Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yıllık olarak açıkladığı nüfus verileri ve projeksiyonlarda Türkiye’de nüfus artış hızının ve doğurganlığın azaldığı görülüyor. Bunun ekonomiye etkileri içinde de yaşlılık oranının artmasıyla sosyal güvenlik sistemlerinin tehlikeye girmesi bulunuyor.
Yaş bağımlılık oranı
Nüfus verileri içinde, ekonomik olarak aktif olan 15-64 yaş grubuna karşılık; çocuk (0-14 yaş) ve yaşlı (65+ yaş) nüfusu oranını “yaş bağımlılık” oranı gösteriyor.
Çocuk bağımlılık oranı, çalışma çağı nüfusu olan 15-64 yaş grubundaki her 100 kişi başına düşen “0-14” yaş grubundaki çocuk sayısı olurken, yaşlı bağımlılık oranı, çalışma çağı nüfusu olan 15-64 yaş grubundaki her 100 kişi başına düşen “65 ve daha yukarı” yaştaki nüfus olarak hesaplanıyor.
Giderek artıyor
1935’ten bu yana ulaşılabilen verilere göre, değişim net görülüyor. 2000’ler sonrasında toplam bağımlılık oranı; çocuk bağımlılık oranındaki düşüşle yaşlı bağımlı oranındaki yükselişle yatay bir seyir izliyor.
Geleceğe yönelik projeksiyonlarda alarmlar çalıyor!
Türkiye’de doğurganlığın azalması ile genç nüfustaki azalış ve yaşlı nüfustaki artışla 2024 sonrasında projeksiyonlarda yaşlı bağımlılık oranında yüksek bir ivmeyle artış olacağı öngörülüyor.
Çocuk bağımlılık oranındaki düşüş de 2000’lerin başındaki düşüşten daha hızlı bir gerilemeye evriliyor.
Toplam yaş bağımlılığı ise artış ve azalış oranlarındaki dengenin bozulmasıyla yaşlı bağımlılık oranına paralel bir yükselişe geçiyor.
Projeksiyonlara göre, nüfusta yaşlı bağımlılık oranının yükselmesiyle sosyal güvenlik sistemlerinin yükü kaldırmasının zor olacağı görülüyor.
ÖZDER ŞEYDA UYANIK/ EKONOMİM