Gazete Memur

Dijital devlete güven sarsıldı! Hasarın boyutu meçhul

Devlet kurumlarının dijital güvenlik duvarını aşan çetelere yönelik adli süreç hakkında İçişleri’nden açıklama geldi. 197 kişinin gözaltına alındığı duyuruldu. Meydana gelen hasarın boyutu ise belirsizliğini koruyor. Devletin en mahrem verilerinin neden korunaksız kaldığı, bunun sorumlusunun kim olduğu sorularına karşı yetkililerin suskunluğu da sürüyor.

Giriş:
Güncelleme:

85 milyon vatandaşın bütün bilgilerinin bulunduğu devlet kurumlarının dijital güvenlik duvarını aşan çetelere yönelik adli süreç hakkında İçişleri Bakanı’ndan günler sonra açıklama geldi. 197 kişinin gözaltına alındığını belirtti. Kamuda oluşan hasarın boyutuna ilişkin ise belirsizlik sürüyor. Vatandaşın ve devletin en mahrem verilerinin neden dijital sızıntıya karşı korunaksız kaldığı sorularına karşı yetkililerin suskunluğu ise hala sürüyor.

GÜNLER SONRA ADLİ SÜREÇ AÇIKLAMASI

Türkiye günlerdir dijital devlet kurumlarına illegal yollardan girerek sahte belgeler üreten, akademik ünvanlar dağıtan çetenin yaptıklarını konuşuyor. Üst düzey kamu görevlilerinin e -İmzalarına erişen ve e-Devlet’e sızan çeteye yönelik kurumlar sessizliğini korurken günler sonra ilk açıklama İçişleri Bakanlığından geldi. Sahte belgelerle kamu sistemlerine yasa dışı erişim sağlayan organize suç örgütüne yönelik 7 Ocak ve 23 Mayıs’ta iki operasyon yapıldığı belirtildi.

DİJİTAL DEVLETE ‘GÜVEN’ SORUNU

Ankara merkezli 23 ilde 197 kişi gözaltına alındı. Adli sürece yönelik açıklama yapılırken, kurum yöneticilerinin e-İmzaları kullanılarak yapılan işlemlere dair kurumlar ve kişiler sessizliğini korudu. Dolandırıcıların verdiği hasarın boyutu belirsizliğini korurken kamu kurumlarından yapılan yasa dışı atamaların geri alınıp alınmayacağı soruları cevapsız kaldı. Dijital devlete sızmalar nedeniyle ‘güven’ sorunu yaşayan vatandaşsa çareyi bu mecralardan uzak durmakta buldu.

DİJİTAL DEVLETE GÜVEN SARSILDI

Türkiye’nin gündemini sarsan ‘sahte diploma skandalı’ soruşturması, devletin dijital güvenlikten liyakat sistemine kadar tüm yapısını hedef alan bir organize ağın faaliyetlerini ortaya çıkardı. Üst düzey kamu görevlilerinin e -İmzalarına erişen ve e-Devlet’e sızarak belgeler üreten çeteye yönelik kamu kurumları sessizliğini korurken günler sonra ilk açıklama sosyal medya üzerinden İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’dan geldi. Sahte belgelerle kamu sistemlerine yasa dışı erişim sağlayan organize suç örgütüne yönelik 7 Ocak ve 23 Mayıs’ta iki operasyon yapıldığı belirtildi. Ankara merkezli 23 ilde gerçekleştirilen operasyonlarda 197 kişi gözaltına alındığını söyledi.

BİNLERCE KİŞİYE BELGE Mİ VERİLDİ: Hazırlanan iki iddianameye göre, 2000’li yılların başından bu yana ‘joker’ aday sokma, not ortalaması yükseltme ve sahte diploma düzenleme yöntemleriyle yüzlerce, hatta sayısı tespit edilemeyen binlerce kişi mezuniyet hakkı kazandı; ilkokul, lise, üniversite diploması sahibi oldu. Soruşturmada 57 sahte üniversite ve 4 sahte lise diploması tespit edildi. Bazı belgeler için 25 bin TL ile 2,5 milyon TL arasında ücretler talep edildi. Yüzlerce kişinin bu yolla kamu kadrolarına girdiği, maaş, ikramiye, sosyal hak ve emeklilik yükümlülükleriyle devlete milyonlarca liralık yük bindirdiği belirlendi.

15-20 YILLIK ‘SAHTE’ UNVANLAR: Sanık Ayhan Ateş, diploma sahteciliğinin birden fazla yöntemle yapıldığını ifadesinde aktardı. Ateş, yabancı dil sınavına “joker eleman” sokarak, 400’den fazla akademisyen adayının üniversitelere yerleştiğini, kimisinin doçent, kimisinin de bu yolla profesör olduğunu itiraf etti. Bu yöntemin 2006-2010 yılları arasında kullanılmasına bakılırsa bahsi geçen akademisyenler en az 15-20 yıldır akademide yer kaplıyorlar ve yetiştirdikleri de binlerce öğrenci bulunuyor… Öte yandan Ateş’in tek bir yöntemle 400’den fazla akademisyenin başarılı bir biçimde akademiye yerleştiğini beyan etmesi, şebekenin yıllar içinde binlerce liyakatsiz adayı üniversitelere yerleştirebildiğini de gözler önüne seriyor.

