Türkiye’de e-ticaret sektörü, hızla büyüyen hacmiyle iş dünyasının en rekabetçi alanlarından biri haline geldi. 2024’te toplam e-ticaret işlem hacmi 3 trilyon lirayı geçerken, perakende e-ticaret 1,6 trilyon liralık büyüklüğe ulaştı. 600 bini aşkın işletmenin faaliyet gösterdiği pazarda firmalar, daha fazla müşteri çekebilmek için kupon ve indirim kampanyalarına ağırlık veriyor. Bu strateji, hem yeni kullanıcı kazanmak hem de mevcut müşterileri elde tutmak için bir pazarlama aracı olarak öne çıkıyor.
KLASİK TAKTİK: FİYATI YÜKSELT SONRA DÜŞÜR
Ancak kuponların cazibesi vatandaş açısından her zaman avantajlı sonuçlar doğurmuyor. Bazı satıcılar, ürün fiyatlarını kampanya öncesi yükselterek kuponla indirimmiş gibi gösteriyor. Böylece tüketici aslında normal fiyat üzerinden alışveriş yaparken, indirim algısına kapılıyor. Ayrıca '500 TL alışverişe 50 TL indirim' gibi alt limitli kuponlar, ihtiyaç olmayan ürünleri sepete eklemeye zorluyor. Buna, 'Bir ürün daha ekle kargon bedava gelsin', 'Bu satıcının 80 TL kuponu var' şeklindeki kampanyalar da dahil.
BÜTÇEYİ ZORLUYOR İSRAFI ARTIRIYOR
Bu durum hem kişisel bütçeleri zorluyor hem de israfı artırıyor. Tüketicinin ihtiyacından fazlasını satın alması, talep tarafında gereksiz şişkinlik yaratırken, firmaların sık sık fiyat manipülasyonu yapması da enflasyonist baskıyı artırabiliyor. Tüketici örgütleri, "Sahte indirimler yalnızca vatandaşın cebine değil, fiyat dengesini bozarak piyasa güvenine de zarar veriyor" uyarısında bulunuyor.
STOKLARI ERİTMEK İÇİN PAZARLAMA ARACI
Kuponların biliçli kullanımda işe yaradığını hatırlatmakta fayda var. Stok eritme, sezon sonu ürünleri veya kampanya dönemlerinde doğru kupon kullanımı tüketiciye avantaj sağlayabiliyor. Ancak bunun için alışverişten önce mutlaka farklı sitelerde fiyat karşılaştırması yapılması, ürünün geçmiş fiyatlarının incelenmesi ve kupon koşullarının dikkatle okunması gerekiyor. Tüketici örgütleri, “Bilinçli alışveriş hem cebinizi hem de ülke ekonomisini korur” mesajını veriyor.
SEPETTE SON 3 ÜRÜN UYARISINA ALDANMA
E-ticarette sıkça karşılaşılan 'Sepette son 3 ürün, 15 kişi bu elbiseye bakıyor, 8'i izliyor, 36'sı aldı bile, aman karçıma hemen ödeme yap, senin harcaman lazım' şeklindeki uyarılara karşı dikkatli olmak gerekiyor. Zira bu pazarlama taktikleri, hepimizde yapay bir aciliyet hissi oluşturuyor. Sorgulamadan satın almak kredi kartlarını da şişiriyor. 'Tatile gidiş, okula dönüş, Ekim'de alışveriş başkadır, sen hele Kasım ayını gör' gibi ilginç sloganlarla yılın her ayına yayılan kampanya içeriklerine yönelik kendi stratejimizi geliştirmeliyiz. Nasıl mı? Mahalle pazarındaki fiyatların tezgah tezgah anatomisini çıkaran Ayşe Teyze'nin efsane taktiğiyle.
Orhan Orhun ÜNAL