Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 50 binden fazla kişinin yaşamını yitirdiği 6 Şubat 2023 depremlerinde Kızılay’ın çadır sattığına ilişkin iddialar kapsamında yürüttüğü soruşturmada önemli bir aşamaya geçti. BirGün’ün haberine göre, savcılık, 21 Şubat 2024 tarihinde İçişleri Bakanlığı’na gönderdiği yazıyla, Kızılay hakkında bazı başlıklarda inceleme yapılmasını ve hazırlanacak raporun Başsavcılığa iletilmesini talep etti.
Bu talep üzerine İçişleri Bakanlığı tarafından bir inceleme süreci başlatıldı. 18 Eylül 2024’te, daha önce AK Parti’den milletvekilliği de yapan İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan imzasıyla hazırlanan 43 sayfalık rapor, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI RAPORU BİLİRKİŞİYE GÖNDERİLDİ
İçişleri Bakanlığı denetçileri tarafından hazırlandığı belirtilen rapor, savcılık tarafından bilirkişiye teslim edildi. Mali müşavir olan bilirkişi ise rapor doğrultusunda hazırladığı 28 sayfalık “inceleme ve değerlendirme” raporunu 1 Aralık 2025’te savcılığa sundu.
Bilirkişi raporunda, çadır satışına ilişkin iddialar ve bu işlemin hukuki niteliği ayrıntılı şekilde ele alındı.
RAPORDA ÇADIR SATIŞI DOĞRULANDI
İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı raporda, Ahbap Derneği’ne yapılan çadır satışına ilişkin şu tespitlere yer verildi:
“Ahbap Derneği’ne çadır satışı işleminde; satışa konu çadırların şirket (Kızılay Çadır A.Ş.) stokunda yer aldığı, bedelin banka aracılığıyla ödendiği, işlem taraflarının ticari nitelikte bir satış sözleşmesi çerçevesinde hareket ettiği yönünde kayıt ve savunmalar bulunduğu, buna karşın şikâyet dilekçelerinde bu işlemin Kızılay tüzüğü ve kamu yararı ilkeleriyle bağdaşmadığı, afet döneminde derhâl ve ücretsiz yardım yükümlülüğüne aykırılık oluşturduğu yönünde iddiaların ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır.”
Raporda, satışın teknik ve mali açıdan ticari bir işlem olarak yapıldığına dair kayıtlar bulunduğu, ancak bu işlemin afet koşullarında kamu yararı ve Kızılay’ın insani yardım misyonu açısından tartışmalı olduğu vurgulandı.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME SAVCILIĞA BIRAKILDI
Raporda ayrıca, hukuki sorumluluğun tespiti konusunda yetkinin savcılıkta olduğu belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
“Ceza hukuku anlamında suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı, hukuki sorumluluğun kapsamı, fail ve mağdur sıfatlarının belirlenmesi ile kovuşturma yapılıp yapılmaması yönündeki takdir ve değerlendirme yetkisi tamamıyla sayın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na aittir.”
SAVCILIK İDDİANAME DÜZENLERSE 27 YILA KADAR HAPİS GÜNDEMDE
Hazırlanan raporların ardından gözler Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na çevrildi. Savcılığın şüphelilerin ifadelerini alarak, “görevi kötüye kullanma ve ihmal suretiyle ölüme sebebiyet verme” suçlarından iddianame düzenlemesi halinde, Kızılay yöneticilerinin 27 yıla kadar hapis istemiyle yargılanabileceği ifade ediliyor.
SORUŞTURMADA KİMLER ŞÜPHELİ?
Soruşturma dosyasında, 18 Kızılay yöneticisi ile Kızılay Çadır A.Ş. şüpheli sıfatıyla yer alıyor. Şüpheliler arasında, deprem döneminde Kızılay Başkanı olan Kerem Kınık ile birlikte şu isimler bulunuyor:
Ahmet Çakmak, Emre Koç, Esra Özkoç, İbrahim Altan, Murat Ellialtı, Nurettin Hafızoğlu, Oğuz Can, Ömer Faruk Özgün, Saim Kerman, Şükrü Can, Tevfik Türel, Yasir Yılmaz, Yener Tanık, Yusuf Ramazan Saygılı ve Zübeyde Hümeyra Çelik.
Ayrıca, Kerem Kınık’ın istifasının ardından Kızılay Başkanlığı görevine getirilen ve deprem döneminde Kızılay Yönetim Kurulu Üyesi olan Fatma Meriç Yılmaz da soruşturmada şüpheli sıfatıyla yer aldı.