BIST 100 10.096,34 %0,19 Dolar 35,75 %-0,10 Euro 37,38 %0,09 Altın Gram 3.200,13 %0,93 Brent Petrol 76,96 %0,51 Bitcoin 105.769,75 %1,95
,

Başka ülkelerde Milli Eğitim Akademesine benzer uygulama var mı?

Öğretmen atamalarında yeni sistem milyonlarca öğretmen adayının en çok merak ettiği konular arasında yer alıyor. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Milli Eğitim Akademisi hakkında akıllardaki soruları ilk kez yanıtladı. Peki KPSS kalkıyor mu? Akademi Giriş Sınavı nasıl olacak? Öğretmen adaylarının atama süreci nasıl işleyecek?

Başka ülkelerde Milli Eğitim Akademesine benzer uygulama var mı?

Milli Eğitim Akademisi ve Akademi Giriş Sınavı hakkında merak edilenleri Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Turkuvaz dijital ortak yayınında açıkladı.

MİLLİ EĞİTİM AKADEMİSİ İHTİYACI NEDEN KAYNAKLANDI?

Eğitime erişim arttıkça eğitimin içerisindeki kişilerle ilgili, eğitimle ilgili insan kaynağı açısından kendimizi revize etmemiz gerekiyor. 1800'lü yıllardan itibaren öğretmen yetiştirme süreçlerine hem bizde hem de dünyada baktığımızda, önce işte bugünkü karşılığında lise mezunlarının subyan mekteplerinde, ilkokullarda öğretmen olduğu dönemleri yaşıyoruz. Sonra eğitim düzeyi yükseldikçe, okul sayısı ve hem çeşit olarak hem sayı olarak arttıkça, öğretmen yetiştirme sürecinde de farklılıklar yaşamış. Bu sadece biz dedik ki dünyada incelediğimiz bütün örnekler de böyle olmuş. Ardından lise mezunları sonrasında yüksekokul da yaygınlaşmaya başlıyor. Yüksekokul mezunları öğretmenliğe kayıyorlar. Sonra lisans programlarından mezun olanlar yeterince sayıya ulaşınca lisans mezunlarından öğretmenliğe geçiş süreci başlıyor. 1980'li yılların ortasından itibaren lisans mezunu olmanın yeterli olmadığı öğretmenlik için, yani çocuklarımızı emanet edeceğimiz öğretmenlerimiz için daha üst eğitimlerin arandığı bir süreç başlıyor. Bu Türkiye'de de 1980'li yılların ortasından itibaren tartışılmaya başlanıyor. 1990'lı yıllarda da Milli Eğitim Akademisi çok yoğun tartışıldı. Dünyada bu tartışmaların yapıldığı ülkelerde iki tane seçenek var. Bazı ülkeler ya lisans sonrası, lisansüstü eğitimle öğretmen yetiştirme sürecini yürütüyorlar.

Yahut lisans mezunu olan kişilerden alıp ilgili bakanlıklar, yani Milli Eğitim Bakanlığı bizdeki gibi merkezi otoritenin güçlü olduğu ülkelerde bizim gibi lisans mezuniyetinden sonra öğretmen adayı arkadaşları alıp kendi ihtiyaçları doğrultusunda yetiştiriyor. İki tane farklı örnek var. Biz bu örneklerden, Türkiye'de de uzun yıllardır zaten tartışılıyor, Milli Eğitim Akademisi'ni kurarken böyle bir yaklaşımla yola çıktık ve geldiğimiz noktada da şöyle bir tabloyla karşı karşıya idik.

Tüm bu süreçte hem uluslararası arenada bu anlamdaki öğretmen yetiştirme süreçlerini irdeledik, hem de öğretmenlerimizin öğrencilere verdikleri eğitimdeki başarı oranlarının meslekteki birikimleriyle orantılı olarak nasıl değiştiğini uluslararası raporlardan edindik, gördük.

DÜNYA ÖRNEKLERİNDEN BİRKAÇ TANE VEREBİLİR MİSİNİZ HANGİ ÜLKEDE?

Şimdi şöyle önce bir şey ifade edeyim de. Öğretmen yetiştirme sürecinde bu türden farklı yeni modellere geçen, yani biraz önce söylediğim, modellerin hepsini tercih eden ülkelerde, mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin eğitim öğretim süreçlerindeki başarısı daha kıdemli öğretmenlere göre daha fazla. Bizde ise mesleğe yeni başlayan bir öğretmen, yani bu mevcut haliyle yürüyen öğretmen yetiştirme sürecinde, mesleğe yeni başlayan öğretmenimizin en azından ortalama düzeylere erişmesi için on, on beş yıllık bir süre geçiyor. Bunu biz söylemiyoruz. Bunu uluslararası raporlar ortaya koymuş.

Yani demek ki, mesleğe yeni başlattığımız öğretmen arkadaşlarımızın yetiştirme sürecinde bir sorun var. Hem çağın gereksinimlerini karşılayabilmek için hem de öğretmen yetiştirme sürecimizi daha sağlıklı hale getirebilmek için bunu yaptık. İkinci bir konu şu, bizim biraz önce söylediğim çerçevede yeni modelleri öğretme yetiştirme sürecinde, yeni modelleri uygulamaya başlayan ülkelerde ağırlıklı olarak öğretmeye yetiştirme süreci uygulamaya dürdük. Yani belli bir bilim alanında uzmanlaşmış, işte tarih, matematik yani bizim derslerimiz açısından söylüyorum, o alanda uzmanlaşmış akademik bir lisans diplomasına sahip olan kişileri Milli Eğitim Bakanlığı'nın bünyesindeki okullarda uygulama yoğun bir eğitim sürecini alıp, mesleğe başladığı andan itibaren başarısının en üst düzeyde olması, öğrenciye en üst düzeyde fayda vermesi için modeller geliştirmiş. Bizim de Milli Eğitim Akademisi'nden beklediğimiz fayda bu.

Milli Eğitim Akademisi'ne aldığımız arkadaşlarımızı uygulama yoğun bir yetiştirme sürecine tabi tutacağız. Sonrasında da öğretmen olarak çocuklarımızı emanet edeceğimiz okullara göndereceğiz. Örnekler mesela İtalya'da 500 saatin üzerinde uygulama, Kanada'da, Amerika'da bir sürü ülkede bununla ilgili, yani biraz önce bahsettiğim türde, lisans diplomasından sonra söylediğim iki farklı metodolojiyle öğretmen yetiştirme süreci yürüyor. Biz bunun örneklerini kamuoyuyla da zaten paylaşmıştık.

Şimdi akademideki arkadaşlarımız bunu daha bilimsel metinlerle kamuoyuyla da paylaşma, yani Akademi kurumsallaştıktan sonra artık Akademi yayını olarak bunları farklı ülkelerdeki öğretmen yetiştirme modellerini bir yayına da dönüştürecekler.

Kaynak : Yenişafak Gazetesi

İlişkili Haberler

Manşetler