Gazete Memur

Böylesi hiç görülmedi! İç borç ödemesinde rekor

2026’nın ilk iki ayında Hazine’yi bekleyen 1,2 trilyon liralık rekor iç borç servisi, piyasaların gündeminde. 'Böylesi hiç görülmedi' diyen uzmanlar, Ocak ayındaki devasa faiz yükünü “TÜFE’ye endeksli tahvillerin vadesi” ve “geçmişteki düşük faiz politikalarının birikmiş maliyeti” olarak yorumluyor.

Giriş:
Güncelleme:

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yayımladığı 2026 yılı iç borç ödeme programı, yılın özellikle ilk iki ayında tarihin en yüksek iç borç geri ödemelerinin yapılacağını ortaya koydu. Ekonomist Alaattin Aktaş, sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede, yalnızca ocak ve şubat aylarında yapılacak toplam iç borç ödemesinin yaklaşık 1,2 trilyon TL olacağına dikkat çekti. Aktaş paylaşımında, "Hele hele ocak ayında 409 milyar liralık iç borç faiz ödemesi var ki şimdiye kadar böylesi hiç görülmedi." diyerek faiz ödemesinin yüksekliğini gözler önüne serdi.

Paylaşılan resmi tabloya göre, Ocak 2026’da 183,1 milyar TL anapara ve 409,3 milyar TL faiz olmak üzere toplam 592,4 milyar TL iç borç ödemesi yapılacak. Bu tutar, Türkiye’nin tek ayda gerçekleştireceği en yüksek faiz ödemesi olarak kayda geçti.

Şubat ayında da 437,7 milyar TL anapara ve 153,6 milyar TL faiz ödemesiyle birlikte toplam 591,3 milyar TL iç borç geri ödemesi planlanıyor.

Ekonomist Aktaş, “Borç ödemesi büyük ölçüde yeni borçlanmayla karşılandığı için borç stoku azalmak bir yana artıyor; 2026’da da bu eğilim sürecek.” değerlendirmesinde bulundu.

YÜKSEK FAİZ ÖDEMESİNİN NEDENİ: TÜFE ENDEKSLİ TAHVİLLER

Ekonomi çevrelerinde yakından takip edilen 507 isimli hesap da aynı tablo üzerinden değerlendirmelerde bulunarak Ocak 2026’daki olağanüstü yüksek faiz ödemesinin nedenini açıkladı.

507’ye göre, ocak ayındaki 409,3 milyar TL’lik faiz yükü, klasik faiz artışından değil, TÜFE’ye endeksli tahvillerin vadesinin dolmasından kaynaklanıyor. Bu tahvillerin çok düşük kupon faizine sahip olduğunu hatırlatan hesap, şu değerlendirmeyi yaptı:

TÜFE endeksli tahviller, yıllarca kayda değer bir faiz ödemez; enflasyon farkı anaparaya eklenerek birikir.

Vade sonunda bu birikmiş enflasyon farkı tek seferde ödenir.

Yıllardır yüksek seyreden enflasyon nedeniyle bu birikim devasa boyuta ulaştı.

“Bu nedenle Ocak ayındaki faiz ödemesi ‘faiz uçtuğu için’ değil, yıllarca biriken yüksek enflasyonun sonucu.”

507, reel faizin uzun süre negatif tutulduğu dönemde kamunun “çok ucuza borçlandığını”, bunun bedelinin ise sonradan kur ve enflasyon patlamasıyla ortaya çıktığını belirterek şunları ekledi:

“Faiz ve kur sadece araçtır. Sorun; kredi genişlemesi, yüksek bütçe açıkları ve ötelenen maliyetlerin şimdi geri dönmesidir. Muhasebe riskleri ortadan kaldırmaz; sadece erteler.”

2026’DA BORÇ YÖNETİMİ AÇISINDAN ZORLU DÖNEM

Tablolar, yıl boyunca yüksek seyreden iç borç geri ödemelerinin yalnızca yılın ilk aylarıyla sınırlı olmadığını gösteriyor. Mart ayında toplam iç borç ödemesi 353 milyar TL, nisan ayında 413,3 milyar TL, mayıs ayında 293,7 milyar TL, haziran ayında 404,2 milyar TL olarak planlandı.

2026’nın ikinci yarısında da özellikle temmuz (471,3 milyar TL) ve ağustos (560 milyar TL) aylarında yüksek tutarlı ödemeler bulunuyor.

Ekonomistler, borçlanmanın ağırlıkla yeni borçla çevrildiği mevcut yapının 2026 yılında borç stokunu artırmaya devam edeceğini belirtiyor.

KARAR