Gazete Memur

Eşine ‘tombik’ diyen koca kusurlu sayıldı

Uşak’ta görülen boşanma davasında mahkeme, telefonunun rehberine eşini “tombik” diye kaydeden kocayı kusurlu buldu, ifadenin duygusal şiddet oluşturduğuna karar verdi. Yargıtay ise “kadına maddi ve manevi tazminat ödenmesi gerektiğine” hükmetti

Giriş:
Güncelleme:

Uşak 3. Aile Mahkemesi’nde görülen karşılıklı boşanma davasında kadın, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek dava açtı. Erkek ise, eşinin zina yaptığını iddia ederek, karşı boşanma davası açtı. Yargılama sürecinde erkeğin kadına, “Babam hasta, ameliyat olacak, para ver bana. Defol git, yüzünü görmek istemiyorum. Suratını şeytan görsün” gibi ifadelerle mesaj attığı ve kadını “tombik” ismiyle cep telefonuna kaydettiği tespit edildi. Mahkeme, bu ifadelerin ekonomik ve duygusal şiddet oluşturduğuna hükmetti. Erkek, kadının başka bir erkekle zina yaptığını ileri sürdü. Ancak mahkeme, bu iddiayı destekleyecek kesin ve açık deliller bulunmadığı gerekçesiyle zina iddiasını reddetti.

İDDİAYI ISPATLAYAMADI

Kadının evde başka bir erkekle bulunduğu yönündeki beyanı, sadece kitap getirdiğine ilişkin olup, cinsel ilişkinin gerçekleştiğine dair hiçbir açık ikrar veya delil bulunmadığı belirtildi. Yargıtay, tarafların karşılıklı kusurlarını değerlendirirken, erkeğin kadına yönelik hakaret, ekonomik baskı ve aşağılayıcı sözlerinin daha ağır olduğunu belirtti.

AĞIR KUSURLU BULUNDU

Kadının sosyal medya paylaşımları nedeniyle “sarsıcı davranışlar” sergilediği kabul edilse de, boşanmaya neden olan olaylarda kadın az, erkek ise ağır kusurlu bulundu. Bu nedenle Yargıtay, erkeğin zina iddiasıyla açtığı davayı reddetti ve boşanmanın Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi kapsamında, evlilik birliğinin sarsılması gerekçesiyle gerçekleştiğine hükmetti. Kadının daha az kusurlu olduğuna hükmeden Yargıtay, kadına maddi ve manevi tazminat ödenmesi gerektiğine karar verdi. Ayrıca çocuğun ihtiyaçları ve tarafların ekonomik durumları dikkate alındığında belirlenen iştirak nafakasının yetersiz olduğu ifade edilerek, bu kısmın da yeniden değerlendirilmesi istendi.

Halit Turan