Gazete Memur

Kalp krizinin en erken 4 belirtisi

Kalp hastalıkları artık sadece yaşlıların değil, 30’lu ve 40’lı yaşlardaki gençlerin de kapısını çalıyor. Son yıllarda kalp krizi, felç ve kalp yetmezliğine bağlı ölümler, çalışma çağındaki yetişkinlerde neredeyse beşte bir oranında artış gösterdi. Uzmanlara göre tehlike, çoğu kişinin önemsemediği küçük ama kritik belirtilerde saklı.

Giriş:
Güncelleme:

DailyMail'de yer alan habere göre; Kardiyolog Prof. Rasha Al-Lamee, “Kalp krizi geçiren hastaların yarısında belirgin bir semptom bulunmuyor. Ancak hemen hepsinde teşhis edilmemiş risk faktörleri mevcut” diyerek düzenli sağlık kontrollerinin hayati önem taşıdığını vurguluyor.

YORGUNLUK, BULANTI, HORLAMA

Kalp krizi denince akla ilk gelen göğüs ağrısı olsa da uzmanlar farklı işaretlere dikkat çekiyor. Günlük işlerde nefes darlığı, gelip giden göğüs ağrısı, olağandışı yorgunluk en önemli kırmızı alarmlar arasında. Kadınlarda ise bulantı, hazımsızlık, baş dönmesi ve bayılma gibi şikayetler ön plana çıkıyor.

Kalp sağlığını tehdit eden diğer beklenmedik uyarılar ise şöyle sıralanıyor:

Diş eti hastalıkları: Diş eti kanamaları yalnızca ağız hijyeninin değil, aynı zamanda kalp damar hastalıklarının da erken işareti olabilir.

Sertleşme bozukluğu: Erkeklerde damar tıkanıklığının ilk belirtisi olarak kabul ediliyor. Araştırmalar, bu sorunu yaşayanların kalp hastalığına yakalanma riskinin yüzde 50 daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.

Horlama: Obstrüktif uyku apnesiyle ilişkilendirilen yüksek sesli horlama, koroner arter hastalığı riskini yüzde 28 oranında artırabiliyor.

Soğuk el ve ayaklar: Düşük sıcaklıklarda damarların daralması normal olsa da, dolaşım zayıflığında bu durum kalp üzerindeki yükün göstergesi olabiliyor.

“DÜZENLİ KONTROLLER HAYAT KURTARIR"

Prof. Al-Lamee, “Kan basıncı, kolesterol ve diyabet için yapılan rutin kontrollerin ihmali, sessiz ilerleyen kalp sorunlarını ölümcül hale getirebilir. Gerektiğinde kullanılan koruyucu ilaçlar hayat kurtarıcıdır” diyerek uyarıyor.

Uzmanlar, kalbin sadece göğüste ağrı ile sinyal vermediğini; ağızdan uykuya, dolaşımdan cinsel sağlığa kadar birçok farklı belirtiyi göz ardı etmemek gerektiğini hatırlatıyor.