İddianamede 108 sürücü belgesinin sınavsız şekilde verildiği yer aldı. Adayların başarısız sonuçları “başarılı”ya çevrildi. Ehliyet sınavında 8 puan gibi düşük rakam alan adayların bile notu 70 geçer puana yükseltildi, potansiyel ‘trafik canavar’larına binlerce lira karşılığında ehliyet dağıtıldı. İddianamede sanık Ayhan Ateş’in ifadesi tehlikenin boyutunu gösler önüne serdi. Ateş, aralarında çok sayıda kamu görevlisinin bulunduğu 270 kişinin e-imzasının şebeke tarafından kopyalandığını öne sürdü. Bu imzalarla MEBBİS, YÖKSİS, Tapu Kadastro, Göç İdaresi ve e-Devlet gibi sistemlerde kayıtlar değiştirildi. E-imza sahiplerinin tamamı tespit edilemediği için hangi işlemlerin yapıldığı ve zararın boyutu bilinmiyor.

Şebeke, TÜRKTRUST ve E-İMZATR adlı firma çalışanları ile işbirliği yaptı, çalışanlar sahte e-İmzaları “Yüz Yüze Kimlik Tespiti Yapılmıştır” şeklinde onaylayıp şebeke üyelerine teslim etti. Soruşturmanın medyaya yanısmasının ardından skandallar birbiri ardına patladı ve başka şebekelerin de elektronik imza sisteminin açıklarından faydalandığı ortaya çıktı. Dijital güvenlik duvarının bu denli yıkılmasının devlete olan zararı halen meçhul…

USULSÜZ VATANDAŞLIKLA DEVASA KAYIP: Gayrimenkul yoluyla 2 bin 691 yabancıya usulsüz vatandaşlık verildi. Normal şartlarda ülkeye girmesi gereken 102,6 milyon dolar (yaklaşık 4,1 milyar TL) döviz girişi gerçekleşmedi. Bu kişiler sağlık, eğitim, sosyal yardım gibi hizmetlerden yararlanarak bütçeye ek yük getirdi. Sahte e-İmza, sahte banka dekontları ve gerçeğe aykırı değerleme raporları ile proje aşamasındaki konutların anlaşmalı şekilde yabancılara satıldığı iddia edildi. İsmail Saymaz’ın haberine göre İstanbul’da 146 taşınmazın usulsüz satışıyla 870 yabancıya, ikinci dalgada farklı illerde 555 konutla 2 bin 691 yabancıya vatandaşlık sağlandı. 250-400 bin dolar değerinin altında, hatta inşaatı başlamamış gayrimenkuller sahte e imzalı raporlarla yüksek bedelli gösterildi. Yabancılar yaklaşık 40 bin dolara vatandaşlık aldı.

ZARARIN BOYUTU HALA BİLİNMİYOR: İçişleri Bakanı Yerlikaya adli sürece yönelik açıklama yaparken, kritik kurum yöneticilerinin e-İmzaları kullanılarak yapılan işlemlere dair kurumlar ve kişilerin sessizliğini korudu. Sahte diploma ve belgeler üreten dolandırıcıların verdiği hasarın boyutu belirsizliğini korurken sistemlerine girilen kamu kurumlarından yapılan yasa dışı atamaların geri alınıp alınmayacağı soruları cevapsız kaldı. Dijital devlete sızmalar nedeniyle ‘güven’ sorunu yaşayan vatandaşsa çareyi dijital mecralardan uzak kalmakta buluyor.

BÜYÜK BİR DEVLET KRİZİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, kamu kurumu yöneticilerinin elektronik imzasını kopyalayarak sahte üniversite, lise diploması ve sürücü belgesi düzenlenmesine ilişkin açıklama yaptı. Sosyal medya hesabından payhlaşım yapan Özdağ şu ifadeleri kullandı: “Sahte diploma çetesi adı ile bilinen ancak bunun çok ötesinde bir mahiyet taşıyan, devletin kılcal damarlarına sızan çetenin arkasındaki muhtemel yabancı servisler muhakkak araştırılmalıdır. Büyük bir devlet krizi ve milli güvenlik ihlali ile karşı karşıyayız. Adalet Mülkün Temelidir Derneği’nin yapacağı süreç takibi çok değerli ve önemlidir. Zafer Partisi de dün ifade ettiğim gibi süreci yakından takip edecektir.”

SAHTE DÜZENİ DEĞİŞTİRMEK İÇİN ÇARE SEÇİM

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, sahte diploma skandalına ilişkin sosyal medya hesabından paylaşım yaptı. ‘Bu tablo, sistemin ne denli çürüdüğünün açık göstergesidir’ dedi. Arıkan paylaşımında şu ifadeleri kullandı: “Sahte diploma iddialarına dair kamuoyuna yansıyan her yeni detay, dehşet verici hale gelmiştir. Yıllarca okul sıralarında dirsek çürüten gerçek diplomalılar işsiz ve çaresizken sahte diplomalılar ise unvan ve makam sahibi olmaktadır! Bu tablo, sistemin ne denli çürüdüğünün açık göstergesidir. Tamamen kokuşmuş ve yozlaşmış bu sistem düzeltilemez. Bu sahte düzeni değiştirmek için tek çare kalmıştır: O da erken seçimdir.”

BÜŞRA CEBECİ / KARAR