gibi alanlarda kendi kararlarını verebildiklerini hissediyor.
