Gazete Memur

Bankadan çalana hapis, borsadan çalana para cezası

Borsa manipülatörlerinin Hazine’ye ceza ödeyerek kurtulduğunu belirten MASAK eski Başkan Yardımcısı Ramazan Başak, “Vatandaşın zararını karşılamıyorsunuz” dedi.

Giriş:
Güncelleme:

Son günlerde artan spekülasyon operasyonları ile birlikte gözler bu operasyonlarda tutuklananların alacakları cezalara döndü. Henüz birçoğunun mahkemesi görülmediği için büyük operasyonlarla tutuklananların cezaları belli değil. Meclis’te yeni düzenleme görüşüleceği ve bu cezaların artırılacağı iddiaları gündemdeyken, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) eski Başkan Yardımcısı Ramazan Başak, yaptığı bir paylaşımda bu cezaların yetersizliğine dikkat çekti.

HAZİNE’YE GİDİYOR

“Vatandaşın parasını bankadan çalarsanız 20 yıla kadar hapis cezası var, borsadan çalarsanız yok” ifadelerini kullanan Başak, bunun borsada mağduriyete uğrayan vatandaşları çaresiz bıraktığını söyledi. Başak, durumu şöyle detaylandırdı: “Garip ama ne yazık ki gerçek bu. Şöyle; 5 bin 411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun ‘Zimmet’ başlıklı 160’ıncı maddesinde; müşterinin hesabından para çalarsanız, 20 yıla kadar hapis cezası var. Bu şekilde zimmet suçunu işleyenler, bu zararı ödemeleri halinde bile verilecek cezanın en iyi ihtimalle üçte biri oranında hapis cazasına çarptırabiliyorlar.

Bu işlemler sonucu zarara uğrayanların da tüm zararları ödeniyor. Ancak binlerce yatırımcıyı borsada, piyasa dolandırıcılığı ile zarara uğratırsanız, 3-5 yıl hapis cezası karşı karşıya kalabilirsiniz, ancak belirlenebilen zararın iki katını Hazine’ye ödediğinizde hapis cezasından kurtuluyorsunuz. Para Hazine’ye gittiği için vatandaşın zararı da karşılanmıyor. Bu çok ciddi bir çelişkidir.” 

Cezanın artması işe yaramaz

Meclis’te görüşülecek düzenleme ile para cezasının artırılacağı iddialarını da değerlendiren Ramazan Başak, “Bu etkili bir çözüm olmaz. Paranın bankadan veya borsadan çalınmasının hiç bir önemi yok, olmamalı da. Önemli olan zarara uğratılan vatandaş olmalı. Bu nedenle önerim; derinden sarsılan sermaye piyasalarına olan güvenin yeniden tesisi ve milyonlarca vatandaşın  dolandırılmasına son verilmek isteniyorsa, önce sağlam bir irade sonra da Bankacılık Kanunu’nun örnek alınması yeterli olacaktır” diye konuştu.

Ali Can POLAT