AK Parti, Türkiye’de 20 milyon yurttaşı düzenli sosyal yardıma mahkûm eden ekonomik krize karşı çözümü, “Sosyal yardım perdesinde” buldu.

Türkiye’de giderek derinleşen ekonomik krizi sosyal yardımlar ile yamamaya çalışan iktidar, “Yoksullukla Mücadele” bütçesini hemen her yıl daha da yükseltti. İktidarın övündüğü yoksullukla mücadele harcaması, Türkiye’deki derin krize ayna tuttu.

Yoksulluğu gizlemek için sürekli artırılan sosyal yardım bütçesi, Türkiye’deki yoksul sayısının katlanarak artmasıyla adeta kuşa döndü. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi ve CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu’nun hane başına yapılan sosyal yardımlara tuttuğu mercek de sosyal yardımların yetersizliğini ortaya koydu.

YARDIMDA SİMİT KAYBI

Yoksul hanelere yapılan yardımın 2025 yılı için 2 bin 494 TL olduğunun altını çizen Bakırlıoğlu, 2 bin 494 TL’lik sosyal yardımla ancak 166 simit alınabildiğini vurguladı. Aynı tutarla 2023 yılında 313 simit alınabildiğini kaydeden Bakırlıoğlu, sosyal yardımın günlük karşılığını da hesapladı.

CHP’li Bakırlıoğlu, hane başına yapılan sosyal yardımın günlük karşılığını da hesapladı. İktidarın, “Aile Yılı” ilan ettiği 2025 yılında yoksullara yapılan sosyal yardımın dört kişilik bir aile için günlük karşılığının yalnızca 20,7 TL olduğunu ifade eden Bakırlıoğlu, “Vermeye utanmadıkları gibi övünmeye de utanmadıkları bu 20 TL ile bir çay bir simit alınamıyor” diye konuştu.

‘DALGA GEÇİYORLAR’

Sosyal yardımların, “Sefalet ücreti” haline geldiğini söyleyen Bakırlıoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Türkiye’de milyonlarca hane, ekonomik kriz nedeniyle sosyal yardımlara bağımlı hale geldi. Emekli yılında emeklileri perişan eden iktidar, anlaşılan aile yılında da herhalde ailelere göz dikmiş durumda. Dört kişilik bir aileye yapılan günlük 20,7 TL ile bugün bir simit ve çay alınamıyor. Yakın zamanda simide de zam gelmesi gündemde. Beklenen zam gerçekleşirse verilen yardımla bir simit bile alınamayacak.

Ülkenin ekonomik gerçeklerinden kopuk, yurttaşın sofrasına yabancı bir anlayışla sosyal yardım politikası yürütüyorlar. Bu tutarlar, ne enflasyonun karşısında bir anlam ifade ediyor ne de temel insani ihtiyaçları karşılıyor. Bu yardım değil, resmen insanların aklıyla dalga geçmek.”

Mustafa BİLDİRCİN / Birgün