Somut olay değerlendirildiğinde özel eğitim kurumlarında bir standardın sağlanması amacıyla yasal çerçevede gerçekleştirilen müdahalenin elverişli ve gerekli olduğu aşikârdır. Öte yandan başvurucunun idari para cezalarına ilişkin işlemlerin iptali talebiyle açılan davalarda bilgi ve kanıtlar ile iddia, itiraz ve savunmalarını yargı mercilerine sunma fırsatı elde ettiği ve derece mahkemelerince yukarıda özetlenen gerekçeli kararlarda başvurucunun esaslı şikâyetlerinin değerlendirildiği ve bu değerlendirmelerin öngörülemez olmadığı içermediği anlaşılmaktadır. Bu çerçevede idari para cezası verilmesine yol açan fiillerin başvurucunun kusurundan kaynaklandığı ve olayda kamu makamlarının özensiz bir tutum veya davranışının söz konusu olmadığı değerlendirilmiştir. Buna göre müdahalenin -içerdiği kamu yararı amacı ile karşılaştırıldığında ve özellikle başvurucunun kendi kusuruyla kanuna aykırılığa yol açtığı gözetildiğinde- başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediği sonucuna ulaşılmıştır. Sonuç olarak Anayasa'nın 35. maddesinin ihlal edilmediğinin açık olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
(Başvuru Numarası: 2020/11701)
Karar Tarihi: 21/11/2023
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, valilik tarafından çalışma izni verilmeden personel çalıştırıldığı gerekçesiyle idari para cezası uygulanması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucunun işletmecisi olduğu Özel Kişisel Gelişim Kursuyla ilgili olarak İzmir İl Millî Eğitim Müdürlüğünce inceleme ve soruşturma yapılmıştır. Bu denetimde Kursta;
i. Çalışma izin onayı alınmadan personel işe başlatılması,
ii. Ruhsat ve uygun personel olmamasına rağmen Üstün Zekâlılar Enstitüsü olarak eğitim verilmesi,
iii. Çocukların zekâ seviyelerinin para karşılığında değerlendirmeye tabi tutulması ve bu konuda danışmanlık hizmeti verilmesi,
iv. Sadece yabancı dil, müzik ve resim alanlarında eğitim verme izni bulunmasına rağmen izinsiz şekilde kurum bünyesinde Meral Şengüler Üstün Zekâlılar Yetenekliler Enstitüsü olarak matematik, fen, Türkçe alanlarında eğitim verilmesi eylemlerine ilişkin olarak 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun 7. maddesinin (e) fıkrası uyarınca brüt asgari ücretin on katı idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir. Ancak daha önce de işletmeye aynı konuda idari para cezası verilmesi nedeniyle mezkûr Kanun'un devamı maddeleri uyarınca ceza beş kat arttırılarak (10x5=50) 127.920 TL idari para cezası uygulanmıştır.
3. Başvurucu; idari para cezasına ilişkin işlemin iptali talebiyle Karşıyaka 2. Sulh Ceza Hâkimliğine itiraz etmiştir. İtiraz dilekçesinde, cezanın arttırımı hususundaki ilk yaptırımın konusu farklı olmasına rağmen aynı olayın devamı olarak kabul edilerek para cezasının haksız şekilde uygulandığını, Türk Patent Enstitüsünden "Meral Şengüler Üstün Zekalılar Yetenekliler Enstitüsü" olarak patent aldığını, ticaret odasına kayıt yaptırdığını ve gazete ilanı verdiğini, konservatuvar mezunu olduğunu ve müzik alanında doktor unvanı olduğunu, enstitülerin bağımsız olarak çalışmasında yasal engel bulunmadığını, izinsiz çalıştırıldığı iddia edilen R.A.nın temizlikçi, E.T.nin ise kütüphane sorumlusu olarak çalıştıklarını, bu kişilerin enstitüye bağlı çalışanlar olduklarını ve eğitim hizmeti ile bir ilgilerinin bulunmadığını belirtmiştir. Karşıyaka 2. Sulh Ceza Hâkimliği itirazın reddine karar vermiştir. Karara karşı yapılan itiraz da Karşıyaka 1. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından kesin olarak reddedilmiştir.
4. Karşıyaka 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin kararının gerekçesinde, Karşıyaka'da faaliyette bulunan Özel Karşıyaka Şengüler Kişisel Gelişim Kursunda E.T. ve R.A.nın çalışma izni onayı olmadan işe başlatıldığı, bu şekilde 5580 sayılı Kanun'un 7. maddesinin (e) fıkrasına aykırı davranıldığı ifade edilmiştir. Söz konusu kurumun daha önce Maarif Müfettişi Ö.T.T. tarafından tanzim edilen 27/9/2018 tarihli soruşturma raporu içeriğine göre cezalandırılması gözönüne alındığında idari para cezasının 5 kat arttırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, atılı eylemin 5/11/2019 tarihli rapor içeriği ile sübuta erdiği, bu hâliyle uygulanan cezada usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı belirtilmiştir.
