Sözcü'den Fırat FISTIK'ın haberi...
İzmir Bölge İdare Mahkemesi, Milli Eğitim Bakanlığı ile İnsan Vakfı arasında İzmir ili, Seferihisar ilçesi, Uluslararası Seferihisar Anadolu İmam Hatip Fen ve Sosyal Bilimler Proje Lisesi hizmetlerinde kullanılmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğüne tahsisli öğrenci yurdunun kullanılmasına ilişkin protokolünü iptal etti.
VAKIF, 25 YIL SÜREYLE KULLANACAKTI
Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'ne tahsisli öğrenci pansiyonunun/yurdunun kullanımı ve yönetim hizmetlerinin 25 (yirmi beş) yıl süre ile İnsan Vakfı'na bırakılacağı açıklanmıştı.
Yurtta vakıf her türlü faaliyeti yapabilecek ve öğrencilerle ilgili sosyal, kültürel etkinlikler yapabilecekti. Tüm bu faaliyetler ücretsiz olarak vakıf tarafından üstlenilecekti.
Bu kapsamda yurt binasının ihtiyaç duyulduğunda, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından eğitim etkinlikleri için kullanılabileceği, derneğin de bu bağlamda, gerçekleştireceği eğitim, kültür ve sosyal çalışmalar için yurt binasını kendi müstakil veya genel müdürlükle ortak projeler gerçekleştirerek de kullanabileceği belirtilmişti.
EĞİTİM SEN DAVA AÇTI
Eğitim Sen protokolün iptali için açtığı davada şu görüşü belirtmişti: tarafından yapılan açıklamada “Örgün eğitimdeki öğrencilere yönelik her türlü eğitim öğretim etkinlikleri ile sosyal ve kültürel etkinliklerin, devletin hizmet alanı içerisinde, davaya konu protokoldeki gibi doğrudan diğer kurum, kuruluş ve bireyler tarafından yürütülebileceğinin kabul edilmesi, örgün eğitim kurumlarını, kanuni idare ilkesine aykırı olarak diğer kurum, kuruluş ve bireylerin faaliyet alanına dönüştüreceği açıktır”
TÜRK MİLLİ EĞİTİMİNİN TEMEL İLKELERİNE AYKIRI
Yurtla yapılan protokol mahkeme tarafından iptal edildi.
Kararda, “Protokolün, bir kamu hizmeti olan eğitim öğretim hizmetinin, devletin hizmet alanı içerisinde ancak genel idare esaslarına göre memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülmesine ilişkin Anayasa’nın amir hükmüne ve Türk Milli Eğitiminin temel ilke ve kurallarına aykırı olduğu, dayanak hukuksal düzenlemelerin amaç ve kapsamını aştığı anlaşıldığından, davaya konu protokolün hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.” denildi.