Gazete Memur

Tekstilde fiyatlar arttı kalite düştü, 'Made in Egypt' raflarda yerini aldı

Mısır'da üretime başlayan firmaların ürünleri "Made in Egypt" etiketiyle raflarda yerini alırken, ucuz işçilik, düşük kaliteli ham madde, eski makine parkurları ve yetersiz denetimler kaliteyi aşağı çekti. Kalitenin bozulmasının, "Made in Türkiye" etiketi ve sektörün tamamı için geri dönüşü zor sonuçlar doğurabileceği belirtiliyor.

Giriş:
Güncelleme:

Türkiye tekstil ve hazır giyim sektörü artan üretim maliyetleri, enerji giderleri, işçilik ücretleri ile rotasını Mısır'a kırdı. Serbest ticaret anlaşmaları, düşük iş gücü maliyetleri ve Avrupa pazarına deniz yolu ile yakınlık gibi avantajlar sayesinde Mısır, Türk hazır giyim üreticileri için cazip bir üretim üssüne dönüştü.

Türkiye'nin en büyük hazır giyim üreticileri fabrikalarını bu ülkeye taşıdı. Ancak mağaza raflarında giderek daha sık görülen "Made in Egypt" etiketleri kalite tartışmalarını da beraberinde getirdi. Özellikle jean ve jean türevi ürünler ile mont, kaban ve ceket gibi dış giyim ürünlerinde kalite düşüşü, tüketicilerin en çok şikayet ettiği konuların başında gelmeye başladı.

TÜRKİYE İLE KIYAS GÖTÜRMEZ

Kalite düşüşünün sebepleri yalnızca işçilikle sınırlı değil. Sektör kaynaklarına göre maliyetleri aşağı çekme hedefi doğrultusunda kullanılan ham maddelerde de belirgin bir farklılaşma söz konusu. Özellikle denim kumaşlarda daha düşük gramajlı, iplik kalitesi zayıf ve dayanıklılığı sınırlı hammaddelerin tercih edildiği ifade ediliyor. Bunun yanı sıra, bazı üretim tesislerinde kullanılan makine parkurlarının Türkiye'deki modern ve yüksek teknolojili hatlara kıyasla daha eski olduğu, bu durumun dikiş hassasiyeti, yıkama kalitesi ve ürün standardizasyonu üzerinde olumsuz etkiler oluşturduğunu belirtiliyor. Uzmanlara göre, ham madde kalitesi ile teknolojik altyapı arasındaki bu uyumsuzluk ürünün kısa sürede deformasyona uğramasına neden oluyor. Bazı üreticilere göre sorun, doğrudan Mısır'da üretim yapılmasından değil; üretim süreçlerinin yeterince denetlenmemesinden kaynaklanıyor. Türkiye'de yıllar içinde oluşan kalite kültürünün deneyimli iş gücünün ve sıkı kontrol mekanizmalarının Mısır'daki tesislerde henüz aynı düzeyde kurulamadığına dikkat çekiliyor. Özellikle hızlı üretim baskısı altında yapılan siparişlerde kalite kontrol süreçlerinin esnetildiği ifade ediliyor.

ŞİKAYETLER ZİRVE YAPTI

Şikayetvar verilerine göre hazır giyim son aylarda yüzde 14 şikayet artışı ile tüm kategorilerde şikayet rekoru kırdı. Giyim sektöründe son dönemdeki şikayetlerde öne çıkan 'hashtag'lerin 'değişim', 'kalitesiz', 'iade', 'kargo' ifadelerinde yoğunlaşması tüketiciler kadar sektördeki firmaların da dikkatini çekiyor. Ürünlerin dikiş yerlerinden yırtılması, renklerinin solması, küçülmesi ve beden sorunları en fazla şikayet alınan konular olarak öne çıkıyor.

Öte yandan Mısır'daki üretimin maliyet avantajı, markalar açısından cazip olsa da bu avantajın tüketiciye yansıması tartışmalı. Birçok tüketici, fiyatların Türkiye üretimi ürünlere kıyasla ciddi biçimde düşmediğini, buna karşın kalite kaybının belirgin olduğunu savunuyor. Bu durum "ucuz üretim-aynı fiyat" eleştirilerini beraberinde getiriyor ve markalara olan güveni zedeliyor.