5. Nihai karar 3/3/2020 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu 27/3/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
6. Komisyon; mülkiyet hakkı dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan hakka ilişkin şikâyetin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
7. Başvurucu; Hâkimlikçe ileri sürülen 300 sayfalık savunma incelenmeden 24 saat içinde itirazının reddedildiğini, işletmecisi olduğu kurumun kapatılması için 2019 yılı Temmuz ayında idareye başvurmasına rağmen kapatma işlemlerinin yapılmadığını ve en sonunda 2019 yılı Aralık ayında gelirinin çok üzerinde yüksek bir miktarda idari para cezası ile birlikte ruhsat ve çalışma izninin iptal edildiğini belirtmiştir. Başvurucu; mütevazı bir eğitim kurumu olduklarını, ekte sunduğu vergi beyanlarından anlaşılacağı üzere uygulanan 127.920 TL tutarındaki idari para cezasını ödeme gücünün bulunmadığını, idari para cezasının şahsi olarak aşırı bir külfete yol açtığını, mülkiyet hakkı ile müdahalenin içerdiği kamu yararı arasında olması gereken dengenin aleyhine bozulduğunu, idari para cezasının orantılı olmadığını ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
8. Başvuru, mülkiyet hakkı kapsamında incelenmiştir.
9. İdari para cezası uygulanmasıyla başvurucunun mal varlığında eksilmeye yol açıldığı kuşkusuz olduğuna göre bu para, başvurucu açısından mülk teşkil etmektedir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Orhan Gürel, B. No: 2015/15358, 24/5/2018, § 43; Mustafa Taş, B. No: 2017/23968, 31/10/2018, § 35). Bununla birlikte somut olayda çalışma izni verilmeyen personel çalıştırılması nedeniyle başvurucu hakkında idari para cezası uygulanması mülkiyet hakkına müdahale teşkil etmektedir. Söz konusu müdahaleyle özel öğretim kurumlarını işletenlere yükümlülükler yüklenmesinin ve bu yükümlülüklerin ihlali hâlinde yaptırım uygulanmasının kamu yararını sağlamaya yönelik olduğu açıktır. Bu durumda başvuru konusu olaydaki müdahalenin amacı dikkate alındığında müdahalenin mülkiyetin kamu yararına kullanılmasının kontrol edilmesine ilişkin kural çerçevesinde incelenmesi gerekir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Siyam Petrolcülük Sanayi ve Ticaret A.Ş. Mars Sinema Turizm ve Sportif Tesisler İşletmeciliği A.Ş., B. No: 2017/23849, 10/10/2018, § 48; Mustafa Taş, § 38).
10. Başvuruya konu idari para cezası 5580 sayılı Kanun'un 7. maddesinin (e) fıkrası uyarınca verilmiş olup söz konusu kanun hükümlerinin açık, ulaşılabilir ve öngörülebilir mahiyette olduğu dikkate alındığında başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin kanuna dayalı olduğu kuşkusuzdur. Ayrıca başvurucuya uygulanan idari para cezasının dayanağı olan kanuni düzenlemelerle özel eğitim kurumlarında belirli bir standardın sağlanmasının amaçlandığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla müdahalenin kamu yararını sağlamaya yönelik olduğu açıktır.
11. Anayasa Mahkemesi Başpet Petrol Tur. Gıd. Tar. Ür. San. ve Tic. A.Ş. (B. No: 2017/22459, 16/9/2020), Fidanlar İnşaat Taahüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. (B. No: 2017/38836, 15/1/2020), Aslan Avcı Döküm Sanayi ve Ticaret A.Ş. (B. No: 2017/39159, 28/1/2020) ve Mustafa Taş kararlarında idari para cezalarıyla ilgili uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu kararlarda evvela idari para cezasının cezayla öngörülen kamu yararı amacını gerçekleştirmeye elverişli olduğu ve söz konusu meşru amacı gerçekleştirmeye elverişli diğer araçlarla karşılaştırıldığında ve başvurucuların fiillerinin kabahat olarak düzenlenerek yalnızca idari para cezası uygulandığı dikkate alındığında müdahalenin gerekli olmadığının söylenemeyeceği vurgulanmıştır. Ardından orantılılık yönünden öncelikle başvuruculara idari para cezası kararına karşı iddia ve savunmalarını etkin bir biçimde ortaya koyabilme imkânının tanınıp tanınmadığı irdelenerek idari para cezalarına ilişkin işlemlerin iptali talebiyle açılan davalarda başvurucuların bilgi ve kanıtlar ile iddia, itiraz ve savunmalarını yargı mercilerine sunma fırsatı elde ettiği ortaya konmuştur. Ayrıca idari para cezası verilmesine yol açan fiillerin başvurucuların kusurundan kaynaklandığı ve olaylarda kamu makamlarının özensiz bir tutum veya davranışının söz konusu olmadığı açıklanmıştır. Neticede bu çerçevede müdahalelerin -içerdiği kamu yararı amacı ile karşılaştırıldığında ve özellikle başvurucuların kendi kusuruyla kanuna aykırılığa yol açtığı gözetildiğinde- başvuruculara şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediği değerlendirilmiştir.
12. Bu ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde özel eğitim kurumlarında bir standardın sağlanması amacıyla yasal çerçevede gerçekleştirilen müdahalenin elverişli ve gerekli olduğu aşikârdır. Öte yandan başvurucunun idari para cezalarına ilişkin işlemlerin iptali talebiyle açılan davalarda bilgi ve kanıtlar ile iddia, itiraz ve savunmalarını yargı mercilerine sunma fırsatı elde ettiği ve derece mahkemelerince yukarıda özetlenen gerekçeli kararlarda başvurucunun esaslı şikâyetlerinin değerlendirildiği ve bu değerlendirmelerin öngörülemez olmadığı içermediği anlaşılmaktadır. Bu çerçevede idari para cezası verilmesine yol açan fiillerin başvurucunun kusurundan kaynaklandığı ve olayda kamu makamlarının özensiz bir tutum veya davranışının söz konusu olmadığı değerlendirilmiştir. Buna göre müdahalenin -içerdiği kamu yararı amacı ile karşılaştırıldığında ve özellikle başvurucunun kendi kusuruyla kanuna aykırılığa yol açtığı gözetildiğinde- başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediği sonucuna ulaşılmıştır. Sonuç olarak Anayasa'nın 35. maddesinin ihlal edilmediğinin açık olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
13. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 21/11/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.