Eğitim Sen, okullarda toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında ramazan ayında LGBT propagandası yapmaya kalkıştı. Sosyal medya hesaplarından yaptıkları açıklamada tamamen bakanlığın müfredatı dışındaki bilgilerle bir ders saatinde “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dersi” adı altında kendi sendikasına üye öğretmenlerle çocuklara ‘eğitim’ vereceklerini duyurdular. Bununla da yetinmeyen sendika, yapacakları derste okullardaki tahtaların mora boyanacağını ifade etti.
PROVOKASYON!
Skandal çağrının ardından eğitimciler, sendikalar, veliler ayağa kalktı, duruma tepki gösterdi.
Eğitim-Bir-Sen “Eğitim-Sen’in ideolojik bir körlükle öteden beri sürdürdüğü eş cinsellik propagandasını Müslümanlar açısından kutsal bir zaman dilimi içerisinde vites artırarak sürdürmesi aymazlık değil provokasyondur. Aile kavramına savaş açan düşüncelerin, eş cinsellik ve benzeri sapkın hayat biçimlerinin çocuklarımıza ders adı altında propagandasına müsaade edilemez. Eğitim Sen’i eş cinsellik propagandasından ve provokasyondan vazgeçmeye, içinde yaşadıkları toplumu tanımaya, inanç ve değerlerine saygılı olmaya davet ediyoruz” dedi.
Hepimizin Sendikası Grubu ise “Okullarımızda çocuk istismarı propagandasını, çocuklarımıza cinsiyetsizliğin özendirilmesini kabul etmiyoruz. Üstelik bunun eğitimciler tarafından yapılmasını hiç kabul etmiyoruz. Yapacaklarını ilan eden bu çirkin eylemine müsaade edilmemelidir” çıkışında bulundu.
“ASLA MÜSAMAHA GÖSTERMEYİZ”
Yükselen tepkilerin ardından Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) açıklama yaptı. MEB “Eğitim öğretim kurumlarımızda, ilgili mevzuatımızla çerçevesi belirlenerek Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığımızca onaylanan müfredat dışında herhangi bir konunun ders içeriği olarak belirlenmesi veya okutulması mümkün değildir. Sendikal özgürlüklerin kullanıldığı iddiasıyla Anayasa’ya, yasalara ve toplumsal değerlere aykırı davranışlarda bulunarak sendikal faaliyetlerin özüne zarar veren kişi ve kurumların eylem ve açıklamalarına asla müsamaha gösterilmeyecek, gerekli adli ve idari süreçler yürütülecektir” dedi.
İstanbul Valisi Davut Gül de “Müfredatta yer almayan herhangi bir konunun derslerde işlenmesi mümkün değildir. Yetkili mercilerce belirlenmemiş içeriklerin derslerde anlatılması, mevzuata aykırılık teşkil edecek olup, bu tür durumlarla ilgili adli ve idari işlemler başlatılacaktır” açıklamasında bulundu.
YUSUF TEKİN: GÖZ YUMMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL
Sürecin adli kısmını Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünün yürüteceğini bildiren Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin şöyle konuştu:
"Bu konu, aynı zamanda adli açıdan ve hukuki açıdan suç teşkil ediyor. Konuyu ilgili yargı mercilerine şikâyet ederek ve bunun ‘sendikal özgürlük bağlamında değerlendirilemeyeceğini’ ifade ederek gerekli işlemleri yürüteceğiz. Bu, temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasına ilişkin bütün evrensel ilkelere açıkça aykırıdır. Bu, temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasına ilişkin bütün anayasal prensiplerimize aykırıdır ve aynı şekilde başta millî eğitimle ilgili mevzuatlarımız olmak üzere ailenin korunmasına ilişkin mevzuatımıza da aykırıdır. Bu hukuksuzluğa da Bakanlık olarak bizim göz yummamız mümkün değildir. Bize emanet edilen çocukların haklarını, hukuklarını korumakla mükellefiz. Bu konudaki yetkilerimizi, inisiyatifimizi de sonuna kadar kullanacağız."