MADE IN TÜRKİYE ALGISI YIKILIYOR

Sektör temsilcilerinin büyük bir kısmı Türkiye'nin tekstil sektöründe yaşadığı bu dışa açılma sürecinin kısa vadede firmalara nefes aldırdığı ancak uzun vadede marka değerini riske atabileceği uyarısında bulunuyor. Özellikle orta ve üst segmentte konumlanan markalar için kalite algısının bozulmasının, geri dönüşü zor sonuçlar doğurabileceği belirtiliyor. "Made in Türkiye" etiketinin yıllar içinde oluşturduğu güvenin aşınması, sektörün tamamını etkileyebilecek bir risk olarak görülüyor. Mısır tarafında ise farklı bir tablo var. Ülke, Türk yatırımları sayesinde tekstil altyapısını hızla geliştiriyor. Yeni fabrikalar kuruluyor, istihdam artıyor ve ihracat hacmi büyüyor. Mısırlı yetkililer, kalite sorunlarının geçici olduğunu ve eğitimli iş gücü ile teknoloji yatırımlarının artmasıyla bu sorunların aşılacağını savunuyor. Ancak bu iyimser tablo, son kullanıcıya yansıyan deneyimlerle şimdilik örtüşmüyor.

GİDENLER GERİ DÖNMEK İSTİYOR

Mimya Tekstil'in Yönetim Kurulu Başkanı Yasemin Sarpkaya, Mısır'a gidenlerin geri dönmeye başladığını belirterek "Gidenlerin çoğu bin pişman. Evet, işçilik ucuz; 100-200 dolar fakat bizde bir işçinin yaptığını en az 2-2,5 kişi ancak yapıyor Mısır'da. Üstelik onlarda çalışanlar özel beceri isteyen kalifikasyona da sahip değiller. Birçok firma Avrupa'nın ünlü markalarından aldığı siparişlerde eski kaliteyi tutturamıyor ve sipariş iptalleriyle karşı karşıya kalıyor" dedi.

"KALİTE DÜŞTÜ" DEMEK İÇİN HENÜZ ERKEN

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Toygar Narbay "Mısır'da üretilen Türk markalı ürünlerde doğrudan kalite problemi var demek doğru olmaz. Ancak Türkiye'deki üretim kalitesiyle Mısır'daki üretim kalitesinin aynı olmadığını da net biçimde söylemek gerekir. Böyle bir kıyaslama yapmak için henüz çok erken ama mutlaka bir fark olacaktır" dedi. Türkiye'nin tekstil ve hazır giyimde çok ciddi bir bilgi birikimine (know-how) sahip olduğuna dikkat çeken Narbay, sektörün bu avantajına rağmen rekabet gücünü kaybettiğini vurguladı. Narbay "Mısır'ın tekstil geçmişi çok eski değil, denetim mekanizmaları da Türkiye kadar güçlü değil. Bizim boşalttığımız alan kontrol altına alınmazsa bu kayıp kalıcı hale gelir. Türkiye'de yatırım ortamı düzelmeden geri dönüş beklemek gerçekçi olmaz" ifadelerini kullandı. Sektörde kapanan işletmeler olduğuna dikkat çeken TGSD Başkanı, firmaların ayakta kalabilmesi için ek desteklere ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Narbay, çalışan sayısını koruyan işletmelere kişi başı 3 bin 500 liralık desteğin yaygınlaştırılarak tüm sektöre açılmasını talep ettiklerini söyledi. Ayrıca net ihracatta yüzde 10 oranında kur dönüşüm desteğinin hayata geçirilmesinin, sektörün rekabet gücünü yeniden kazanması açısından kritik önemde olduğunu sözlerine ekledi.

SURİYE'DE POTANSİYEL BULUNUYOR

Tekstil sektörüne uzun yıllarını vermiş olan Mehmet Arslan, gazetemize yaptığı değerlendirmede Türk tekstil firmalarının üretimi Mısır gibi ülkelere kaydırmasının temel sebebinin Avrupa pazarına ihracat yapabilmek için maliyetleri aşağı çekme mecburiyeti olduğunu söyledi. Arslan "Firmalar Avrupa'ya rekabetçi fiyatlarla ürün sunabilmek için bu ülkelere yöneldi. Mısır'da işçilik maliyetleri yaklaşık 200 dolar seviyelerinde. Bu, ilk bakışta büyük bir avantaj gibi görünüyor" dedi. Ancak Arslan'a göre bu avantaj sürdürülebilir değil. Mısır'da ciddi bir kalifiye iş gücü sorunu bulunduğunu vurgulayan Arslan "Nitelikli işçi bulmak zor, bu da kaliteyi doğrudan etkiliyor. Üstelik artan ilgiyle birlikte yalnızca işçilik değil, kira, enerji ve lojistik gibi diğer giderler de hızla yükseliyor. Maliyet avantajı zamanla eriyor" ifadelerini kullandı. Önümüzdeki döneme ilişkin çarpıcı bir öngörüde de bulunan Arslan, üretim açısından yeni adresin Suriye olabileceğini söyledi. Arslan "Halep ve Şam çevresinde ciddi anlamda kalifiye insan gücü var. Suriye, önümüzdeki süreçte üretim için en doğru adreslerden biri haline gelebilir. Ülkede pamuk üretimi açısından da önemli bir potansiyel var" ifadelerini kullandı.