Son yıllarda Türkiye’de konut satışlarının artması, üniversite öğrencilerinin şehir değiştirmesi, memur atamaları ve yeni evlilikler nakliye sektöründe ciddi bir hareketliliğe yol açtı. Ancak sektörün canlanması, beraberinde ciddi problemleri de getirdi. Vatandaşların en çok şikâyet ettiği alanların başında nakliye hizmetleri geliyor.
Taşınma sürecinde en sık karşılaşılan problemlerin başında ücret anlaşmazlıkları geliyor. Başlangıçta belirlenen fiyat, taşınma günü çeşitli gerekçelerle artırılabiliyor. Bazı nakliyeciler ‘ekstra kat ücreti’, ‘merdiven kullanma bedeli’ ya da ‘paketleme farkı’ adı altında ek taleplerde bulunarak vatandaşı zor durumda bırakıyor.
HIRSIZLIK DA YAŞANIYOR
Ayrıca eşyaları araca yükledikten sonra ‘asansör dar geldi’, ‘biz bu eşyaları bu fiyata çıkaramayız’, ‘bu sokak çok dar, kamyonu buraya yanaştıramayız’, ‘kat fazla çıktı, ek para vermeniz lazım’, ‘saatlik çalışıyoruz süremiz doldu’ gibi bahaneler üreterek işi yarım bırakma tehdidi ile vatandaşlardan para koparmaya çalışıyorlar. Nakliye şikâyetlerinde öne çıkan bir diğer problem ise eşyaların zarar görmesi. Özellikle elektronik eşyalar ve mobilyalarda çizilme, kırılma, kaybolma gibi vakalar sık yaşanıyor. Daha da vahimi, bazı tüketiciler nakliyeciler tarafından hırsızlık ve tehdit olaylarıyla karşı karşıya kalabiliyor. Bu durum sektöre olan güveni ciddi biçimde zedeliyor.
TEHDİT VE ŞANTAJ VAR
Bazı vatandaşlar ise daha da vahim senaryolarla karşı karşıya kalıyor. Nakliyeciler “Biz bu işin sorumluluğunu almıyoruz, beğenmiyorsanız dava açın” diyerek işi yokuşa sürüyor. Ancak taşınma günü eşyalarını kurtarmak isteyen tüketici için uzun sürecek bir dava açma ihtimali pratikte imkânsız hâle geliyor. Bu nedenle pek çok kişi mecburen talepleri kabul edip ekstra ücret ödemek zorunda kalıyor. Sadece son 6 ay içinde şikâyet sitelerine bu tür konularla ilgili 4.500’ün üzerinde talebin yazıldığı görülüyor. Dile getirilmeyen sıkıntılar da göz önüne alındığında nakliye sektörü ile ilgili toplumda ciddi bir rahatsızlık olduğu ortaya çıkıyor.
ÇOĞU KAYIT DIŞI
Türkiye’de nakliye sektöründe ciddi bir kayıt dışı çalışmanın olduğu biliniyor. Yetki belgesi olmayan firmalar internetten ilan açıp müşteri bulabiliyor. Fatura kesmeyen, ödemeyi elden isteyen bu işletmeler, herhangi bir şikâyet durumunda ortadan kayboluyor. Vatandaşın elinde sözleşme ya da resmî bir belge olmadığı için hak aramak neredeyse imkânsız hâle geliyor. Kayıt dışı çalışan firmalarla yapılan sözleşmeler, herhangi bir anlaşmazlıkta tüketiciyi tamamen savunmasız bırakıyor. Ayrıca fiyatlar da uygun değil. Şehir içi taşıma 8 binden başlayıp 50 bin liraya çıkıyor. Şehirler arası ise 100 bin TL’yi buluyor.
TÜKETİCİLER NE YAPMALI?
Vatandaşlar nakliye hizmeti alırken mutlaka yazılı bir sözleşme talep etmeli ve ödemeyi banka üzerinden yapmalı. Böylece olası bir anlaşmazlıkta hukuki delil elde edilebilir. Ayrıca hizmet alınacak firmanın Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan yetki belgesi olup olmadığı sorgulanmalı. Yaşanan mağduriyetler için tüketiciler, Tüketici Hakem Heyetleri’ne, CİMER’e ya da Alo 175 Tüketici Hattı’na başvurabiliyor. Hasar ve hırsızlık gibi adli boyut taşıyan durumlarda ise doğrudan polise veya savcılığa müracaat edilmesi gerekiyor. Uzmanlar, nakliye sektöründe kayıt dışılığın önlenmesi ve tüketicilerin korunması için denetimlerin artırılması gerektiğine dikkat çekiyor. Ayrıca vatandaşların güvenilir firmalara yönlendirilmesi için resmî bir ‘nakliye rehberi’ oluşturulması öneriliyor.
Kaan ZENGİNLİ