Gazete Memur

Erdoğan: Ülkemizde 4 milyon 33 bin göçmen var

Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'nin Göç Yönetimi Programı'nda konuştu. Erdoğan "Ülkemizde 4 milyon 33 bin göçmen vardır. Aldığımız tedbirlerle bu sayı günden güne azalmaktadır. Muhalefetin iddia ettiği gibi bir göçmen sayısı yoktur." dedi.

Giriş:
Güncelleme:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Yüzyılında Türkiye’nin Göç Yönetimi Programı'nda önemli açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

"Kılıçdaroğlu iktidara gelir gelmez Suriyeli öğrencileri Türkiye'den Suriye'ye göndereceğini söylemişti. O zamanlar ben de tam aksini söylemiştim, 'Onları buradan göndermeyeceğiz' demiştim. Ve biz buna fırsat vermedik. Göçü, Mekke'den Medine'ye hicret olarak telakki ettik.

Burada gördüğünüz küçük muhacirler var. Onlar bizim evlatlarımız... Ensar olmak ne kadar güzel bir şey, işte burada görüyorsunuz...

"DÜNYADA 281 MİLYON GÖÇMEN VAR"

Göç konusunda nasıl bir hassasiyete sahip olduğumuzu açıkça ifade ettik. Göç meselesi artık küresel bir olgu olarak tüm dünyanın gündemini meşgul ediyor. Savaş, terör, yolsuzluk ve iklim değişikliğinin yol açtığı sorunlar sebebiyle insanlar doğdukları toprakları terk etmek zorunda kalıyor. Şu an dünya genelinde 281 milyondan fazla göçmen var. Mülteci sayısı da 120 milyona dayandı.

"BOTLAR ŞİŞLEYİP GÖÇMENLERİ ÖLÜME TERK ETTİLER"

Dünya nüfusunun yüzde 3.6'sı hayatını göçmen olarak sürdürmeye çalışıyor. Savaşlar bitmedikçe krizlere çözülmedikçe maalesef bu oranlar katlanarak artmaktadır. Zaman zaman insan olarak derinden sarsan pek çok manzarayla da karşılaşıyoruz. Unutmayın Ege'de, Akdeniz'de botların içerisinde botlar şişlenerek öldürülen göçmenler var. Bunları hep birlikte gördük.

İnsafsızca bunlar yapıldı. Son 10 yılda 72 binden fazla insan göç güzergahında hayatını kaybetti. Binlerce çocuğun nerede olduğu halen ortaya çıkarılamadı... Nice masumun hayatı organ ve fuhuş mafyası dahil suç örgütlerinin kanlı pençelerinde sönüp gitti. İnsanları göçe mecbur eden çoğunlukla Batı zihniyeti olmasına rağmen, iş yükü paylaşmaya gelince Batı ülkeleri buna yanaşmadı.

Zengin devletler değil, düşük ve orta gelirli devletler ev sahipliği yapıyor. Suriye'den kaçan insanların çoğunluğu da biliyorsunuz komşu ülkelere göç etti.

"MAZLUMLARIN HER DAİM YURDU OLDUK"

Türkiye 3 kıtanın kavşak noktasında.. Asırlardır olduğu gibi tüm kıtalar arasında bir güç merkezi görevi görüyoruz. Bunun için çevremizdeki istikrarsızlıklardan yakından etkileniyoruz. Anadolu tarih boyunca hep göçmen yurdu oldu. Yaşadıkları yerde zulüm gören tüm mazlumlar güvenli liman olarak daima Anadolu'yu, Türkiye topraklarını gördü. Mazlumun imdadına koşmayı, insanlık görevimiz olarak telakki ediyoruz.

"TÜRKİYE'DE 4 MİLYON 33 BİN GÖÇMEN VAR"

Muhalefetin abartılı rakamlarla sık sık istismar ettiği konuyu da açıkça söylemek istiyorum. İnsanlık düşmanı faşist çevrelerin söylediği gibi bir göçmen rakamı asla olmamıştır. Ülkemizde; 2 milyon 768'i geçici koruma statüsündeki, 1 milyon 90 bini ikamet izniyle kalanlar, 176 bini de uluslararası koruma altındakiler olmak üzere 4 milyon 33 bin göçmen vardır. Aldığımız tedbirlerle bu sayı günden güne azalmaktadır.

KAÇ BİN SURİYELİ ÜLKESİNE DÖNDÜ?

Suriye’de istikrar sağlandıkça geri dönenlerin sayısı günden güne artıyor. 9 Aralık'tan bu yana Türkiye'den Suriye'ye dönenlerin sayısı 200 bin kişiye ulaştı. Toplamda onurlu şekilde ülkesine dönen Suriyeli sayısı ise 931 bin 452 kişiyi buldu.

"KÖTÜ MUAMALE YAPANIN GÖZÜNÜN YAŞINA BAKILMAYACAK"

Göçmenlere kötü muamele gibi insanlık dışı davranışlara fırsat vermemekte kararlıyız. Şayet herhangi bir sebeple hukukun, insani değerlerin ve göçle ilgili temel politikalarımızın dışına çıkan olursa da gerekeni yapacak, kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız.

"GÖÇMENLERİN EKONOMİMİZE KATKISI KONUŞULMADI"

Bir üzüntümü belirtmek isterim. Göçmenlerin Türk ekonomisine katkıları maalesef ülkemizde sağlıklı bir şekilde tartışılmadı. Farklı düşünenler artısı ve eksisiyle tabloyu ortaya koymaya çalışanlar hedef haline getirildi. İş dünyamız da linçten tedirgin olduğu için bize ifade ettiklerini açıkça kamuoyuna ifade edemediler. Türkiye'nin kalkınması için maddi sermaye kadar beşeri sermayeye de ihtiyacı var.

"UYUM SAĞLAYANLAR İÇİN RASYONEL POLİTİKALARI DEVREYE ALACAĞIZ"

Toplum olarak bu konuları daha objektif konuşmamız gerekiyor. Milletimize entegre olmuş, toplumumuza katkı veren, katma değer üreten kardeşlerimizle ilgili daha rasyonel politikaları devreye almak mecburiyetindeyiz. Diğer türlü ekonomik hedeflerimize ulaşmamızda zorluk çekeriz. Elbette demografik yapımızı korumaktan ödün vermeyeceğiz. Ancak topluma korku salan nefret söylemlerine de Türkiye'yi teslim etmeyeceğiz."