Gazete Memur

Sektör temsilcileri: 'Müşteriler yabancı olsaydı felaket yaşanmazdı'

Otellerin yangın benzeri felaketlere karşı yetersiz olduğu algısının önüne geçilemediği belirtilen TBMM’deki Kartalkaya komisyonunda, sektör temsilcileri ‘Eğer Kartalkaya’daki otele yabancı bir tur operatörünün müşterileri gidiyor olsaydı bu felaket yaşanmayacaktı’ dedi. Komisyonda ‘Grand Kartal Oteli dolduran acentelerin hangileri olduğu da sorulmalı’ çıkışı yapıldı.

Giriş:
Güncelleme:

Kartalkaya Grand Kartal Otel’de 36’sı çocuk 78 kişinin can verdiği yangın faciasına ilişkin kurulan TBMM Kartalkaya’daki Otel Yangınını Araştırma Komisyonu’nda, turizm sektörü temsilcileri sunum yaptı. DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Cem Avşar, komisyonda yaptığı konuşmada, Avrupa ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri gibi yerlerden gelen turistlerden önce aracı acentelerin konaklamak istenilen otellerde misafirleri adına kalite standartları ve güvenlik hizmetleri açısından denetim yaptığını, uygun olması durumunda turist getirdiğini ve bunun aslında acente açısından büyük bir ek yük almak olduğunu belirtti.

‘ASIL MESELE ACENTELERİN İÇ DENETİM YAPMAMASI’

Bu durumu hem son sunumlardan hem de daha önce dinledikleri kurumlardan edindiklerini ifade eden Avşar, ancak ek kaynak gerektiğinden acentelerin bu topa girmediğini söyledi. Avşar, kurum sorumlularına bu denetimlerin Türkiye’de de uygulanması hususunda Kültür ve Turizm Bakanlığına bir tavsiye yazısı yazılıp yazılmadığını sordu. “Çünkü asıl mesele acentelerin bu iç denetimi yapmamasından kaynaklı olduğu apaçıktır” diyen Avşar, şayet gerekli uyarılar yapıldıysa neden gerekli tedbirlerin alınmadığının Komisyon tarafından sorulması gerektiğini ifade etti.

Komisyonda “Grand Kartal Oteli dolduran acentelerin hangileri olduğu da sorulmalı” çıkışı yapıldı. Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, 78 kişinin can vermesine ilişkin yaptığı sunumda Türkiye’nin turizm sektöründeki gelirinden söz etti. “Bu elim olayın ardından, ülkemize yıllık 60 milyar doların üzerinde doğrudan gelir sağlayan ve 1,5 milyondan fazla kişiye istihdam sunan turizm sektörümüzün zan altında bırakılmasını ve konaklama işletmelerini yangın önlemleri konusunda yetersiz göstermeye yönelik algı oluşturma çabalarını anlamakta güçlük çekiyoruz” diyen Eresin ‘sürecin sektör adına olumsuz bir atmosfer yaydığı’ mesajını verdi.

‘DENETİMSİZ YANGIN GÜVENLİĞİNİN KALICILIĞI YOK’

Yangın risk raporlarının oluşturulmasını öneren Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin ise “Bütüncül ve sürdürülebilir bir denetim modeli olmadan yangın güvenliği konusunda alınacak önlemlerin kalıcılığını düşünmüyoruz” diye konuştu. Narin, sunumunun devamında turizm bölgelerinde yazın çıkan yangınlara dikkat çekerek, “Yalnızca işletmelerin bireysel önlemleriyle değil, yerel yönetimler, kamu otoriteri ve özel sektörün iş birliği ile hazırlanacak bölgesel risk yönetimi planlarının denetimini ortaya koymaktadır. Kriz anında hızlı ve etkili müdahale, can ve mal kayıplarının en aza indirmenin yanı sıra bölgedeki turizm faaliyetlerinin sürekliliğini de güvence haline alacaktır” dedi.

‘UYGUNLUK BELGESİ SÜRELİ VERİLMELİ’

Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Erkan Yağcı da sunumunda “Hepimizde bir zihniyet, bakış açısı ve vizyon değişikliğine gitmemizin de şart olduğunu ifade etmek istiyorum. Otel denetimlerinin özellikle yangın uygunluk belgesinin, süreli verilmesi, süresi bitmeden de denetim yapılıp belgenin yenilenmesini öneriyoruz” önerisinde bulundu.

‘‘YABANCI KONUKLARI AĞIRLAYAN TESİSLERİMİZ GÜVENLİ’

Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Başkan Yardımcısı Hasan Eker ise, “Yabancı tur operatörleri, kendi ülke hukukları uyarınca sorumlulukları olduğundan yolcularını getirecekleri tesisleri profesyonel anlamda denetler. Bu denetimlerden yeterli puanı alamayan tesislerle çalışmazlar. Bu nedenle yabancı konukları ağırlayan tesislerimizin Avrupa Standartlarında güvenli olduğunu söyleyebiliriz” ifadesini kullandı.

MERVE ŞİŞMAN / KARAR