Yapılan düzenlemelere ilişkin açıklamalarda bulunan Kırıkkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Bahaddin Acat, “İlkokullarda alınan karar, alınması gereken bir karardı, MEB yasal zemine oturttu, diğer karar ise önümüzdeki yıllarda çokça tartışacağımız bir karar” dedi.
Yeni eğitim ve öğretim sezonu Pazartesi günü itibarı ile başladı. Yeni sezon öncesinde MEB’in aldığı yeni kararlar sık sık gündeme gelirken özellikle liselerde tekrar getirilen sınıf tekrarı ve ilkokul 5’inci sınıfa kadar yapılan sınavların kaldırılması kararı dikkat çekti. Bakanlık tarafından yapılan bu yeni düzenlemeler eğitimde yeni tartışmaları da gündeme getirdi.
İlkokul öğrencilerine yönelik getirilen düzenlemenin ölçme yöntemlerinin değiştirilmesi olduğuna dikkat çeken Kırıkkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Bahaddin Acat, bu düzenlemede ölçme ve değerlendirmenin tamamen olmayacağı anlamına gelmediğinin altını çizerek, “Halen uygulanan gelen ve genel olarak çoktan seçmeli testlerle gerçekleştirilen ölçme faaliyetleri ilkokul düzeyinde çocukların gelişmesine fayda sağlamıyor. İlkokulda öğrencilerin daha çok beceri ve değer temelli bir eğitim almaları gerektiği, yaşam becerilerinin edinmesinin önemli olduğu yıllardır dile getiriliyor. MEB’in aldığı bu karar, yapılan bu bilimsel tartışmaların yasal zemine oturtulmasıdır. Bu anlamda akademik açıdan değişiklik doğru ve yerinde bir karar, eğitimin sınav odaklı gitmesi bir problemdi zaten” dedi.
DESTEKLENMEZSE “AMA YÖNETMELİĞİ VAR” İFADESİNDEN ÖTEYE GEÇEMEYEBİLİR
Çoktan seçmeli sınavlara yönelik olarak sürdürülen eğitimin en büyük handikap olduğunu ifade eden Acat, eğitimin başarı ölçütünün çoktan seçmeli sınavlara yönelik olarak devam ettiğini belirterek, “Gerek aileler, gerek okulun diğer paydaşlarının bu değişikliği benimsemesi ve uygulamayı bu zeminde yürütmeye rıza göstermesi başarı ölçütü değişmedikçe oldukça zor gözüküyor. Kararın alınması ve yasal zeminin oluşturulması önemli olmakla beraber sitemin diğer bileşenleri bu kararı destekleyecek niteliğe kavuşmaz ise ‘ama yönetmeliği var’ ifadesinden öteye geçemeyebilir” ifadelerini kullandı.
SİSTEMLER KONTROL SAĞLAMAK İÇİN CEZA VEYA ÖDÜL MOTİVASYONUNA BAŞVURUYOR
Sınıf tekrarına ilişkin kararda ise MEB’in sınıf tekrarını gerektiren gerekçeleri kabul ettiğine dikkat çeken Acat, bireylere motivasyon sağlanması için bu tür ceza veya ödüllere yönelindiğini ifade ederek, “Bireylerin eğitim alma konusundaki eksikliklerini kontrol altına almak için bir cezalandırma, bir kontrol mekanizması olarak bu araçlar kullanılır. Burada temel ön kabul ‘sistemin gerekli hizmeti en iyi şekilde sunduğu ancak bireyin bunu almak konusunda gerekli sorumluluğu almadığı ve çabayı göstermediğidir’. Bu ön kabulün doğruluğu tartışmalı olmakla birlikte sistemler kontrol sağlamak amacıyla bu yola başvurmaktadır. Ancak gerek öğrenilen bilginin yapısı, gerek öğrenme metodolojisi ve sürecinin kalitesi ile ölçme ve değerlendirme sistemlerinin niteliği istenen düzeye gelmedikçe bu ön kabul önümüze çok daha büyük sorun çıkarma potansiyeli taşıyor. Eğitim kalitesinin bu açıdan değerlendirilmesi gerekir” diye konuştu.
“SINIF TEKRARININ OLUŞTURACAĞI RİSKLERE KARŞI ACİL ÖNLEMLER ALINMALI”
Eğitimin doğal öğrenme melekelerine uygun hale getirilmesinin önemli olduğunu ifade eden Acat, yapılan sistemin tamamen kontrol çerçevesinde kurulduğunu ifade ederek, bu sistemin cezalandırma değil, yönlendirme ve yetiştirme amacıyla kurulması gerektiğini kaydetti. Acat, “Bazı palyatif faydaları yanında oluşturacağı problemleri ile önümüzdeki yıllarda çokça tartışacağımız bir karar. Öncelikle zorunlu 12 yıllık eğitim gibi bir realiteniz var iken çağ nüfusunu sınıf tekrarına bırakarak sistemi yürütmenin zorluğu başlı başına bir problem olarak önümüze gelecek. Okullarda yaşanan yığılmaların, okul terklerinin ve çağ nüfusun eğitim alma hakkı gibi çeşitli sorunları tartışmadan bu kararı uygulamak zor gibi gözüküyor. Bir diğer risk ise eğitimin tamamen sınav odaklı sisteme yönelmesidir. Dolayısıyla çeşitli riskler barındıran sınıf tekrarına ilişkin kararın oluşturacağı riskler için acil önlemler alınması, yönlendirme ve yetiştirmeye yönelik bir mekanizma ile sınavların bir ceza ve kontrol aracı olarak kullanılmasının önüne geçilmesi büyük önem arz ediyor” dedi.
Mehmet Fahri ÖZKAN / Milli Gazete