Gazete Memur

AYM'den vazife malullüğü başvurunda kritik karar

Anayasa Mahkemesi, vazife malullüğü hükümlerinin uygulanmamasına ilişkin davada, derece mahkemelerinin Adli Tıp Kurumu raporunda yer almasına rağmen, polis memurunun ölümün yürütülen görevle illiyet bağı tespitini neden esas almadığını gerekçelendirmediği gerekçesiyle gerekçeli karar hakkının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine hükmetti. İhlalin giderimi için dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verildi.

Giriş:
Güncelleme:

29 Aralık 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan kararda, yargı mercilerinin davanın sonucuna etkili iddiaları ve çelişkili delilleri tartışmadan hüküm kurmasının, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında güvence altına alınan adil yargılanma hakkını ihlal ettiği vurgulandı.

OLAY NASIL YAŞANDI?

Anayasa Mahkemesi kararında yer alan bilgilere göre olay, İzmir Emniyet Müdürlüğüne bağlı Şirinyer Karakolu’nda görev yapan polis memurunun, görev sırasında yaşandı.

Başvurucunun eşi, İzmir Emniyet Müdürlüğüne bağlı Sarnıç Karakolunda başpolis olarak görevlidir. Görev yapmaktayken 1/2/2017 tarihinde bir işyerine idari yaptırım kararı uygulandığını tebliğ ettiği sırada işyeri sahipleri tarafından tehdit edilmesi üzerine başlayan tartışma ve mukavemet sonucunda rahatsızlanmış, sevk edildiği hastanede kalp krizi nedeniyle vefat etmiştir. Bunun üzerine başvurucuya 15/2/2017 tarihinden itibaren dul ve yetim aylığı bağlanmış ve vefat eden eşin 30 tam hizmet yılına karşılık gelen emekli ikramiyesi ödenmiştir.

Başvurucu, eşinin vefatının görevden kaynaklandığını belirtmiş ve dul ve yetim aylığı yerine vazife malulllüğü aylığı bağlanmasını talep etmiştir. İzmir Emniyet Müdürlüğü talebi SGK'ya iletmiş, SGK'nın isteği doğrultusunda İzmir Emniyet Müdürlüğünde Adli Tıp Kurumundan rapor alınmıştır.

ATK: GÖREV STRESİ KARDİYAK ÖLÜMÜ TETİKLEDİ

Dosya kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, polis memurunun daha önceden kalp rahatsızlığı bulunduğu, ancak görev sırasında yaşanan olayın yarattığı yoğun stresin kardiyak ölümü tetiklediği tespiti yapıldı.

ATK raporunda, bu nedenle ölüm ile yürütülen görev arasında illiyet bağı bulunduğu, başka bir ifadeyle ölümün görevle bağlantılı olarak meydana geldiği yönünde değerlendirmeye yer verildi.

SGK: ÖLÜM MEVCUT RİSK FAKTÖRLERİNDEN KAYNAKLANDI

Buna karşılık SGK tarafından yapılan değerlendirmede, ölümün kişinin mevcut kalp ve damar rahatsızlığı, sigara kullanımı, yüksek kan yağları ve benzeri pek çok risk faktörünün bir arada bulunmasından kaynaklandığı belirtildi.

SGK, bu gerekçelerle yürütülen görevin ölüm üzerinde belirleyici etkisi bulunmadığını, dolayısıyla vazife malullüğü hükümlerinin uygulanamayacağını bildirdi.

MAHKEMELER ATK TESPİTİNİ NEDEN DIŞLADIĞINI AÇIKLAMADI

İdare mahkemeleri ve Danıştay, kararlarında SGK değerlendirmesini esas alarak davayı reddetti. Ancak kararlarda, ATK raporunda açıkça yer alan “illiyet bağı” tespitinin neden dikkate alınmadığına ilişkin herhangi bir gerekçeye yer verilmedi.

Başvurucu, bu durumun yargılamayı denetlenemez hâle getirdiğini belirterek Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

AYM: ÇELİŞKİLİ RAPORLAR KARŞISINDA GEREKÇE ZORUNLU

Anayasa Mahkemesi, ATK ve SGK raporları arasında açık bir çelişki bulunduğunu, böyle bir durumda mahkemelerin neden bir rapora üstünlük tanıdığını açık, ilgili ve yeterli gerekçelerle ortaya koyması gerektiğini vurguladı.

Mahkeme, ATK raporundaki illiyet bağı tespitinin neden dışlandığının açıklanmamasını gerekçeli karar hakkının ihlali olarak değerlendirdi.

Anayasa Mahkemesinin kararında şu gerekçe yer aldı:

"Somut olayda başvurucunun eşinin vazife malulü sayılması için önemli olan husus ölüme yol açan rahatsızlığın görevin neden ve etkisiyle meydana gelip gelmemesidir. Mahkeme -ATK raporunda yer alan- başvurucunun eşinin kronik kalp hastası olduğu ve olayda yaşanan stresin bu kalp rahatsızlığı ile birleşmesi sonucunda ölüm olayının gerçekleştiği sonucuna vararak ölüme yol açan kalp ve damar rahatsızlığının görevin neden ve etkisiyle meydana gelmediğini değerlendirmiştir. Ancak ATK raporunda kronik kalp ve damar hastalığı bulunan kişinin ölümünü yaşanan olayın stresinin tetiklediği, vefatın kardiyak ölüm sonucu meydana geldiği ve en önemlisi olayla ölüm arasında tıbben illiyet bağı bulunduğu tespit edilmiştir. Mahkeme bu tespitlere kararında yer vermemiş, sadece bünyesel rahatsızlık nedeniyle ölüm olayının gerçekleştiğini belirtmiştir. Bu tespite rağmen bünyesel rahatsızlığın ölüm olayına neden olduğu sonucuna nasıl vardığını açıklamamıştır. Mahkeme, ATK raporunda belirtildiği üzere görevin getirdiği stresin ölüme olan etkisini değerlendirmemiştir. Söz konusu tespitleri değerlendirmediği gibi ATK raporunda belirtilen bulguları neden kabul etmediğine dair kendi görüşünü de ortaya koymamıştır."

YENİDEN YARGILAMA KARARI

AYM, ihlalin sonuçlarının giderilmesi amacıyla dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere ilgili mahkemeye gönderilmesine hükmetti. Başvurucunun maddi ve manevi tazminat talepleri ise reddedildi.

29 Aralık 2025 tarihli Resmi Gazetedeki karar için tıklayınız.